Vücudumuzun
tüm dokularında olduğu gibi tükürük bezinde de iyi ya da kötü huylu tümörlere
rastlanabiliyor. İyi haber, tükürük bezinde gelişen tümörlerin yaklaşık yüzde
70’inin iyi huylu olması. Ülkemizde her yıl 4 bin iyi huylu, 800’e yakın da
kötü huylu tükürük bezi tümörü tanısı konuluyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kulak
Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Çetin Vural,
ancak iyi huylu tümörlerin karakter değiştirerek kötü huylu olma riski
barındırdığı için tümörlerin uzun süre tedavisiz bırakılmaması gerektiğine
işaret ediyor.
Sindirime yardım etmesinin dışında ağız, burun, yutak gibi
boşluklarımızı örten mukoza tabakasını nemlendirmek görevi tükürük bezine ait.
Yüz ve baş bölgemizin sağ ve sol tarafında ağız boşluğuna 3’er adet (toplam 6) büyük
olmak üzere, ağız, burun, yutak bölgelerimizi kaplayan mukoza tabakasına
dağılmış halde 1000’e yakın sayıda mikroskobik tükürük bezi bulunuyor. Sigara
tüketiminden yanlış beslenmeye, kimyasallara maruziyetten cep telefonlarını
uzun yıllar yoğun olarak kullanmaya kadar birçok nedenle bu dokularda tümör oluşabiliyor. Nispeten nadir görülen bu tümörlerin yüzde 60-70’ini iyi huylu
tümörler oluştururken, yüzde 20-30’unu da kötü huylu tümörler oluşturuyor. Bu
verilere göre, ülkemizde her yıl 4 bin iyi huylu, 800’e yakın da kötü huylu
tükürük bezi tümörü tanısı konuluyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Baş
Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Çetin Vural, iyi huylu
tümörlerin de zaman içinde huy değiştirebildiğini hatırlatarak erken tedavinin
önemine işaret ediyor. Bu nedenle tükürük bezi tümörlerinin uzun süre tedavisiz
bırakılması doğru değil.
Yağ ya da lenf bezesi zannediliyor
Kulak önü, kulak memesi altı, çene altı bazen de ağız, boğaz,
yutak bölgelerinde şişlik, kitle olarak kendilerini gösteren iyi huylu tükürük
bezi tümörleri genellikle yavaş büyüyor. Bu özelliği nedeniyle başlangıç
aşamasında kitlenin yağ veya lenf bezesi olduğu düşünülebiliyor. Çevre dokulara
zarar vermeden kendine yer açtıklarından daha çok görünümle ilgili sorun
yaratıyor. Ancak kötü huylu tümörler zaman içinde etraf dokuları işgal edip,
kemirerek yüz felci, şiddetli ağrı gibi ciddi sorunlara neden olabiliyor. Aynı
zamanda lenf bezleri veya uzak organlara metastaz yaparak hayati tehlike
yaratabiliyor. Ağız, boğaz ve yutak bölgesindeki mikroskobik tükürük
bezlerinden kaynaklanan tümörler de o bölgelerde yavaş büyüyen kitleler olarak
görünüyor. Bu kitlelerle birlikte yüzeyindeki ciltte renk değişikliği, yara,
ağrı, yüz felci gibi belirtiler de varsa acilen hekime başvurmak gerekiyor. Bu
durumda kötü huylu bir tümör olasılığı artıyor.
Riskleri azaltmak mümkün
Tetikleyici nedenlere bağlı olarak sigara ve diğer tütün
ürünlerini tüketenler, geçmişte radyoterapi gibi nedenlerle radyasyona maruz
kalanlar, mesleki nedenle metaller, kimyasal maddelere maruz kalanlar ve cep
telefonlarını uzun yıllardır yoğun olarak kullananların daha fazla risk altında
olduğu düşünülüyor. Prof. Dr. Çetin Vural, “Sigara ve tütün ürünlerinden uzak
durmak, alkolü ölçülü kullanmak ve cep telefonlarının kullanımını azaltıp,
kablolu kulaklıklarla konuşmak riskleri azaltmak için akıllıca olacaktır”
diyor.
Temel tedavi cerrahi
Yerleştiği yere bakılmaksızın iyi veya kötü huylu tüm tükürük
bezi tümörlerinin temel tedavisinin cerrahi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çetin
Vural, “Tümör büyüdüğünde çıkartılması daha güç olduğu için ameliyat sırasında
yüz siniri gibi önemli yapıların zarar görme olasılığı artıyor. Tümör ne kadar
küçükse cerrahi de o kadar kolay oluyor. Bu nedenle tümör kötü huylu ise
hastalık erken evredeyken, yayılıp etraf dokuları işgal etmeden veya uzak
bölgelere sıçramadan çıkartılması daha da önem kazanıyor. Bir de iyi huylu
tümörlerin zaman içinde huy değiştirebildiği de hatırlandığında erken tedavinin
önemi daha iyi anlaşılıyor” diyor.
Yaşam boyu tümör yükünden kurtulmak mümkün
Tümör iyi huylu ise iyi planlanmış ve uygulanmış bir ameliyatla
hasta büyük olasılıkla tümöründen yaşam boyu kurtulma şansı buluyor. Bu durumun
çoğu kötü huylu tükürük bezi tümörü için de geçerli olduğunu belirten Prof. Dr.
Çetin Vural, “Ancak bazı kötü huylu tümörlerin varlığında ameliyat sonrası
radyoterapi veya boyun lenf bezelerinin ameliyatla çıkartılması gibi bazı ilave
tedaviler de gerebiliyor. Hastaların en çok merak ettiği konulardan biri olan
ameliyat izi de, kesiler genellikle az dikkat çekecek yüz bölgelerinde ve
estetik prensiplere uygun olacak şekilde yapıldığı için, kalmıyor.”
Sinir monitörü ile risk minimuma iniyor
Kulak önü ve çene altı tükürük bezi tümörlerinin ameliyatlarında
hastaların çok korktukları bir durumun yüz sinirinin zarar görme riski olduğunu
hatırlatan Prof. Dr. Çetin Vural, “Bu riski azaltmanın yolu ameliyatın bölge
anatomisine hakim deneyimli cerrahlar tarafından uygulanması ve bunun yanı sıra
son yıllarda sinir monitörü adı verilen cihazın yaygın kullanımı. Bu cihaz yüz
siniri ve dallarının tanınmasını ve korunmasını daha da kolaylaştırdığından
sinirin zarar görme riskini de azaltıyor.” diye konuşuyor.