Üsküdar
Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Dilek Sarıkaya,
daha çok kadınlarda görülen fibromiyalji sendromu ile ilgili önemli bilgiler
paylaştı
Kadınlarda
daha çok görülüyor
Dr. Dilek Sarıkaya,
fibromiyalji sendromunun kronik, yaygın kas iskelet sistemi ağrısı ile birlikte
belirli bir uyuşma, karıncalanma, yorgunluk, uyku bozukluğu, simetrik dağılım
gösteren ağrılı hassas noktalarla sık karşılaşılan bir hastalık olduğunu belirtterek“Fibromiyalji sendromu, ırk ayrımı yapmaksızın her yaş ve cinsiyette görülmekle
beraber sıklıkla kadınları etkiliyor. Her 10 hastadan 8 veya 9’unu kadınlar
oluşturmaktadır. Fibromiyaljinin toplumdaki yaygınlığı yüzde 2-8 arasında ve bu
yaygınlık oranları yaşla beraber artış gösteriyor” diye konuştu.
Bu
faktörler fibromiyaljiye yol açıyor!
Fibromiyalji sendromunu
ortaya çıkaran etkenleri belirlemek amacıyla 50 yıldan fazladır çok sayıda
araştırma yapıldığını belirten Dr. Dilek Sarıkaya “Son yıllarda da bu
çalışmaların sayısında ciddi bir artış görülüyor. Ancak maalesef henüz tam
olarak etiyolojisi anlaşılamadı. Daha önceden geçirilmiş çeşitli enfeksiyon
hastalıkları, genetik aile öyküsü, fiziksel ya da duygusal travma gibi bir
stres kaynağı, kişinin kendine yönelik yüksek beklenti düzeyinin olması, iş
odaklı yaşam, mükemmeliyetçilik, gevşeyememe ve hayattan zevk alamama,
duygulanımsal ve kişiler arası çatışmaları inkâr etme, öfke ve düşmanlık
duygularıyla başa çıkamama, bağımlılık ve bakım gereksinimi gibi çocuksu
ihtiyaçlar, fiziksel ya da duygusal travma yaşanmış olması fibromiyaljiye yol
açıp belirtilerin kötüye gitmesine neden olabiliyor” diye konuştu.
Yaygın
ağrı ve hassasiyet önemli kriter
Dr. Dilek Sarıkaya,
fibromiyaljide sıklıkla tetik noktalar veya hassas noktalar olarak adlandırılan
vücut alanları bulunduğunu söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu noktalar hafif basınç
uygulamakla bile ağrıya neden olabilen 18 farklı alanı içerir. Tetik
noktalarının neden olduğu ağrı, vücudun birçok bölgesini etkileyen, tutarlı
künt bir ağrı olarak tanımlanabilir. Yaygın ağrı ve hassasiyet varsa kişiye
fibromiyalji tanısı konur. Tetik noktaları başın arkası, omuz üstleri, üst
göğüs, kalçalar, dizler ve dirseklerdir. Ancak bu tetik noktaları artık tanı
için odak değil. Bunun yerine, 3 aydan fazla bir süredir devam eden yaygın ağrı
varsa ve ağrıyı açıklayabilecek teşhis edilebilir bir tıbbi durum yoksa
fibromiyalji tanısı konulabiliyor. Fibromiyaljide tetik noktalarda ağrı dışında
başka belirtiler de görülebiliyor. Bu belirtiler yorgunluk, uyku problemleri,
uzun süre uykuya rağmen dinlenmiş hissetmemek ve yataktan kalkmakta zorlanmak,
baş ağrısı, depresif ruh hali, kaygı, odaklanmada ve dikkat vermede zorluk, alt
karın bölgesinde ağrı, nefes almada zorlanma, kulaklarda çınlama, egzersize
karşı dirençsizlik ve çabuk yorulma şeklinde görülebilir.”
Stres
şikayetleri artırıyor
Stresin fibromiyalji
belirtilerinin ortaya çıkmasında ve kötüleşmesinde etkili olduğunu belirten
Sarıkaya, “Fibromiyalji hastalarının yüzde 70’e yakını stres ile şikayetlerinin
arttığını bildiriyor. Hastalarda psikiyatrik rahatsızlıkların birlikteliğine
yine yüzde 70’e varan oranlarda rastlanıyor. Yapılan araştırmalar, fibromiyaljiye
depresyonun eşlik etme sıklığının yüzde 28,6 ile yüzde 70 arasında değişen
oranlarda olduğunu ortaya koyuyor. Travma sonrası stres bozukluğu, disosiasyon
bozukluğu, anksiyete bozuklukları, uyku bozuklukları ve somatoform bozukluklar
da fibromiyalji hastalarında görülebilen diğer psikiyatrik hastalıklardır”
dedi.
Tedavisinde
multidisipliner yaklaşım gerekiyor
Sarıkaya, fibromiyaljiyi
tespit edebilen özelleşmiş bir laboratuvar ya da görüntüleme testi olmadığını
söyledi ve sözlerini şöyle noktaladı:
“Bununla beraber diğer
kronik ağrı nedenlerini dışlamak için görüntüleme yöntemleri ve kan
tetkiklerinden faydalanılıyor. Tedavisi multidisipliner bir yaklaşım
gerektiriyor. Fibromiyalji hastaları teşhis için romatoloji, algoloji veya
fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanına başvurabilirler. Ancak stres
faktörleri, ruhsal travma gibi psikolojik faktörler veya uyku bozukluğu,
depresyon, anksiyete bozukluğu ya da travma sonrası stres bozukluğu gibi
psikiyatrik hastalıkların birlikteliğinde sürece psikiyatri uzmanının da dahil
olması gerekiyor. Depresyon ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde
kullandığımız bazı antidepresan ilaçların, bilişsel davranışçı terapinin ve
EMDR tekniğinin hem stresin ve kronik ağrı yakınmalarının azaltılmasında, hem
de eşlik eden psikiyatrik hastalıkların tedavi edilmesinde etkili olduğu,
dolayısı ile hastaların yaşam kalitesine önemli faydaları olduğu biliniyor.
Ağrı ile olumlu başa çıkma yöntemlerinin güçlendirilmesi ve olumsuz başa çıkma
yöntemlerin belirlenerek azaltılması, fizyolojik uyarılmayı azaltmak için
gevşeme eğitimi verilmesi, ağrı davranışına yönelik çevresel tepkileri
düzeltme, ağrı kesici ilaçların kullanımını azaltarak fiziksel aktivite
düzeyini artırma fibromiyaljide görülen kronik ağrı yakınmalarının tedavisinde
kullanılan önemli davranışçı yaklaşımlardır.