Yazının başlığı benim yaşanmış bir anımla ilgili, bana özel, yaklaşık 20-25 sene evvel vuku bulmuş bir olayın kısa özeti, yani şahsa özel bir tekerlemedir.
Zamanımızla ilgisi geçen hafta yapılan dondurma festivalidir..
Şimdi birazcık geriye, yaklaşık 30 sene önceye gidelim. Delikanlı olup, sadece annemden oluşan aile meclisi evlenmeme karar verdiklerinde, bana bir aday buldular.
O zamanki idealist(!) düşünce yapısı içerisinde, aday hatunla benim baş başa görüşmem gerekiyordu. Teklif kabul edildi. Şimdi Allah işini rast getirsin söz konusu aday hatunun evinde akşam saatlerinde ablamla birlikte görüşmeye gitmeden önce, benim çok konuşmama ve aday hatunu konuşturup huyunu husunu analiz edebilmem hususunda sıkı sıkı tembih yedim (öğütlendim).
Arabamız yok. Sağolsun lise sıralarından beri arkadaşım Murat Akoy’un dayısına ait İsuzu kamyona binip gittik. Murat’a dedim ki, çok bir yere ayrılma, burada kalacağım en fazla yarım saat, bilemedin 45 dakika .
Murat’a sıkı sıkı tembih etmemin arkasında, O zaman henüz cep telefonu icad edilmediğinden Murat’ı kaçırırsak geri eve dönmemiz için 1 saatten fazla yürüme korkusu var.
Kısa bir seremoniden sonra, biz aday hatunla baş başa kaldığımızda görüşmemiz tam 2 saat 45 dakika sürdü. Ben hiç konuş(A)madım, hep aday hatun konuştu.
İşte başlıktaki dondurma hikayesi burada başlar.
Her şeyi konuştuktan sonra ablamla dışarı çıktık, kamyonda beklemekten uyuya kalmış Murat’ı uyandırarak, doğruca hayatımda ilk kez elime mikrofon alıp düğününde gelen telgrafları okuduğum kardeşim Mehmet Kuzu’nun sonucu merakla bekleyen rahmetli babası Hüseyin Amca’nın Uzunoluk’taki evine gittik. Mektep arkadaşlarımın büyük çoğunluğu orda. Herkes merak içinde. Avanta değil, grupta biri sosyal statü değişikli konusunda ilk adımını atacak.
Mekanı cennet olasıca Hüseyin amca zaten ufak tefek bir şeydi. Tahta sandalye üzerine bağdaş kurup oturma pozisyonunda, anlattıklarımı dinledikten sonra;
DONDURMAYI KÜLAHTA SEVERİM,
SAÇLARIMI BELİK ÖRERİM,
KOT PANTOLONUMU GİYER,
TRABZON CADDESİNDE GEZERİM..
Dörtlüğünü orada benim için yazdı.
Çünkü aday hatun, “Saçlarımı belik örerim, dondurmayı külahta severim ve kot pantolonumu giyip, Trabzon caddesinde gezerim”.. Buna izin verir misin diye sormuştu. Anladınız mevzuuyu…
İşte Dondurma festivali için Trabzon caddesinde gezerken aklıma bu dörtlük geliverdi.
İşte bende bir külah beleş dondurma bulur muyum diye Trabzon caddesini arşınlamaya çalışırken, geçmişe bir yolculuk yapıp, kalabalığı görünce , külahtan ve dahi dondurmadan vazgeçip geriye döndüm.
Orada gördüğüm olay; Kahramanmaraş’lının bu tür organizelere susamış olduğu idi.
Yıllar önce zamanın Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’ın, festival organizesini kendi istediği firmaya veremeyişinin sonucu olarak, şehrimizin marka değeri olan dondurmanın tanıtımını yapmaktan mahrum kalmıştık (Bunun hikayesini bir sonraki yazımda anlatacağım inşallah)..
İşte Kahramanmaraşlı, yılların acısını çıkarırcasına, samırsağın soğanın festivalinin küçük küçük ilçeler tarafından yapılıp, ülke genelinde ses getirmesinin verdiği buruklukla bu festivale sarılmıştı.
Dondurma tır’ı iyi düşünülmüş bir eylemdi.
Niye Maraş dışında kalan dondurma firmalarının çağırılmayışını ise, Hacc ziyaretine gittiğimde Başkan Fatih Erkoç; “Festivali biz kendi dondurmamıza özel yapıyoruz, diğer dondurmaların reklamı zaten yapılıyor, mesele bizim ürünümüzü ön plana çıkarmak” olarak açıkladı. Ki; bana da mantıklı geldi.
Bu sene ilk’ti. Elbette ki eksikler olacaktı.
İşin ulusal basında yer alması hususunda ise; en güzeli Başkan Erkoç’un yarım saate yakın NTV’de Kahramanmaraş’ı canlı yayınla anlatmasıydı.
Eksik olan tarafı ise, Murat Boz ve Ferhat Göçer gibi ünlü isimler gelmesine rağmen, hiçbir magazin programında festivalimizin gündeme gelmemiş olması idi.
Bunun için magazin muhabirlerinin davet edilmesi yeterliydi.
Olsun bu ilk olduğu için, gelecek festivalde bu eksiklerin giderileceğini ümit ve hayal ediyoruz. Amerika’ı yeniden keşfetmiyoruz. İşi bilen insanlara danışmak ve fikir alış-verişinde bulunmak yeterli. Tek bir kişiye bağlı kalmak, bu tür organizelerde olumsuzlukların çoğalmasına neden olur.
Ben; külahta dondurma yiyip, Trabzon caddesinde gezemesem de her şey güzeldi.
Emeği geçenleri kutluyorum…