• İletişim
  • Künye
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Gizlilik İlkeleri
  • Çerez Politikası
Anasayfa
  • ASAYİŞ
  • YEREL
  • GÜNCEL
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • SANKO
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • SPOR
  • Ara
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Ahmet SANDAL
  3. Filozof Arthur Schopenhauer'ın Ahlak ve Devlet Üzerine Görüşleri -2
Yayınlanma: 19 Kasım 2020 - 14:08

Filozof Arthur Schopenhauer'ın Ahlak ve Devlet Üzerine Görüşleri -2

19 Kasım 2020 - 14:08
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Filozof Arthur Schopenhauer'ın Ahlak ve Devlet Üzerine Görüşleri -2
Ahmet SANDAL

Alman Filozof Arthur Schopenhauer şöyle diyor: “O yüzden gençler o maskeli baloda elmaların balmumundan, çiçeklerin ipekten, balıkların mukavvadan yapılma ve istisnasız her şeyin oyun ve oyuncaktan ibaret olduğunu mutlaka öğrensinler. Birbirleriyle ciddi ciddi iş yapma azmi içerisindeki iki insandan birinin sahte mallar tedarik ettiğini, diğerinin de bunun karşılığında ona sahte paralar ödediğini zamanında onlara söylemek gerekir. Fakat yapılması gereken daha ciddi müşahedeler, kaydedilmesi gereken daha kötü şeyler var. İnsan esasında vahşi, korkunç bir hayvandır. Biz onu evcilleştirilmiş ve dizginlenmiş haliyle tanıyoruz, onun bu durumuna uygarlık diyoruz. Bu yüzdendir ki ara sıra gerçek tabiatı her nasılsa ipten kurtulacak olsa dehşete kapılıyoruz. Her ne zaman, her nere de kanun ve düzenin prangaları ve zincirleri çözülüp yerini kargaşaya bıraksa, kendisini bütün çıplaklığıyla ele verir o. Fakat bu konuda aydınlanmak için kargaşa ve düzensizliği beklemeye gerek yoktur. Eski yeni yüzlerce kayıt, acımasız, merhametsiz gaddarlığı içinde insanın kaplan ve sırtlandan aşağı kalır yanının olmadığına bizi ikna eder.”

Buradan anlaşıldığı üzere, insan serbest bırakılmamalı. Çünkü tamamıyla serbest bırakılan insan, kontrolsüz insan canavarlığa meyillidir. İnsanı hem Din ve hem de sağlam Devlet kuralları ile dizginlemek şarttır. Ahlaklı insanlar zaten her yerde saygılıdır. Ahlaklı insanlar Topluma da, Devlete de zarar vermezler. Mesele olan ahlaksız insanlardır. İşte ahlaksız insanları dizginlemek için, Devlet kurumlarında güçlü sistem ve sağlam kurum ve kurallar oluşturulmalıdır.

Maalesef bazı toplumlarda bunun tersi olduğunu görmekteyiz. Mazlumlar, garibanlar ve ahlak timsali kişiler Devlet yönetiminden dışlanıyor, çakallara, alçaklara kapı aralanarak, Toplum ve Devlet adeta bir yokoluşa doğru sürükleniyor.

Nasreddin Hoca diyor ya; “bu nasıl bir köy, taşları bağlamışlar, köpekler serbest.” Maalesef, bazı Toplumlarda, bazı Devletlerde vaziyet aynen böyle.

