Son
zamanların en çok itilen, kakılan, horlanan, aşağılan, değersiz sayılan mesleğidir
öğretmenlik.
Kim bir eğitimle ilgili bir sorunu konuşsa, tartışsa; eğitimdeki başarısızlığın tek suçlusu olarak öğretmeni görür; çünkü kafalarda öğretmenler çoktan suçlu ilan edilmiştir.
Hep bir
önyargı hâsıl olmuştur.
Optimal
araştırma şirketi başkanı Hilmi Daşdemir, bir televizyon programında; “Öğretmenler
ahlaklı olsa ülke bu durumda olmazdı.” demiştir.
Ön kabul
budur…
Öğretmenler,
günah keçisidir.
Vurun
abalıya misali…
Hep öğretmen
suçlu…
Öğretmenlik;
bir zamanlar el üstünde tutulan, toplum tarafından değer gören bir meslekti.
Öğretmenliğe
“kutsal meslek” denirdi.
Niye böyle
oldu?
Nedenleri
çok eskilere dayanır…
Bir sürü
nedeni vardır…
Hükümet, az da
olsa ÖMK ile öğretmenlik mesleğine itibar kazandırmak istedi.
Bu olumlu
bir adımdı.
ÖMK,
yürürlüğe girdi.
Öğretmenlere
sınav dayatıldı.
Haklı olarak
öğretmenler bu sınava karşı çıktı.
Sınav,
öğretmeni ölçmek için bir araç olamazdı.
Öğretmenlerin
tüm itirazlarına karşın, öğretmenler sınava sokuldu.
2004’teki
gibi…
Milli Eğitim
Bakanlığı, sorular çok kolay, diyerek, yaptığı sınavı meşrulaştırmaya çalıştı.
Sonuçta,
öğretmenlerin gururuyla oynadı.
Öğretmenler
kendini kötü hissetti…
Sınav
sonuçları açıklandığında, öğretmenler; öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen
olarak ayrışacak…
Öğretmenin
başarısı sınavla ölçülmüş olacak…
Alınan
unvanlar, öğretmenin kariyerini belirleyecek…
Öğretmenler
kendisini daha çok kötü hissedecek…
Bakanlık, bu
sınav; öğretmenin başarısını değil, gelir seviyesini yükseltmek içindi. Bu
sınavı yapmak zorundaydık, diyor.
Amaç öğretmenin
başarısını ölçmekten daha ziyade, öğretmenin gelir seviyesini yükseltmekse,
bunun bir yolu bir yöntemi vardır.
Bunun yolu
öğretmeni sınava sokmak değildir.
TBMM’de bir
kanun çıkarır, işi bitirirsin…
Bu eziyet
niye?
Öğretmenin
suçu nedir?
Ülkenin
temeli öğretmenle atılır.
Eğitimin temelidir
öğretmen...
Eğitimde bir
sorun varsa mutlaka çözümü de vardır.
Çözümü doğru
yerde aranmalıdır.
Öğretmeni
sorun olarak görmek…
Eğitimin
daha fazla yara almasına neden olur.
Eğitimin
sorunu bellidir.
Çözümü de…
Bilimsel,
laik, demokratik bir eğitim hayata geçirildiğinde, eğitimde sorun kökten çözülür.
Kötü
öğretmen yoktur, kötü eğitim sistemi vardır.
Rıfat Ilgaz
şöyle söylemiştir; Kötü öğretmen, kötü öğrenci, kötü veli yoktur. Kötü eğitim
sistemi vardır.
Sorun, eğitim
sistemin kendisindedir.
Öğretmenin
suçu nedir?