Vergi borçlarının takip ve tahsili 1953
tarihli (6183 Sayılı) Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre yapılmaktadır. Kanun çok sayıda değişikliğe uğramasına rağmen
halen yürürlüktedir. Devlete, il özel
idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar ile vergi ve para cezalarının takip
ve tahsili bu kanuna göre yapılmaktadır. İşte şahıslar ve şirketlere ait bu
borçlar, kanunda amme alacağı olarak isimlendirilmektedir. Bu nedenle yazımızın
bundan sonraki kısımlarında amme alacağı/borcu terimleri kullanılacaktır.
Amme borçlarının
kendi kanunlarında belirtilen ödeme sürelerinde ödenmesi gerekmekte olup ödeme
süresinin son gününe vade günü denilmektedir. Borcun vadesinde ödenmemesi
durumunda ise gecikme zammı uygulanacak ve söz konusu borç vadesi geçmiş borç
durumuna gelmiş olacaktır. Amme borcunun vadesinde ödenmeyen kısmına vadenin
bitim tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar geçen süre için her ay için ayrı
ayrı gecikme zammı uygulanmaktadır. Gecikme zammı, 21 Temmuz 2022 tarihinden geçerli olmak üzere aylık % 2,5 olarak
belirlenmiştir.
Diğer
yandan, vergi borçlarını vadesinde ödemeyenler için 6183 Sayılı Kanun
hükümlerine göre cebri icra işlemleri başlatılmaktadır. Yani, kabaca, vergi
borcu, borçlusundan haciz tatbik edilerek tahsil edilecektir. Bununla birlikte,
belli şartlarda vergi ve diğer amme borçlarının tecil
edilerek taksite bağlanabilmesi imkanı getirilmiştir. Burada, tecil, erteleme
anlamına gelir. Buna göre, borcun vadesinde ödenmesi, haciz uygulanması veya borçluya
ait olup da haczedilen malların satılarak paraya çevrilmesi, borçluyu çok zor
duruma düşürecekse, idarenin öngördüğü şartlarla, söz konusu borcun 36 ayı
geçmemek üzere tecil edilerek taksitlendirilmesi mümkündür. (Bu
düzenleme 6183 Sayılı Kanunun 48. Maddesinde yer almaktadır)
Borçlunun
tecil ve taksitlendirme talep etmesi halinde idare bunu yerine getirmek zorunda
değildir. Talebin kabulü ya da reddi tamamen idarenin takdirindedir. Ancak,
idare, icra takibine başlanması ya da icrayı devam ettirmesi halinde, borçlunun
“çok zor” durumda kalacağını öngörür veya bu kanaate varırsa amme alacağını
tecil edebilir. Söz konusu şartlardan “çok zor” durumun takdirinde ise icra
takibine başlanılması ya da takibin devamı halinde borçlunun gelir
kaynaklarının ortadan kalkmasına ya da faaliyetlerinin devamının engellenmesine
sebebiyet verilip verilmediğinin bir ölçü olarak göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Yani, icra takibine başlanılması ya da takibin devamı halinde, borçlunun mevcut
faaliyetine devam edip edemeyeceği ve borçlunun gelir getirici faaliyetlerinin
aksayıp aksamayacağının dikkate alınması gerekir. Buna göre; icra takibine başlanılması
ya da takibe devam edilmesi, borçlunun mevcut faaliyetine devam etmesini
zorlaştırıyor ya da engelliyorsa veya bu durum borçlunun gelir getirici
faaliyetlerinin aksamasına (ihtimal dahilinde olsa bile) neden olabilecekse,
borçlunun “çok zor” durumda kalacağının kabulü gerekmektedir.
Ayrıca, amme
alacağının tecil dolayısıyla tehlikeye girmemesi şart olup bunun için (kısmen
de olsa) teminat altına alınması gerekir. Nitekim, borçludan teminat alınması
Kanunda sayılan tecil şartları arasındadır. Teminat olarak; Para, teminat
mektupları ile sigorta şirketleri tarafından verilen süresiz ve şartsız kefalet
senetleri, hazine bonosu ve devlet tahvilleri, menkul ve gayrimenkul mallar
verilebilir. Borçlu maddi teminat gösteremediği takdirde şahsi kefaletin,
tahsil dairesince uygun görülmesi şartıyla, teminat olarak kabulü mümkündür.
