Pazar günü taçlandırılmış Yeni kapı demokrasi mitingi ile ilgili haber kanallarını gezerken, bir yerli kanalda BATTAL GAZİ’NİN OĞLU filmine rast geldim.
Hazır diğer kanallarda reklam kuşağı geçerken biraz takılayım dedim. Avrupa’nın hesabı o zamanda, şimdi ki zamanda da aynıymış..
Şerefsizliğin vakti zamanı yok.
Avrupası, Amerikası, İngilizi, Almanı hep aynı..
Battal Gazi filminden aklımda kalan, aktarmak istediğim sahne şöyle:
Tekfurun rahibe kılığına girmiş güzel kızı Maria, nişanlısı Antonyos’a; bu seferimizden sonra, Anadolu’da Müslüman bırakmayacağız diyor.
Halbu ki; Antonyos zannettiği, Antonyos kılığına girmiş olan olan Bizim Cüneyt. Yani Battal Gazi’nin oğlu.
Bu tarihi kahpe Maria elbette ki amacına ulaşamadı.. Çünkü Battal Gazi’nin oğlu onu yumuşattı, ikna etti..
Şimdi günümüze gelmeden, arada bir mola verelim.
TRT 1’de FİLİNTA MUSTAFA diye bir dizi vardı. Şimdi sezon istirahatinde. (Seyretmeyenlere, eski bölümlerini seyretmelerini ve yeni sezonuda kaçırmamalarını tavsiye ederim.)
15 Temmuz’da Fetoş’çuları kullanarak ülkemizi parçalamaya çalışan, dost görünüp arkadan her zaman bizi hançerleme gayreti içinde olan düşmanlarımızın Abdulaziz ve Abdulhamit zamanında da aynı oyunu oynadıklarını anlatan bu dizi de, her şey şimdikinin aynı.
O zamanda da ülkemizi parçalamaya çalışan şerefsizlerin başında din alimi(şimdiki fetoş) kılığında bir papaz var. O papaz, padişahın yanına kadar girip, zor zamanlarda, kritik kararlarda yorum yapıp her şeyden haberdar vaziyette, ülkeyi parçalama yok etme yolunda kendisine kolaylık sağlıyor.
Hatta istihbaratın başındaki Filinta Mustafa’yı, şebekenin doktor elemanı ile evlendirip, her şeyden haberdar oldukları gibi, padişahında doktoru yapıyorlar.
Şimdiki gelelim günümüze..
Filinta Tayyip’e…
Cumhurbaşkanımızında etrafını sarmış, fetoş’çu şerefsizler, en yakın noktalara kadar sızarak, her şeyden haberdar olmuşlar.
Lafı fazla uzatmaya gerek yok.
Cumhurbaşkanımız zamanımızın Filinta Mustafa’sı olarak, ülkemizi ipten aldı.
O’na duyulan güvenle birlikte, halkımızın hem demokrasiyi, hem de Cumhurbaşkanımızı sahiplenmesi bilumum düşmanlarımızın hevesini kursağında bıraktı.
Bize düşen, rehavete kapılmamak.
Çünkü bu adiler, yine boş durmayacaklar, yine içlerindeki pislikleri dökmeye çalışacaklar..
İçimizdeki; Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı, vatan sevgisi önüne geçenlerefırsat vermeyerek uyanık olalım, ülkemize sahip çıkalım..
Söz konusu Vatan ise; gerisi teferruat değil mi?