Küreselleşme, her alanda etkisini
gösterdiği gibi beslenme alışkanlıklarımızın değişmesinde de etkisini
göstermektedir. Günümüzde, beslenme kültürümüzün geleneksel alışkanlıklarından
vazgeçip Amerikan tarzı beslenmeye doğru kötü bir gidişle karşı karşıya kalmaktayız.
Çocukluk çağından alışılan GDO’lu besinler, aroma vericiler, lezzet katsın diye
tüm paketli gıdalara ve fast food tarzı ürünlere ilave edilen çin tozlarına
karşı oluşan bağımlılıktan vazgeçmek ve bu tür besinleri görmezden gelmek
oldukça zordur. Bu tarz yanlış beslenmeyle kazanılan kiloların geri verilmesi
ve bozulan hormon sağlığının geri kazanılması pek mümkün değildir. Tam da bu
yüzden, çocuklarımızı fast food tarzı besinlere ve paketli gıdalara
alıştırmamalı, beslenme alışkanlıklarını ev ortamında hazırlanan ve tüm aile
bir arada keyifle tüketilen saatli öğünlerle yetiştirmeliyiz.
Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Sinem
Ece Çaparoğlu, hem çocuklarımızın hem de kendimizin tüketmemesi gereken, en
sağlıksız besinleri açıkladı.
Mikrodalgada Patlamış Mısır: Özellikle
çocukların çok sevdiği mısırların, günümüzde GDO’lu olma ihtimali yüksekken bir
de bu mısırın mikrodalgada patlatılması paketlerinde bulunan zararlı koruyucu
maddelerin mısıra geçmesini sağlamaktadır.
Tavuk Nugget: Nuggetı ısırdığınızda
eğer lif lif ayrılıyorsa bir nebze şanslısınız demektedir. Çünkü göğüsten
yapılmış olma ihtimali var. Fakat genellikle; tavuğun hangi kısımları ve
içerisine ne katıldığı belli olmayan yumuşak bir püreden oluşur. Bir de üstüne
üstlük genetiği ile oynanıp hiç yanmadan saatlerce içerişinde kızartma
yapılabilen yağda pişmesi sağlıksız olmasının üstüne tuz biber olmaktadır.
Hamburger: Küçük, büyük herkesin
severek tükettiği hamburgerler, obezitenin en büyük nedenlerinden biridir.
Yanında tüketilen kola ve patates kızartması da bunu tetiklemektedir. Hamburger
köftelerinin içerisindeki etlerin uzun süre sağlam kalması için koruyucu bir
takım zararlı maddeler kullanılmaktadır. Bu nedenle hamburgerler, insan sağlığı
için tehlikelidir.
Patates Kızartması: Patates
kızartmaları, yüksek sıcaklıktaki yağlarda kızardığı için içerisinde
“akrilamid” adı verilen bir madde oluşuyor. Bu madde çok uzun sürelerde
tüketildiğinde çok önemli zararları bulunuyor. Özellikle, gelişim çağındaki
çocukların ve hamilelerin patates kızartmasını az tüketmesinde fayda vardır.
Ayrıca, patates kızartmasının glisemik indeksi yüksektir ve kızartıldığı bayat
yağlar itibariyle, uzak durmamız gereken yiyecekler arasında yerini almaktadır.
Cipsler: Cisplerin çocuk beslenmesinde
kesinlikleri yeri yoktur. Patates kızartmasındaki “akrilamid” maddesi cisplerde
de mevcuttur. Kanser, obezite, diyabet gibi birçok hastalığa neden
olmaktadırlar.
İşlenmiş Etler: Nitrat içeriği yüksek
olan işlenmiş etlerin kanser yapma riski oldukça artmaktadır.
İşlenmiş somon: Tütsülenmiş etlerin
oldukça fazla tüketildiği Uzakdoğu ülkelerinde mide ve özofagus kanserlerine
yakalanma yüzdesi oldukça yüksektir.
Beyaz şeker, beyaz un ve ürünleri: Kan
şekerinin bir anda yükselmesini sağlayan bu tür gıdalar tüketilmesinin ardından
ani kan şekeri düşüşlerine neden olmaktadır. Ve kişinin sonsuz bir açlık
döngüsüne girmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucunda pankreastan salınan
insülin dengesini bozmakta ve ilk adım olarak insülin direnci ardından da şeker
hastalığına sebep olmaktadır.
Poğaça: Kahvaltı yerine yediğimiz ya da
çocuklarımıza yedirdiğimiz poğaça vs. gıdalara çok dikkat edilmelidir. Bu tarz
glisemik indeksi yüksek beyaz un ve yağ içeren besinlerden uzak durmamız
gerekir.
Sosisli Sandviç: Hem beyaz un içerip
kan şekerini yükseltirken, bir yandan da nitrat içeren sosis sayesinde,
kanserojen riskini arttırmaktadır.