Filozof Arthur Schopenhauer sözlerine devam ediyor: “Die Welt als Wille und Vorstellung'da Devletin esas itibariyle herkesi harici saldırıdan ve kişileri sınırları içinde baş gösterebilecek ihtilaflardan korumak amacıyla varolan bir kurumdan ibaret olduğunu göstermiştim. Devletin zorunluluğunun nihayetinde insan soyunun kabul edilmiş adaletsizliğine ve hukuksuzluğuna dayandığı buradan anlaşılır. Haksızlığın, adaletsizliğin olmadığı yerde kimse devleti düşünmeyecektir, çünkü kimsenin hakkının herhangi bir tecavüzden koruması gerekmeyecek ve vahşi hayvanların saldırılarına ya da doğa güçlerine karşı safi bir birlik devletle kastedilen şeye çok az bir benzerlik gösterecektir. Şatafatlı sözlerle devleti insan varoluşunun en yüksek amacı ve çiçeği olarak gösteren filozof taslaklarının dar kafalılığını ve sığlığını bu bakış açısından açık biçimde görürüz. Spinoza ile birlikte devletten ayrı olarak bir hakkın olmadığını ileri sürenler hakkın icrası (hak olarak tanınması) için gerekil olan araçlar ile hakkın kendisini birbirine karıştırmaktadırlar. Hiç kuşkusuz hak ancak devlet içinde korunma güvencesine sahiptir. Fakat hakkın kendisi devletten bağımsız olarak mevcuttur. Çünkü güçle o ancak bastırılabilir ama asla ortadan kaldırılamaz. Dolayısıyla devlet insanın karşı karşıya kaldığı ve kendi başına değil, ancak başkalarıyla birlik olarak savuşturabileceği çok çeşitli saldırılarla zorunlu hale gelmiş bir koruma kurumundan başka bir şey değildir. O halde devletin hedefleri şunlardır: (1) Her şeyden evvel cansız doğa güçlerine ya da vahşi hayvanlara olduğu kadar insanlara, dolayısıyla başka kavimlere karşı da gerekli olabilecek harici koruma; her ne kadar bu durum en sık karşılaşılan ve en önemli durum olsa da, çünkü insanın en kötü düşmanı insandır: “Homo homini lupus.” (İnsan insanın kurdudur.) (2) Mevcut dürüst ve adil durumun muhafazasıyla içeriye yönelen koruma, yani bir devletin üyelerinin birbirlerine karşı korunması, dolayısıyla özel hakkın güvence altına alınması. (3) Koruyucuya karşı, yani kendisine ya da korumanın yönetiminin teslim edildiği kişilere karşı koruma, dolayısıyla kamu hakkının güvence altına alınması. Bu koruyucu gücün üçlü birliğinin, yani yasama, yargı ve yürütme (erkinin) bölünmesi ve birbirinden ayrılmasıyla sağlanabilir. (Arthur Schopenhaur’ın Hukuk Ahlak ve Siyaset Kitabı: file:///C:/Users/Administrator/Downloads/Hukuk%20Ahlak%20ve%20Siyaset%20%C3%9Czerine%20Arthur%20Schopenhauer.pdf)

Alman Filozof Arthur Schopenhaur Krallık İdaresini Cumhuriyet Yönetimine tercih etmektedir.Filozof Krallık İdaresi daha uygun ve daha iyi yönetim diyerek Cumhuriyet İdaresini eleştirir.

Niye mi eleştirir? İşte nedeni: “Cumhuriyetin özel ve kendi özüyle çelişen mahzuru, bu yönetim tarzında yetenekli, üstün zeka sahibi kimselerin yüksek konumlara ulaşmasının ve dolayısıyla doğrudan siyasi nüfuza sahip olmasının Krallık yönetiminde olduğundan daha güç olmasının kaçınılmazlığıdır. Çünkü her zaman, her yerde ve bütün koşullarda dar kafalı, kıt akıllı ve bayağı ruhlu kimseler üstün zeka sahibi insanlara karşı derhal ya da içgüdüsel olarak birleşip ittifak oluştururlar ve onları doğal düşman olarak görürler; onları bir araya getirip birbirlerine böylesine sıkı sıkıya kenetleyen şey bu tür insanlardan duyduktan ortak korkudur. Şimdi bir Cumhuriyet İdaresinde çok sayıda bayağı ruhlu kimse kendilerini gölgeleyip önlerine geçmemesi için üstün zekalı insanları bastırıp saf dışı etmede kolaylıkla başarılı olurlar. Ve herkesin başlangıç itibariyle eşit haklara sahip olduğu iddiasına karşın yeteneksizlerin sayısı diğerlerinden elli kat fazladır. Halbuki Krallık İdaresinde dar kafalıların üstün zekalılara karşı bu doğal ve evrensel ittifakı tek yanlıdır ve ancak aşağıdan örgütlenebilir; halbuki yukarıdan zeka ve yetenek doğal olarak korunup desteklenir. Çünkü öncelikle Kralın kendisi başka herhangi birinin rekabetinden korkmayacak kadar yüksektedir ve yerine sağlam şekilde yerleşmiştir. Sonra kendisi devlete aklından çok iradesiyle hizmet eder; çünkü akıl bunca talep ve iddiaya asla denk olamaz. Dolayısıyla onun her zaman başkalarının aklından yararlanması gerekir; ve çıkarlarının ülkesinin çıkarlarıyla sıkı sıkıya bağlı, onlardan koparılamaz ve onlarla özdeş olduğunu gördüğünden, doğal olarak en iyilere öncelik verir ve onları himaye eder, çünkü onlar onun en uygun enstrümanıdır, tabi ki onları bulacak yeteneğe sahip olduğu sürece, ki dürüstçe araştırıldığı takdirde bu güç bir şey değildir. Hatta bakanlar bile küçük siyasetçilere kıskançlıkla yaklaşmayacak kadar onların ilerisindedir; ve dolayısıyla benzer sebeplerden ötürü yeteneklerinden yararlanmak için seve seve seçkin zekaya sahip kimseleri tek tek seçip işe koyarlar. Dolayısıyla bu şekilde Krallık İdaresinde akıl her zaman ezeli-ebedi ve amansız düşmanı budalalığa karşı Cumhuriyet İdaresinde olduğundan daha büyük şansa sahiptir; ve onun kazandığı üstünlük çok büyüktür.” (Arthur Schopenhaur’ın Hukuk Ahlak ve Siyaset Kitabı: file:///C:/Users/Administrator/Downloads/Hukuk%20Ahlak%20ve%20Siyaset%20%C3%9Czerine%20Arthur%20Schopenhauer.pdf)

