Oksijenden
sonra en önemli hayat kaynağımız olan su, vücudumuz için büyük önem taşıyor. Acıbadem
Ankara Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Dr. Arzu Akgül,
suyun tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsden, kansere kadar birçok
hastalığa karşı etkili bir görev üstlendiğini anlatırken, önemli uyarılar ve
önerilerde bulunuyor.
Toksinlerin
uzaklaştırılmalarını sağlıyor
Vücudumuzdaki tüm metabolik
olayların devamında, besleyici maddelerin gerekli yerlere ulaştırılmasında ve
her gün oluşan atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında su, temel bir
aracı. Kişinin yağ dokusu miktarına göre su miktarının vücut ağırlığının yüzde
55 ile yüzde 77’i arasında olmasını gerektiğini belirten Nefroloji
Uzmanı Dr. Arzu Akgül, sözlerine şöyle devam ediyor: “İnsanın
vücut ağırlığı değişmedikçe sıvının miktarı da değişmez. Bu oran yeni doğmuş
bebeklerde yüzde 78’e kadar çıkıyor. Böbreklerimizin işlevlerini yerine
getirebilmeleri için yeterli su tüketmek çok önemli. Su idrar, ter ve dışkı
aracılığıyla toksinlerin uzaklaştırılmalarını sağlıyor, vücut sıcaklığını ve
kanın yoğunluğunu kontrol ediyor. Yeterince sıvı almazsak toksinler kanda
birikiyor. Bunun sonucunda da böbrek taşları ya da çok daha önemli böbrek
yetmezliği gelişebiliyor”
Kilo
verme sürecini hızlandırıyor
Diyetteki su tüketimi
artırılması kalori harcanmasında da önemli yere sahiptir. 500 mL su içmenin 1,5
saat süreyle enerji tüketimini %30 arttırıyor.
Kolon
kanserini önlemede etkili
Araştırmalarda su tüketimi
ile kolon kanseri oranının yanı sıra migren ve gerilim tipi baş ağrısı
oranlarının da düştüğünü gösteriyor. Su tüketimi az olanlarda kalp damar
hastalık oranının da artıyor.
Gece yatmadan önce içilen bir bardak su, en çok sabah görülen kalp krizi
riskini de azaltıyor.
Koronavirüse
karşı su…
Koronavirüsten korunmada
etkili olabilecek önlemlerden birinin de bağışıklık sistemini güçlü tutmak
olduğunu söyleyen Nefroloji Uzmanı Dr. Arzu Akgül, “Güçlü bağışıklık için
ise dengeli ve yeterli beslenmek gerekiyor. Bol su tüketimi de vücuttaki
toksinlerden arınmak ve metabolizmayı canlandırmak için önemli. Günlük yeterli
miktarda su içmek toksinlerin vücuttan atılmasına, bakterilerin ve virüslerin
etkisiz hale gelmesine yardımcı olur” diyor.
Su
hakkında doğru bilinen yanlışlar…
Doğru bilinen yanlışlar
hakkında da bilgi veren Acıbadem Ankara Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Dr. Arzu
Akgül, “Kişisel
temizliğimizin ana kaynağıdır su ama bu arada bazı yanlışları da düzeltmekte
fayda var. Sirkeli su, aşırı sıcak sular ile boğaza gargara yapmak ağız
mukozamızın yapısını bozarak faydadan çok zarar verebilir. Tuzlu su ve/veya
ılık su ile gargaranın elbette faydası olur. Sık aralıklarla su içmek
vücudumuzun susuz kalmamasını önler, bağışıklığımızın artmasına destek olur ama
söylentilerin aksine virüsleri mideye göndermez. Su alımındaki en basit
yaklaşım, yazın en az 2-2,5 litre, kışın en az 1,5 litre sıvı tüketmek. Susama
hissi yanında, idrar rengi de su dengemiz hakkında bilgi veriyor. İdrar miktarı
azalıp, rengi koyulaştıkça su içmek gerekiyor. Suyu her zaman görünür bir yerde
bulundurmalı, susama hissi beklenmeden su tüketmeli, uyanınca 1 bardak, her
idrar sonrası 1 bardak su içmeli, egzersiz yaparken, sıcakta çalışırken,
uzun-hareketsiz yolculuklarda su tüketimi arttırılmalıdır.”