Sosyal
medyada 11 yıldan bu yana paylaştığım fikir ve düşüncelerimi bu sahifede birkaç
gündür tekrarlayıp sizlerin dikkatlerine
sunuyorum. Atalarımızın bu hususta güzel bir sözü var: “Et tekraru ahsen, velev kâne yüzseksen.” (Tekrar güzel şeydir. İsterse
yüzseksen kez olsun). Evet, yılmadan, bıkmadan güzel işleri, güzel
sözleri tekrarlayacağız ve hatırlatacağız. Bizden yazması, bizden söylemesi.
Bizim yükümlülüğümüz bu kadar. Vicdanımızın doğrultusunda yazacağız. Allah (cc)
için, Hak namına sesleneceğiz ve doğruya, sırat-i müstakime çağıracağız. Bizim
görevimiz bu kadar. Ondan sonrası size ait. İnşaallah tesirimiz olur ve
özellikle gençlerimizin Ecdadının izinde birer hayırlı fert olmaları noktasında
faydamız olur. Haydi hayırlısı.
49-
HAZIR CEVAP
NÜKTELER (1)
ABD
Başkanlarından Abraham Lincoln düşmanları hakkında çok yumuşak ve nazi
konuşurmuş. Dostları buna pek bir mana veremeyip kendisine şöyle demişler:
-"Düşmanlarınızı
yok etmek gerekirken onlara böyle dostça yaklaşmanızı anlamıyorum."
Lincoln
şöyle cevap vermiş: “Ben onlara iyi davranarak, onlarla güzel geçinerek
düşmanlığı yok etmiş olmuyor muyum!”
(2)
Mısır
seferinden dönerken Yavuz Sultan Selim Konya dolaylarında mola verir.
Bu sırada
korkunç bir kasırga çıkar. Herkes, yerden kalkan tozların döne döne
yükselişini
hayretle seyreder. Padişah, bu durumu çok değer verdiği, her zaman yanında
bulundurmaktan
zevk aldığı büyük alim Kemal Paşazade'ye sorar:
"Bu
neyin nesidir, hocam?"
Hoca şu
cevabı verir. Yavuz Sultan Selim'e:
"Burası
bildiğiniz gibi Mevlana'nın şehridir efendim. Taşı toprağı Mevlevidir.
İşte böyle
gördüğünüz gibi durmadan dönerler.
(3)
Şair Eşref,
Kırkağaç kaymakamlık binasını tamire ihtiyaç olduğunu merkeze bildirmiş. Merkezden
gelen cevapta nerelerin aktığının tek tek yazılıp bildirilmesini istemişler.
Şairin cevabı oldukça edebidir: “Efendim, musluklar hariç her yer akıyor”.
(4)
Yahya Kemal
bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır. Yokuşun sonundaki lokantadan bir
garson seslenir:
– Buyrun
beyim, ne alırsınız?
Yahya Kemal
tebessümle:
– Evlat,
müsaade edersen bir nefes alacağım.
(5)
Osmanlı
Devri Sadrazamlarından Talat Paşa, resmi bir gezi bir iş için yurtdışına gider.
Yurtdışından dönüşte, kendisine verilen harcırahtan arta kalanını iade eder.
Muhasebeci; "Efendim, bu sizin hakkınız. Orada harcamamış olsanız da arta
kalan para da sizindir" demiş.
Talat Paşa;
"ben seni bir iş için bir yere gönderdiğimde, paranın artan kısmını cebine
mi atıyorsun" der.
Muhasebeci;
"Efendim, bu ona benzemez, kanuna göre bu sizin paranız" der.
Talat Paşa
sinirlenerek; "yahu bu adam beni kanun zoruyla hırsız yapacak."
(6)
Enver
Paşanın babası Ahmed Paşa, İttihad ve Terakki Partisinin muhaliflerinin olduğu
bir mecliste, "ağzıma hayatım boyunca bir tek damla içki koymadım ve
harama da asla uçkur çözmedim" der.
O sırada
orada bulunan ve İttihad ve Terakki'ye şidetli muhalefet gösteren Süleyman
Nazif; taşı gediğine kor:
—"Keşke
helâle de uçkur çözmeseydiniz de Enver’i başımıza bela etmeseydiniz."
(Yukarıdaki HAZIR
CEVAP NÜKTELER ile ilgili 6 adet paylaşımın hepsini 02.10.2013 günü
yayınlamışım)
50-
"Sizin
taptıklarınız benim ayaklarımın altındadır."
Hz.
Muhyiddin Arabi (ra)
(11.11.2015)
51-
“Dünya
hayatına meyletmek, deniz suyu içmeye benzer..
İçtikçe
susarsın, susadıkça içersin.”
Hz. Muhyiddin
Arabi (ra)
(29.01.2014)
52-
Sosyoloji
İlminin Kurucularından İbn-i Haldun'un "Asabiyet Teorisi" meşhurdur.
Bu teoriye
göre toplumları, grupları ve insanları birarada tutmak için soy birliği, kabile
ve aşiret birliği (kısacası aynı asabiyetten gelmek) gerekmektedir.
İbn-i Haldun
günümüzde yaşasaydı, Allah-û alem, teorisinin adını
"Menfeat
Teorisi" olarak belirlerdi.
Çünkü,
toplumları, grupları ve insanları birarada tutmak için artık menfeat birliği
gerekmektedir.
(09.12.2013)
53-
"İnsan,
alışkanlıklarının çocuğudur."
İbn-i Haldun
(09.12.2013)
Ahmet Sandal