Yazı serimize başka filozof ve âlimlerin ahlak ve Devlet üzerine görüş ve düşüncelerine kendi fikrimizi de şerh ederek devam edeceğiz, inşallah.

Ahmet SANDAL



  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Ah Şartlanmışlıklar Ah! - 26 Ağustos 2022
  • Elazığ Notları -2 - 17 Ağustos 2022
  • Elazığ Notları -1 - 15 Ağustos 2022
  • Şuyuu mu, Vukuu mu? Siyaset mi, Sosyoloji mi? - 08 Ağustos 2022
  • Görecelilik (Nisbiyet) Kavramı Üzerine Bir Fikir Jimnastiği - 02 Ağustos 2022
  • "Vasat Ümmet" Dünya'nın Umudu ve Kurtuluşudur - 27 Temmuz 2022
  • Kalplere Bakmak ve Elazığlı Müftü Ahmet Karaosmanoğlu - 22 Temmuz 2022
  • Tefekkürden Şiire / Şiirden Tefekküre - 20 Temmuz 2022
  • Tarikatlar İslam'ın Bir Emri Midir? - 16 Temmuz 2022
  • Yepyeni Son 4 Şiirim - 14 Temmuz 2022
  • Kur'an'da Gözü Olmayanın Kurban'da Sözü Olmasın - 07 Temmuz 2022
  • Hakikat Tomurcukları - 05 Temmuz 2022
  • "İslam Dini Ezilenleri ve Yoksulları Koruyan Bir Din'dir" - 04 Temmuz 2022
  • Ezilenlerin Ve Yoksulların (Mustazafların) Korunmasına Dair Ayet ve Hadisler - 02 Temmuz 2022
  • Siyasete girmek için "Para da para! Para da para!" - 25 Haziran 2022
  • Tahterevalli ile bir söyleşi.. - 24 Haziran 2022
  • İlm-i siyaset ve doğru hareket üzerine görüş ve önerilerim.. - 22 Haziran 2022
  • Selçuklu ve Osmanlı nedir? Neyi temsil eder? - 21 Haziran 2022
  • Tahammül ve hoşgörü kültürüne hasret kaldık.. - 20 Haziran 2022
  • DOST ACI SÖYLER. DOĞRU SÖYLER.. - 20 Haziran 2022
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 34
Köşe Yazarları
Hanefi Öksüz, Halil İbrahim Gümüşer ve Deplasman..
Abid VANLI
Hanefi Öksüz, Halil İbrahim Gümüşer ve Deplasman..
Neden Böyleyiz?
Gündoğdu YILDIRIM
Neden Böyleyiz?
Milletvekili Dediğin Memlekete Yakışmalı
Seval VANLI
Milletvekili Dediğin Memlekete Yakışmalı
Sıddıka BALAKAN
Sıddıka BALAKAN
Kızıl Goncalar
Çok Okunan Haberler
Bakan Tekin, Kahramanmaraş'ta Okulları Ziyaret Etti
Bakan Tekin, Kahramanmaraş'ta Okulları Ziyaret Etti
Kahramanmaraş’ta park halindeki otomobil yandı
Kahramanmaraş’ta park halindeki otomobil yandı
Kahramanmaraş’ta tır kazası: 1 ölü 1 yaralı
Kahramanmaraş’ta tır kazası: 1 ölü 1 yaralı
Ana Sayfa
ASAYİŞ
YEREL
GÜNCEL
EĞİTİM
SAĞLIK
SANKO
EKONOMİ
SİYASET
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
Köşe Yazarları
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • ASAYİŞ
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • GÜNCEL
  • MEDYA
  • SAĞLIK
  • SANKO
  • SİYASET
  • SPOR
  • YEREL
  • Köşe Yazarları
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Sitene Ekle
  • İletişim
  • Künye
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Gizlilik İlkeleri
  • Çerez Politikası

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Tasarım46 Web Bilişim Hizmetleri

Tasarim46.com