Jelibon: Jelibon ve jelibon türü yumuşak
şekerler; özellikle büyükbaş hayvanların etten sıyrılmış kemikli kısımlarının
kaynatılması sonucu ortaya çıkmıştır. İçerisinde tam olarak ne olduğu belli
olmayan bu ürünlerden çocukları özellikle uzak tutmak gerekmektedir. Ayrıca
içerisindeki gıda boyaları da sağlığa oldukça zararlıdır.
Turşu: Bizim geleneksel yöntemlerle
hazırladığımız ev yapımı turşumuzun prebiyotik aktivitesi oldukça yüksektir.
Fakat hazır turşular, çok tuzlu olduğu için böbreklerimizi yorar, uzun vadede
sık tüketilmesi durumunda yüksek tansiyona sebep olabilir.
Tofu: Vejetaryenlerin peynir olarak
kullandığı tofu soyadan yapılmaktadır. Fermente edilmesi durumunda soyanın
zararlı etkileri olan mineral emilimini azaltması sağlanmaktadır. Fakat tofu
yapımında fermentasyon işlemi yapılmamaktır.Osteoporoz, D vitamini eksikliği,
kanser ve kalp kası hastalığı gibi etkileri mevcuttur.
Kahve Kreması: Kahvenin sert tadını
sevmeyenler için oluşturulmuş kimyasal bir üründür. İçerisinde katı mısır
şurubu, işlenmiş şekerin yanı sıra dipotasyum fosfat, mono ve digliserid,
sodyum aluminosilikat içerir. Özetlemek gerekirse; karaciğer ve böbrek
hastalıklarına davetiye çıkartmaktadır.
Muffin, ekler vb, gıdalar: Yüksek
oranda mısır, früktoz ve glikoz şurubu içeren bu besinler, dünyada şeker
hastalığının ve kanserin artmasının baş sorumlularıdır.
Çocuklarınıza Hazır Gıdalar Yerine Evde Kendi Hazırladığınız
Yiyecekleri Yedirin
Bu besinlere baktığımızda çoğunun ortak özelliği
sanayileştirilmiş ve doğal olmayan, hazır besinlerden oluşmalarıdır. Dışarıdan
mümkün olduğunca hem kendiniz yemek yemeyin hem de çocuğunuza yedirmeyin. Hazır
ve paketli gıdalardan uzak durun. Çocuklarınızın daha sağlıklı olmaları ve
bilişsel aktivitelerinin gelişmesi için beslenmelerine dikkat edin. Ailecek
yaptığınız kahvaltıları karbonhidratlardan ziyade protein ağırlıklı hazırlayın.
Günümüzde waffle, pankek gibi şeyler ile beslenme, kahvaltıda çok fazla
portakal suyu, kahve ve çay gibi şeyler tüketme durumu söz konusu olabiliyor.
Biz bunları kesinlikle istemiyoruz. Yani; bir yumurta ya da peynir yanında
mevsimine uygun yeşillikler domates, salatalık ve tam buğday ekmeği tüm
bireyler için yeterli ve doyurucu olacaktır. Kızartma, börek ve poğaça gibi
glisemik indeksi yüksek beyaz un ve yağ içeren besinlerden uzak durmamız doğal
beslenme için yeterlidir. Fındık, fıstık, badem, çiğ badem hem çocuklarınız ve
sizin için gayet uygun atıştırmalıklardır. Haftada 2 ya da 3 gün çocuklarınıza
balık yedirin. Eğer balık yemiyorlar ise ceviz ile vücuttaki Omega 3 eksiğini
tamamlayabilirsiniz.
Çocuğunuzun Canı Tatlı İstiyorsa İse Evde Dondurma Yapın
Hazır tatlılar, tabaklarda gördüğümüz anda elememiz gereken ilk
lezzetimiz olmalıdır. Çünkü çocuk beslenmesinde kesinlikle glikoz-fruktoz
şurubunun yeri yoktur.Aynı zamanda paketli şekerlerde içerisinde bulunan
renklendiriciler ve lezzetini arttırmak amacıyla eklenen katkı maddeleri
yüzünden tüketilmemesi gereken bir diğer tatlı türüdür. Ayrıca öğün aralarında
sürekli çocukların şeker tüketmesi, ana öğünlerde iştahsızlığa neden olacağı
için tüketmeleri gereken besleyiciliği yüksek besinleri tüketmemelerine sebep
olur. Bu yüzden gün içindeki beslenme planında bu önemli noktaya dikkat
edilmesi gerekir. Tatlı tercihi olarak ev yapımı sütlü tatlılar ve dondurmalar
porsiyon ve adet kontrolüyle ebeveynlerin işini kolaylaştırabilir.
Unutmayın ki; sağlıklı beslenmek, aslında vücudumuzun bize doğru
cevap vermesini sağlayacak en temel şeydir. Bu sayede hem kendimizin hem
çocuğumuzun sağlıkla ilgili yaşadığı ya da yaşayacağı sorunları minimuma
indirmiş oluruz.