10 Ocak Çalışan Gazeteciler günümüzü kutlayan büyüklerimize, küçüklerimize, değerli dostlarımıza teşekkür ederek niye beklediğimi, beni kimin beklettiğini paylaşmak istiyorum.
Daha önce bir daha trafikle ilgili 155’i aramam diye tövbe etmiştim, tövbesi olmayan mesleklere gazeteciliği de ekledim.
Özellikle, hayvanlar alemini anlatan belgeselleri seyrettikçe insanlıktan nasibini almamışlara, öküz-davar gibi çok kullanılan yakıştırmaları artık yapmıyorum.
Çünkü hayvanlar aleminde bile belli bir yaşam kuralları var.. Kimse kimsenin bölgesine giremez. Girenler cezalandırılır.
Çocuk Bahçesi dediğimiz bölgede, Işık caddesi 14 numaralı sokakta bir düğün salonu var.
İşte geçtiğimiz gece, düğün olan bir saatte o sokağa girmek gibi bir hata yaptım. Birinci vites gelişi güzel park etmiş araçlara vurmadan ana caddeye çıkma çabam, sokağın sonlarına doğru, elektrik direğini yanına alarak yolu kapatacak kadar burnunu dışarı çıkartan bir araçla birlikte sona erdi. Geri gitme şansım yok. Çünkü arkayada bir araç geldi.
Elektrik direğini siper alan adına şoför dediğimiz mahlukun yolu daraltmasından kurtulsam, sokağın tam caddeye çıkan kısmında bir başka yaratık pikapını yolu kapatacak şekilde bıraktığı için zaten çıkma şansım yok.
155 polis’i arayarak durumu izah ettim ve yardım bekledim.
İşte 1.5 saatlik bekleme serüvenim 155’i aramakla başladı.
İlk aradığımda; saat 20:37 idi. Gelen giden olmadı.
20.56’da trafikten yetkili birini aradım, hemen ekip yolluyorum dedi. Ya yetkili beni iplemedi, ya da gelmesi gereken ekip yetkiliyi dikkate almadı (iplemedi dersem ayıp olacak)...
Yine gelen giden olmadı.
İkinci aradığımda; saat 21.17 idi. Yine gelen giden olmadı. “Buraya gelen ekip memleketin neresinden geliyor ki hala ulaşamadılar” dedim.
155’deki görevli; “biz gerekli anonsu yaptık, bir kere daha yapayım” dedi.
Yine gelen giden olmadı.
Bu arada düğün ufak ufak dağılmaya başladı. Düğünden çıkanlar; kendi düğündaşlarının parklarını görünce; eyvah nasıl çıkacağız sızlanmaları başladı.
Az bekleyin polis çağırdım deyince, birinin koşarak düğün salonuna doğru gittiğini gördüm. Çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, cebinde anahtar arayarak dışarı çıkanların sayısındaki artış gözle görülür şekilde arttı.
Bir telaş içerisinde yolu boşalttıklarında saat 21.47’yi gösteriyordu ve hala gelen bir ekip olmadı.
Bu arada, gelin-damat’da dışar çıkınca, ben 155’i tekrar arayarak, yaptığım hatalı park ihbarımı geri çekiyorum dedim.
Gelinle damat gerdeğe gitmeye başladı ben hala evime gidemedim dedim.
Beni tam bir saat 10 dakika bekleten düğüncülerden hatalı park yapan mahluklara selam ediyorum.
İhbarı dikkate almayan trafik ekiplerinin o saatte nerde ne yaptıklarını da ayrıca çok merak ediyorum.
Yapılan hatalı park süresince, o mahalde olabilecek (Allah muhafaza) yangın, ambulans gereksinimi gibi durumlarda nasıl bir çözüm olabileceğine kafa yormak istemiyorum.
Çünkü öyle durumlarda; yangin bittikten, hasta öldükten sonra ancak müdahale olabilir. Hatalı park yapa mahlukları göbek atanları seyrettikleri düğünden çağırıp gelene kadar iş işten geçer.
Düğünde kavga çıksa, polis gelene kadar millet birbirini yer, hazır düğün bozulur, olan gelinle damata olur.
O hatalı park yapanların hepsinin plakası var bende. Ama vermeyeceğim.
Başkalarının hakkına saygı göstermeyenler için çağırılan polis 1 saat 10 dakikada, memleketin orta yerine gelemiyor ya da gelmiyorsa, HATALI PARK YAPMAYA DEVAM...
Bir daha 155’i ararsam iki olsun..