Okulların
kapanması ve yaz tatilinin başlaması ile birlikte görülme sıklığı artan dış
kulak yolu enfeksiyonları, her yaştan bireyi olumsuz etkiliyor. Özellikle
sıcak, nemli hava ve temiz olmayan deniz ile havuz suları bu hastalığın
oluşmasında başrol oynuyor. Hastalığın en önemli etkenlerinden biri de kulak
çubukları olarak gösteriliyor. Kulak çubuğu kullananlar kulak kirini
çıkaramadıkları gibi, aynı zamanda dış kulak enfeksiyonuna da yol açabiliyor.
Memorial Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Cem
Özbek, dış kulak yolu enfeksiyonları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Sık
sık terleyip suya giriyorsanız dikkat!
Dış kulak yolu
enfeksiyonları kulak kanalı girişi ile kulak zarı arasında kalan bölümde ortaya
çıkmaktadır. Bu bölümün üçte birlik kısmı kıkırdaktan, üçte ikilik kısmı ise
kemikten oluşmaktadır. Her iki yapıyı, özellikle de kemik bölümün üzerini çok
ince bir deri tabakası örtmektedir. Dış kulak yolu enfeksiyonları, yılın her
mevsiminde ortaya çıkabilmektedir. Ancak özellikle sıcak, nemli hava ve yaz
tatilinde girilen havuz ile denizlerin temiz olmayan suları bu hastalığın
oluşmasının başlıca nedenlerini oluşturmaktadır. Terleme, sık suya girme ve
havuzdaki temizlik için kullanılan materyaller dış kulağın asidik olan PH’ını
alkaliye çevirmektedir. Bu da dış kulak yolunu enfeksiyonlara daha hazır hale
getirmektedir.
Kulak
pamukları masum değil
İnsanların çoğu, kulak
temizleme pamuklarıyla kulaklarını temizlediklerine inanmaktadır. Ancak bu
doğru bilinen bir yanlıştır. Bu pamuklarla kulak tam olarak
temizlenememektedir. Temizlenmeye çalışılan şey kulak cildinin salgıladığı ve
tıpta “serumen” adı verilen ancak kulak kiri olarak bilinen asidik özellikli
bir salgıdır. Bir başka deyişle; bu pamuklarla kulak kirini temizlemeye
çalışanlar koruyucu görevi olan bu salgıyı hem kulaklarından çıkaramamaktadır,
hem de kulaklarını enfeksiyona daha uygun hale getirmektedir.
Enfeksiyonun
sebebi kendiniz olabilirsiniz
Dış kulak yolu
enfeksiyonunun, bazı kişilerde her tatilde otaya çıktığı, bazılarında ise hiç
görülmediği gözlemlenmektedir. Temizleme esnasında çok ince olan kulak cildinde
mikroskobik yarıklar oluşmakta ve bu yarıklardan alttaki kıkırdak ve kemiğe
doğru bakterilerin geçişi kolaylaşmaktadır. Temiz olmayan havuz ve deniz suları
enfeksiyon için önemli bir etken olmakla birlikte, dış kulak yolundaki yarıklar
olmadığında alttaki kemik ve kıkırdakla temas edemediğinden çoğunlukla
enfeksiyona neden olmamaktadır. Yani aslında dış kulak yolu enfeksiyonlarının
en sık nedeni, genellikle kişinin kendisi olabilmektedir.
Tatile
gitmeden kulak burun boğaz muayenenizi olun
Bazen de kulak kiri, suyla
temas ettiğinde hacim olarak şişip, kulak yolunu tam olarak tıkayabilmektedir.
Kulağı tıkanan kişi ise kulağını açmak için içeri pamuk, peçete veya parmağını
sokarak kulak yolunu kendisi tahrip ederek, enfeksiyon oluşturabilmektedir. Bu
nedenle kulağında kulak kiri biriken kişilerin tatile gitmeden önce kulak
muayenelerini olmaları ve kulaklarını temizlettikten sonra tatile çıkmaları
gerekmektedir.
Kulağınızda
şiddetli ağrı meydana gelir
Dış kulak yolu
enfeksiyonlarının en belirgin özelliği şiddetli ağrı yapmasıdır. Kulak kanalı
girişine parmakla baskı yapıldığında veya kulak kepçesi arkadan öne doğru
itildiğinde hastada çok şiddetli ağrı meydana gelmektedir. Akıntı ise
genellikle daha ilerlemiş enfeksiyonlarda ortaya çıkmaktadır. Bazı şiddetli
olgularda kulak kanalı tama yakın veya tam olarak kapanabilmektedir. Ağrı
çeneye doğru yayılım gösterebilirken, kulak zarı sağlam kalmakta ve ateş
genellikle görülmemektedir.
Kulak
akıntısı mikroskop altında temizlenmeli
Dış kulak yolu
enfeksiyonunun tedavisinde ilk olarak akıntının vakumla ve mümkünse mikroskop
görüşü altında temizlenmesi gerekmektedir. Mikroskop ile kulak kanalının
temizliğini takiben, kulak kanalı açıksa antibiyotikli ve kortizon içeren
damlaların verilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca kulak kanalı kapalıysa açmak için
1-2 gün özel tamponlar uygulanabilmelidir.
Kulak
zarı bütünlüğünden emin olunmalı
Kulak temizliğinin belirli
aralıklarla tekrarlanması iyileşmeyi hızlandırmaktadır. Ağızdan antibiyotik
şart değildir ancak hastalığın şiddetli olduğu olgularda iyileşmeyi
hızlandırıcı etkisi bulunmaktadır. Ağrı kesici haplar ilk günlerde rahatlama
sağlarken, ağrı kesici damlalar ancak kulak zarının sağlam olduğundan emin
olunduğunda kullanılmaktadır. Kulak zarı bütünlüğü konusunda endişe var ise,
ağrı kesici içeren damlaların kullanılması, iç kulağı etkileyip işitme kaybı
yapabileceğinden dolayı risk teşkil etmektedir. Doğru tedavi uygulanması ile
birlikte hastanın 2-3 gün içerisinde toparlanması ve ağrısının geçmesi
sağlanır. Tedaviye genellikle 7-10 gün devam edilmesi gerekmektedir. Bu süre
içinde kulağın mümkün olduğunca kuru tutulmaya çalışılması ve suyla temasının
önlenmesi iyileşmeyi hızlandırmaktadır.