Sene 1997. Zamanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına giden sürecin başlangıcı olan şiirini Siirt’te okuduğunda ben de ordaydım.
3. Komando Tugayı’nda 255. Dönem yedek subay olarak ordaydım. Tugay ziyareti iyi olurmuy du olmaz mıydı, o zamanki duygularımı şimdi hatırlamadığım gibi, muhasebesini de yapamıyorum..
Ama bende ordaydım.
Zamanın Tugay Komutanı’nın Ankara’dan gelen talimatla, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı’nın tugay ziyaretini kabul etmeyişinin, Cumhurbaşkanlığına giden yol olacağını kestirebilseler, bel ki de “aman gel istersen yatıya da kal” diyebilirlermiydi…
Gerçekten bilemiyorum.
Bildiğim tek şey, bu zamana kadar Kahramanmaraş’ta bir gazeteci olarak hiçbir mitingini kaçırmadığım Cumhurbaşkanımızı bu defa Elazığ’da Basın İlan Kurumu Müdürü olarak karşılama şerefine nail olacağım.
Hayatımın hiçbir döneminde, Mahir Ünal, Veysi Kaynak veya Belediye başkanlarımız gibi kendi öz çocuklarımız dışında hiçbir siyasi ya da ünlü ile, topluluklar dışında fotoğraf çektirme hevesim olmadı.
Ama bu defa fırsatım olursa, Sayın Cumhurbaşkanımızla aynı kareye girmek isterim.
Hem Kahramanmaraş’a, hem Elazığ’a hoş gelişleriniz olsun Sayın Cumhurbaşkanım..
Allah Gazanızı mübarek etsin.
Yüce Allah, hem memleketimize, ham şahsınıza, hemde bizlere hayırlısını nasip etsin..