7 Hazirandaki genel seçimlere son düzlükteki birkaç adımlık mesafede siyasetin ve siyasetçilerin üsluplarının bayağılaştığı, birbirlerine karşı olan atışmalarının sokak kavgasında bile söylenemeyeceği bir hale gelmesi vatandaş- seçmen açısından bakıldığında hiçbir siyasetçiye hiçbir lidere sempatilerinin kalmadığı yaptığımız araştırmalarımızın sonucu ortaya çıktı.
1980 yılından itibaren 2002 genel seçimlerine kadar olan Türk politikasının duayen isimlerinden Sayın Süleyman Demirel, Sayın Bülent Ecevit, Sayın Alparslan Türkeş daha gerilere gidersek rahmetli Sayın Turgut Özal, Sayın Necdet Calp,Sayın Turgut Sunalp ve daha ismini zikredemediğimiz bir çok siyasetçimiz. Sadece bulundukları ortamlarda değil, birbirlerinin olmadığı yerde genel olarak muhalefet eleştirisi yaptıklarında birbirlerine karşı bugün ki siyasetçiler kadar üsluplarını seviyesizleştirmemişlerdir. Özlüyoruz…
Ulusal siyasetçilerimizin ve liderlerimizin dışında aynı seviyesizlik yerel siyasetçilerimiz arasında da kendini belli etmekte. Hal böyleyken her biri siyasetçinin adayın veyahutta parti teşkilat yöneticilerin vatandaşa olan sandığa daveti, vatandaş- seçmen nezdinde pek itibar görmemekte. Siyaset açısından bu önemli tespiti bizler kadar siyasetin içinde var olmaya çalışan insanlarında bilmemesi tesadüf olmasa gerek.
Öte yandan genel durumun yerel siyasetçilerin üzerinden değerlendirmekte fayda olduğunu düşünmekteyim. Şöyle ki; en son 3 haziranda ilimize teşrif eden MHP Lideri Sayın devlet Bahçeli’nin halka hitaben yaptığı konuşmada; sadece karalama siyaseti çizgisinde hedefinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ileri derecede eleştirmekten öteye kendi partisinin ve bir lider olarak projelerini, vaatlerini sıralayamamış olması genel bakış açısı ile seçmen üzerinde bir etki yaratmadığı görülmüştür.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Kahramanmaraş mitingine ilgi yoğun olmasına rağmen O da diğer liderler gibi bugüne kadar ki söylemlerin dışına çıkamadığı için seçmen üzerinde listelerden kaynaklanan kırgınlığı ya da belirsizliği netleştiremedi.
HDP ‘nin şehrimizde ki beklentisi kendi hesaplamaları ve beklentilerine göre 75 bin oy civarında. Bu hesabı neye göre ve nasıl yaptıklarını bilmiyorum. Ama Kahramanmaraş’ın HDP’ye bakış açısı dün nasılsa bugün de aynı.
Son olarak şehrimizde miting düzenleyecek olan Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’ndan bundan öncekilerde olduğu gibi bu defa da Kahramanmaraş bir beklenti içersinde Başbakanın Kahramanmaraş’la ilgili ne söyleyeceği merak konusu ve en önemlisi Başbakanın söyleyeceklerinin Kahramanmaraş’ın sonuçlarını etkileyeceği yönünde olacağını düşünüyorum. Seçmen – vatandaşta oluşan genel kanı ise Ak Parti ile ilgili olarak daha önceki seçimlerde görülen heyecan ve coşkunun Ak Parti açısından olmadığı ve Ak Parti büyüsünün bozulabileceği yönünde.
Kahramanmaraş’ın siyasi havasını dışarıdan gözlemlemek üzere geçtiğimiz günlerde şehrimize gelen Abbas Güçlü ile yaptığımız değerlendirme sohbeti sırasında Kahramanmaraş’ta tüm partiler için sonuçların sürpriz olacağı yönünde idi. Bunun nedeni ise tüm partiler için geçerli olan aday listelerinin oluşturulmasında duyulan ciddi memnuniyetsizlikler. Yerel yönetimlerin teşkilatlarının performanslarının yetersiz olması, Yerel yönetimlerle adayların birbirlerinden kopuk olması ve adayların kendi aralarında ki çekişmeleri seçmenin kararsızlığının en büyük nedenleri.
Buradan her ne kadar çok kısa bir zaman kalmış olsa da eski Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’in “ Bir oy bir milletvekili, Bir vekil iktidar demektir” sözünü siyaset sahnesinde ki tüm oyunculara hatırlatırken seçimlerin şehrimize ve ülkemize en güzel şekilde sonuçlarının yansıması her vatandaş gibi benimde en büyük temennimdir.