Çağımızın
hastalığı falan değil, çok eskilere dayanan bir hastalık...
Seksen
öncesi tavan yapmış…
Şimdilerde
kronikleşmiş…
Benim adamım…
Benim
arkadaşım…
Benim
düşüncem…
Benim
siyasetim…
Küçük olsun
benim olsun…
Anlayış bu!
Hiç mesele
değil…
Sıkıntı yok…
Sadece acınır…
Dar alanda
top çevirme…
Bu bir
hastalık ve de kronik…
Çok
tehlikeli bir hastalık…
İç çatışmaya
kadar götürür…
Büyük
yarılmalara neden olur…
Büyük
zararlara yol açar…
Açın, bakın
geçmiş tarihi…
Örnekler çok
fazladır…
Yıkım ve çöküş…
Grupçular…
Umut değiller…
Güç değiller…
Bir etkinlikleri,
etkileri yok…
Yok hükmündedirler…
Ağırlıkları cürümleri
kadar…
Yazık…
Çok yazık…
Üzülüyorum…
Söylemde
demokrat, eylemde gerici…
Hani paylaşmak,
dostluk, kardeşlik, eşitlik, dayanışma…
Yârin yanağından
gayri her şeyi paylaşmak…
Bilgi,
birikim…
Hak, hukuk,
adalet…
Bilim, fen, felsefe…
Bir cahilden
farkınız nedir?
Adı üzerinde
grup!
Küçük bir
azınlıklık bile değil…
Arkadaş
grubu…
Ya da fikir
grubu
Üç beş kişi…
Koca şehirde
üç beş kişi…
Koca ülkede
bin, iki bin kişi…
Grup mantığı
ile insanları ötekileştirmek…
Dışlamak…
Sivil toplum
örgütlerinin, sendikaların, derneklerin, partilerin üç, beş kişi ile temsil
edilmesi ne kadar acı…
Yazıktır,
günahtır…
Bırakın
küçük hesapları…
Kin ve
nefret insanı çürütür…
Yok eder…
İnsan olun…
Tüm
insanları sevin…
Umut olun,
heyecan yaratın, kitleyi sürükleyin…
İktidar
olun…
Korkmayın
sevmekten, sevilmekten, paylaşmaktan…
Bir
olmaktan, diri olmaktan…
Gelin, çıkın
küçük dünyanızdan…
Paylaştıkça
büyürsünüz…
Birleştikçe
güçlenirsiniz…