Son
yıllarda yapılan birçok bilimsel araştırma sevginin fiziksel sağlığımız
üzerindeki olumlu etkilerini ve hastalıklara karşı koruyucu, hatta bazı
durumlarda iyileştirici etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nden
Klinik Psikolog Sema Sözer Dabanlıoğlu “Fiziksel sağlığı
bütünüyle bedenle ilgili sanıyoruz ancak bu doğru değil. ruhsal sağlığımız
özellikle de sevgi göstermek ve sevgi görmek daha mutlu ve sağlıklı bir ömür
sürmemizde başlı başına önemli bir rol oynuyor” diyor. Klinik Psikolog Sema
Sözer Dabanlıoğlu, sevginin iyileştirici gücünü bilimsel araştırmalar eşliğinde
anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Sağlığa iyi geldiği
belirtilen aşk ve sevginin sadece iki karşı cins arasında süregelen duygusal
yakınlaşma olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü aşk ve sevgi sadece
romantizmle sınırlı değil. Zira kişiye huzur verecek aile sevgisi, hayvan ve
doğa sevgisi, tasavvufi aşk gibi duygular da sağlığa çok önemli katkılarıyla
dikkat çekiyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nden Klinik Psikolog Sema Sözer Dabanlıoğlu, aşk
ve sevgi hislerinin, vücuda zindelik ve huzur getiren oksitosin, neropinofrin,
dopamin, seratonin ve endorfin gibi hormonların daha fazla salgılanmasını
sağladığını, aynı zamanda antikor üretimini artırdığını, antioksidan etki
yaratarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini vurguladı. Acıbadem Kadıköy
Hastanesi’nin “Sevginin ve Yaşamın İyileştirici Gücü” etkinliğinde konuşan
Klinik Psikolog Dabanlıoğlu, son yıllarda bedensel hastalıkların tedavisinde
ruh sağlığının önemine dair araştırmaların güzel haberler verdiğini belirterek“Duyguların bedende kimyasal karşılığı olduğuna göre, fiziksel sağlığımız
üzerinde de etkileri olmaktadır. Son 20 yılda yapılan birçok araştırma sevgi ve
umudun - diğer tüm pozitif duygularla birlikte - beden üzerindeki olumlu
etkilerini ve hastalıklara karşı koruyucu, hatta bazı durumlarda onarıcı etkisi
olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Egzersiz
etkisi yaratıyor!
Beden ve ruhun birbirinden
ayrılmaz ikili olduğunu, fiziksel şikayetlerin ruhsal sağlığı etkilediği gibi,
ruhsal şikayetlerin de fiziksel sağlığı etkilediğini; dolayısıyla ruhsal olarak
iyi gelen şeylerin fiziksel olarak da iyi hissetmeyi sağladığını vurgulayan
Klinik Psikolog Dabanlıoğlu, aşkın egzersiz etkisi yarattığını da belirterek
şöyle konuştu: “Aşk ilk etkiyi kalpte yapıyor; kalbi küt küt attırıyor ve
egzersiz yapmışçasına kalbe iyi geliyor. Aynı zamanda kan basıncını düşürürken
kalp krizi riskini azaltıyor. Aşık olan insanlar daha az enfeksiyon kapıyor ve
kanlarında daha fazla akyuvar aktif oluyor. Sevgi hissi ile gelen yatışma,
sakinleşme ve huzur hali de aynı şekilde kan basıncını düşürüyor, kalp krizi
riskini ve stresi azaltıyor, iç organlara ve kas sistemine olumlu yansıyor. O
nedenle ister aşık olarak, ister anne, eş, baba, babaanne, dede olarak nasıl
yapıyorsanız yapın sevin ve sevginizi gösterin ve size sevildiğinizi
hissettiren insanlarla bir arada olun.”
Sevgi
ve aşktan kaçmayın!
Sevgi ve aşkın çoğunlukla
korkulan ve kaçınılan duygular olduğunu belirten Klinik Psikolog Dabanlıoğlu“Aşktan ve sevgiden lütfen korkmayın ve kaçmayın. Sevginizi söylemek, yaşamak
ve yaşatmak, hissettirmek, arkadaşımızla şakalaşmak, köpeğimizi sevmek,
sağlığımıza iyi gelir. Bunları yapın. Sadece ruhunuzu değil bedeninizi de
beslediğini göreceksiniz. Yalnız insanlara kıyasla aktif, tutkulu, hevesli ve
cömert insanlar daha mutlu ve sağlıklı bir ömür sürüyorlar” diyor.
Çocukları
izleyin!
Sevginin iyileştirici
gücünü anlamanın en iyi yollarından biri de çocukları izlemek. Yapılan
araştırmalar, sevgi ve yaşamın canlılığıyla dolu bir evde büyüyen çocukların
hem daha mutlu hem daha sağlıklı hayatlar sürdürdüklerini; sadece ruhsal olarak
değil, fiziksel olarak da dış dünyanın zorluklarıyla, hastalıklarla daha iyi
baş edebildiklerini ortaya koyuyor. Tam tersine çaresizlik, depresyon ve
sevgisizliğin hüküm sürdüğü evlerde büyüyen çocuklar ise çok daha sık
hastalanıyor, dirençleri daha düşük oluyor ve yaşamın getirdiği her türlü
sorunla baş etmede çok daha fazla zorluk çekiyorlar. Klinik Psikolog
Dabanlıoğlu, kişilerin gerek çocuklara gerekse çevrelerinde karşılaştıkları
olumlu davranışlara suskun kalmayıp mutlaka birkaç kelime ile takdir
göstermeleri gerektiğini belirterek “Bu sayede karşınızdakini motive etmiş ve
hem ruhsal hem fiziksel sağlığına bütünüyle katkıda bulunmuş olursunuz” dedi.
Sevginin ve yaşamın iyileştirici gücüne yönelik etkinlik, yoga Eğitmeni Merih
Kenet’in sevgi meditasyonu ile son buldu. Sevgi meditasyonu ile ‘ben değil biz’
bilinci edinilmesi, dostluk ve barış duygularının geliştirilmesine yönelik farkındalık yaratılması amaçlandı.