Bununa
birlikte, tüm tecil talepleri için teminat istenmemektedir. Amme borçlusunun
tecil edilecek borçları toplamının 50.000 lirayı (bu tutar dahil) aşmaması
şartıyla tecil edilecek borçlar için teminat aranılmayacaktır. Teminat
aranılmaksızın yapılacak tecil ve taksitlendirmelerde, 50.000 liralık sınır
alacaklı amme idarelerinin her bir tahsil dairesine olan tecile konu borç
toplamları dikkate alınarak belirlenecektir. Tecil ve taksitlendirilecek amme
alacaklarının toplam tutarının 50.000,- lirayı aşması durumunda, gösterilmesi
zorunlu olan teminat tutarı 50.000,- lirayı aşan kısmın yarısı olacaktır.Örneğin; Aslanbey Vergi Dairesine 60.000 TL, Aksu Vergi Dairesine 25.000 TL, Onikişubat
Belediyesine 5.000 TL, Büyükşehir Belediyesine 10.000 TL borcu olan bir kişi,
Tecil talebi kabul edilmesi şartıyla, sadece Aslanbey Vergi Dairesine olan borç
için (60.000 – 50.000)/2= 5.000 TL tutarında teminat gösterecek, diğer borçları
için ise teminat istenmeyecektir. Aynı örnekte Aslanbey Vergi Dairesine olan
borcun 50.000 TL olması halinde, bu borç için de teminat istenmeyecektir. Dolayısıyla,
her bir tahsil dairesince borçlunun tecil edilen borç toplamı 50.000,- liraya
ulaşıncaya kadar borçludan herhangi bir teminat göstermesi istenmeyecektir.
Öte
yandan, bu kapsamda tecil edilip taksitlendirilecek borcun mahiyeti ve
vadesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Vadesi ve türü ne olursa olsun, borçlu tarafından yazı ile istenmiş olması ve
idare tarafından kabul edilmesi şartıyla, her türlü amme borcunun, tecil edilip
taksitlendirilmesi mümkündür. Bu kapsamda
tecil yapılabilmesi için borçlunun yazılı müracaatı şarttır. Borçlu tarafından istenilen
taksit süresinin kabulü zorunlu olmayıp borçlunun durumuna göre taksit adedi
tamamen idare tarafından belirlenecektir. Uygulamada, tecil
ve taksitlendirme taleplerinde, borç ödemede iyi niyet sahibi olma şartına da
bakılmakta ve bu kapsamda, borçludan az da olsa bir ön ödeme talep
edilmektedir.
Tecil edilen
amme alacaklarının, belirlenen faiz oranı esas alınarak hesaplanan tecil
faiziyle birlikte ödenmesi gerekmektedir. Yani, borcun vade tarihinden tecil
başvuru tarihine kadar gecik zammı ve başvuru tarihinden taksitlerin tecil
talebi üzerine belirlenen ödeme tarihine kadar tecil faizi hesaplanacaktır.
Tecil faizi oranı yıllık olarak belirlenmekte olup 30 Aralık 2019 tarihinden bu yana yıllık % 15 olarak uygulanan tecil
faiz oranı 21 Temmuz 2022 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık % 24’e yükseltilmiştir. Tecil
faizi; basit faiz usulü uygulanarak ve müracaat tarihinden ödeme tarihine (bu
tarihler dahil) kadar geçen günler için, ödenecek taksit tutarları üzerinden
hesaplanacaktır.
Tecilin ihlal
edilmemesi için, borcun hesaplanan tecil faiziyle birlikte tahsil edilmesi
gerekmektedir. Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan amme borçlusunun tecil
edilen borçlarını taksit ödeme sürelerinden önce ödemesi de mümkündür. Bu
durumda, erken ödenen tutara, tecil müracaat tarihinden ödemenin yapıldığı
tarihe kadar geçen süre için tecil faizi (indirim) hesaplanacaktır. Tecil edilen borç tutarının %10’u ödenmedikçe, borçluya, borcu
bulunmadığını gösteren yazı verilmeyecektir.
Tecil
ve taksitlendirilmiş borçların tecil şartlarına uygun ödenmemesi durumunda,
tecil ihlal edilmiş sayılacaktır. Ancak, tecil şartlarının ihlal edilmiş
olması, gerekli şartların oluşması halinde daha önce tecil edilmiş olan
alacağın yeniden tecil edilmesine engel teşkil etmemektedir.
Gecen vergi dairesine gittim, borc ertelemek icin. bana yetkili vergi dairesi mudur dediler. yani borcu ertelemek sadece mudurun iznine mi bagli? degisik bir kanunmus.
Gecen vergi dairesine gittim, borc ertelemek icin. bana yetkili vergi dairesi mudur dediler. yani borcu ertelemek sadece mudurun iznine mi bagli? degisik bir kanunmus.