Diz eklemleri bulunduğu yer ve fonksiyonu nedeniyle vücudumuzun
en çok yük taşıyan ve travmaya en açık yeridir. Fazla kilolar ve hareketsiz
yaşam ise diz eklemlerinde halk arasında ‘’kireçlenme” olarak bilinen
osteoartroza zemin hazırlayarak vücudun hareket kabiliyetini azaltır. Memorial
Ankara Hastanesi Fiziksel Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünden Uz. Dr. Gülseren
Kayalar, diz eklemlerinde artroz ve tedavisi ile ilgili bilgi verdi.
Fazla kilolarınızdan kurtulun
Genellikle 60 yaş üstü kadınlarda iki kat daha sık görülen diz
kireçlenmesi, 40’lı yaşlardaki erkeklerde de oldukça sık görülmektedir.
Erkeklerde diz eklemine yönelik sık travma veya yoğun sportif aktiviteler,
eklem kıkırdak sorunlarında artışa neden olarak erken yaşta gonartroz yani diz
kireçlenmesine zemin oluşturabilir. Obezite, diyabet, gut hastalığı gibi birçok
metabolik rahatsızlık ve genetik yatkınlık diz kireçlenmesinde etkin rol
oynamaktadır. Diz eklemine aşırı yüklenme ve mekanik stres de etkenler
arasındadır. Diz eklemi gövdenin ağırlığını taşıyan bir eklem olduğu için
postur yani duruş bozuklukları, bel ve kalça rahatsızlıkları da dize yansıyarak
diz kireçlenmesini tetikleyebilir.
Merdiven inip çıkarken yaşadığınız ağrı kireçlenmeye bağlı
olabilir
Yavaş seyirli bir hastalık olan diz kireçlenmesi, uzun sürede
açığa çıkmaktadır. İlk ve en erken değişiklik diz içerisinde kıkırdakta meydana
gelmekte, incelen kıkırdak sonucunda eklem aralığı daralmaya ve ağrı yapmaya
başlamaktadır. Tedavi edilmediğinde hareketlerde kısıtlılık ve dizlerde deformasyon
açığa çıkmaktadır. Hasta; dizlerden ses gelmesi, şişlik, eklem stabilitesinde
bozukluk, güçsüzlük, merdiven inip çıkarken ağrı ve zorlanma yakınmaları ile
doktora başvurmaktadır.
Düzenli egzersiz ve fizik tedavi önemli
Hastanın şikayetleri dikkate alınarak belirlenen tedavi
planlamasında asıl amaç, hastanın yaşam kalitesinin ve kısıtlanan hareketlerin
artırılmasıdır. Tedavi öncelikle risk faktörlerinin azaltılması ile başlar.
Kilo verme ve kas gücü ile esnekliğini artırmanın yanı sıra; aşırı zorlayıcı
sportif aktiviteler, merdiven inip çıkma, uzun koşu ve yürüyüşlerden kaçınmak
önemlidir.
Diz ağrılarında uygulanan tedaviler
• Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları,
• Kortizon içermeyen ağrı kesici ilaçlar
• Ekleme yönelik enjeksiyonlardır.
Bu tedaviler belirtilere yönelik olup, uzun vadede eklem
kıkırdağının yenilenmesini sağlayamamaktadır.
Modern tedavi yöntemleri şikayetlerinizi azaltabilir
Diz eklemlerindeki kıkırdak hasarının tedavi seçenekleri, klasik
tedavi yöntemlerin yanında yeni tedavi uygulamalarını da içermektedir. Diz
eklemlerinde de meydana gelen kıkırdak hasarının kendi kendine iyileşme
ihtimali çok düşüktür.
Son 20 yılda geliştirilen modern tedavi yöntemleri ile aşınmaya
başlamış diz eklemlerinde bozulan biyokimyasal dengenin düzeltilmesi ve eklem
kıkırdağının yeniden onarılabilmesi amaçlanmakta ve kalıcı hasar önlenmeye
çalışılmaktadır. Bu tedavilerden biri de eklem içine uygulanan hyaluronik asit
enjeksiyonlarıdır. Bunların ağız yoluyla alınan veya cilde sürülen formları da
geliştirilmiştir. Akut dönemde etkili olan ve ağrıyı azaltan, fonksiyonel
iyileşme sağlayan bu ilaçların uzun vadede yenilenmeyi artırdığına dair kesin
kanıtlar bulunmamaktadır.
PRP uygulaması yaygınlaşıyor
Son yıllarda hastanın kendi kanı veya kemik iliğinden elde
edilerek eklem içine enjekte edilen etken maddelerin kullanımı giderek
yaygınlaşmaktadır. Bunlara en iyi örnek PRP olarak bilinen plazmadan zengin
protein (PRP) uygulamasıdır. Diğer biyolojik etken maddelerle
karşılaştırıldığında elde edilmesi en kolay madde olan PRP, özellikle ilk evre
diz kireçlenmesi olduğu belirlenen hastalarda etkin olmaktadır. Evre 2 ve 3’te
ne kadar iyileşme sağladığı belirgin olmamakla birlikte yapılan çalışmalar bu
ürünlerin sentetik ürünlere üstün olduğunu göstermektedir. PRP enjeksiyonunun
uzun dönem takipte kireçlenmenin ilerlemesini durdurup durdurmadığını bildiren
bir çalışma yoktur. Unutulmaması gereken önemli bir konu ise PRP’nin bir kök
hücre tedavisi olmadığıdır.
Kök hücre tedavisi hakkında bilinmesi gerekenler
Mezenkimal olarak adlandırılan, bağ dokularında bulunan erişkin
haldeki kök hücrelerin bölünerek yeni hücreler meydana getirebilme kabiliyeti
ve yüksek seviyede farklılaşabilme özelliği nedeni ile diz eklem kıkırdak
tamirinde kullanımı hızla artmaktadır. Yapılan çalışmalara göre diz ekleminde
kök hücre tedavisi ile kıkırdak tamirlerinde erken dönem sonuçları olumlu iken
uzun dönem sonuçları halen tartışmalıdır. Menisküs yırtıklarının onarımında ise
çok daha güvenilir sonuçların olması, gelecekte kök hücre uygulamalarının
oldukça iyi gelişmeler gösterebileceğine işaret etmektedir.