KÖPRÜ/İNSAN
Köprünün ayaklarından durmaksızın akar su.
Kimi yerde sığ, kimi yerde görünmez dibi.
İnsanın ellerinden uçup gider zaman.
Çocukların kaçırdıkları balon gibi.
İnsan ve köprü, ne kadar da benzerler.
Her ikisi de, bu Dünya’da bir gariplik sezerler.
Nereye doğru akıp da gider bu çalkantılı su?
Bir su misali akıp da giden zamana.
Akıl, sır ermez, doğrusu.
Zaman dediğin bir törpü.
Köprü ve insan, birer vesile.
İkisinin de kaderi, beklemek ve çile.
Sabredenler, şükredenler aşacak Sıratı.
Sırattan maksat ne?
Anladın mı sen muradı.
Murat, her daim belli.
Sonsuz bir huzur.
Budur ruhumuzun arzusu.
Peki, nedir bunun bedeli?
Tertemiz bozulmadan akan bir su.
İnsan dediğin, bir damla kan,
Bir damla su.
Keşke ben tertemiz bir akarsu kıyısında.
Bir Köprü olsaydım.
Ya da akarsuyun kendisi.
Bazen az az aksam.
Bazen en üste dolsaydım.
Mutluluğu vuslatta bulsaydım.
Sevenler için.
Bir temiz su kenarında.
Keşke ben bir Köprü olsaydım.
Bir köprü, bir insan.
Kavuşmak mutluluk.
Ayrılık zindan.
Bir köprü, bir insan.
Sanmayın ki, taş ve beton.
Sanmayın ki, et ve kemik.
Hepsi de candan öte can.
Ahmet SANDAL
Not: Bu şiirimsi sözler, geçen haftaki Kahramanmaraş ziyaretinde birkaç saatliğine gezi düzenlediğimiz Ceyhan Nehri’nin Kılavuzlu civarında bulunan ve Osmanlı zamanından kalma bir taş köprüdeki resmime bakarak söylediğim sözlerdir. Bu şiirimsi sözlerden daha önemlisi Kahramanmaraş Kılavuzlu’da bulunan o tarihi Taş Köprü’dür. Bu Köprü’nün korunması ve bakımı gereklidir. Bu Taş Köprüde çektirdiğimiz resmim de bu yazıya eklidir.