Pazar sabahı komşudan kalkan uçağa yolcu yetiştirmeye çalışırken, Sivricehöyük girişinde, direniş(!)cilere müdahale için bekleyen çok sayıda askeri araç gördüm.
Eyvah dedim, sıkıntı büyük..
Evet sıkıntı gerçekten büyüktü.
Sözüm ona direnişin ilk günü HDP’li vekiller arz-ı endam etmeye başlamışlardı. Bu durumu dile getirdiğimde, CHP’li tanıdıklarım; onlar aramızda değil dedi.. Ama bu aramızda değillik bir gün sürdü.
Taaa sabahat’a kadar memleketle alakası olmayan bir sürü gereksiz ve geçersizler ortalığı karıştırmak için fırsatı ganimet bilmişlerdi.
Aslında bu iş taa başından tadı kaçık bir hal almıştı.
CHP’nin mektep medrese görmüş bir yetkili ismi, “Vali bize engel olmasın, yoksa olacaklardan sorumlu değiliz” diyerek bu işin rengini baştan belli etmişti.
Sivricehöyük çöp toplama merkezi yapılması gündeme geldiğinde de istemezük diye isyan bayrağı çekmişti o zamanlar.
ÇÖP olayını anladık. Lakin çadır kent’e niye itiraz edersiniz.
O bölge kurtarılmış mıdır?
Madem itiraz edersiniz, ne diye bu işi ortalığı karıştırmak için fırsat bilen geçersiz ve gereksizlerin aranıza girmesine engel olmazsınız.
O bölgeye sadece sizin istediğiniz yatırım ya da yaptırımlar gelsin diyorsanız, lütfedin bir liste verin ilgili yetkililere, hiç değilse Devletin askeri polisi, gazetecisi zarar görmesin.
Devletin o bölgede yapacağı tasarruflara karşı gelme hakkını kendinizde görüyorsanız, o zaman kurtarılmış mumalesi görsün istediğiniz köyünüze/ mahallenize devlet yatırımı da istemeyin.
Yöre halkının bu hassas davranışını takdir ediyorum.
Yalnız bu hassasiyeti çadırkent Merkeze kurulurkende gösterseydiniz, HDP’li ya da sırf Ak parti’ye muhalefet olsun diyenler değil, şimdi sizin yanınızda Kahramanmaraş halkıda olurdu diyorum.
Bu zamana kadar Kahramanmaraş’a gelipte ortalığa fitne saçamayan bir takım vatan hainlerine fırsat verdiğinizin farkında mısınız?