Vücudumuzda d vitamini oluşumunu sağlıyor, bağışıklık sistemini
güçlendiriyor, uyku kalitesini artırıyor, ruhumuza enerji veriyor…Güneş hem
fiziksel hem ruhsal sağlığımıza pek çok fayda sağlasa da, yaz aylarında uzun
süre, özellikle de öğle saatlerinde güneş ışınlarına maruz kalmak çok riskli.
Öyle ki güneş ışınlarında bulunan zararlı UVA ve UVB ışınları cildimizde pek
çok olumsuz değişikliğe sebep olabiliyor. Ciltte yanık, kızarıklık, su
toplanması gibi hemen görülebilen hızlı etkilerin yanı sıra; kuruluk, ince ve
derin kırışıklar, kahverengi ve kırmızı leke oluşumu gibi sonradan ortaya çıkan
hasarlar da gelişebiliyor. Çok daha önemlisi, günümüzde görülme oranı gittikçe
artan cilt kanserine adeta davetiye çıkarıyor! Üstelik eskiden daha çok ileri
yaşların sorunu olan cilt kanseri, incelen ozon tabakası nedeniyle günümüzde
20’li yaşları bile tehdit ediyor. Bu nedenle güzel görünmek uğruna bronzlaşmak
gibi bir hataya düşmemeniz, cildinizi güneşten düzenli olarak korumanız çok
önemli. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Dermatoloji
Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral güneşin zararlı ışınlarından korunmak
için almanız gereken 10 önlemi anlattı, önemli uyarılarda bulundu.
Bu saatlerde kapalı mekanlarda kalın
Ciltte hasar oluşumunu önlemek için zararlı güneş ışınlarının yeryüzüne en
dik geldiği 11.00 – 16.00 saatleri arasında dışarı çıkmayın. Eğer çıkmanız
gerekiyorsa güneş koruyucu krem kullanmayı asla ihmal etmeyin. Yaz aylarında
kullandığınız ürünün güneşten koruma faktörünün 50 (SPF) olmasına da dikkat
edin.
Cilt tipinize özel ürün kullanın
Güneş kremlerinde dikkat etmeniz gereken en önemli şey; UVA ve UVB
ışınlarına karşı koruyucu özelliğe sahip olması. Gövdeye ve vücudun diğer
bölgelerine uygulanan süt formundaki koruyucular yüz için uygun olmayabiliyor,
mevcut akne ve hassasiyet gibi problemleri alevlendirebiliyor. Bu nedenle yüz
için kullanacağınız güneş koruyucu ürünleri, cildinizin özelliklerine göre
seçmeniz daha uygun olacaktır. Cildiniz yağlı ise ciltte yağlanmaya sebep
olmayan ve cildi matlaştıran su bazlı ürünleri tercih etmelisiniz. Eğer kuru
cilt yapısına sahipseniz nemlendirici özelliği de olan güneş koruyucu ürünler
kullanmanız daha yararlı olacaktır. Cildiniz alerjik, akneli veya lekeli bir
yapıya sahipse ya da kızarıyorsa bu tür probleminize yönelik özel güneş
koruyuculardan faydalanın. Bu tarz ürünler cildi güneşten korurken aynı zamanda
altta yatan hastalığa yönelik tedavi de sağlıyorlar.
Sokağa çıkmadan 20 dakika önce sürün
“Güneş koruyucuları açık havaya çıktıktan sonra değil, henüz kapalı
ortamdayken, dışarı çıkmadan 20 dakika önce sürmeniz çok önemli.” şeklinde
uyarıda bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir
Aral sözlerine şöyle devam ediyor: “Koruyucu ürünü açıkta kalan ve güneşten
etkilenecek olan göz kapakları, kolların iç kısımları, ense, dış kulak, dudak
ve ayak üstleri gibi bölgeleri de kapsayacak şekilde, kıyafetinizi henüz
giymemişken uygulamaya özen gösterin.”
Bu miktara dikkat!
Güneşten koruyucu ürünün fayda sağlayabilmesi için mutlaka uymanız gereken
bir başka kural da, cildinize yeterli miktarda sürmek olmalı. Vücudunuzun
açıkta kalan bölgelerine en az bir avuç dolusu güneş kremi yedirin. Kulak,
ense, burun, omuz ve ayak üstü gibi güneş ışınlarının dik geldiği alanlara
özellikle dikkat edin.
Güneş altında bırakmayın
Uygun şartlarda saklamış olsanız bile bir önceki yazdan kalan, kullanım
süresi geçmiş, güneşin altında uzun süre kalmış, kapağı ya da kutusu deforme
olmuş güneş koruyucu ürünleri kullanmayın. Isıyla etkisi azalacağı için
koruyucu ürünleri ister plajda olsun, isterse arabada veya başka bir yerde,
güneş altında bırakmamaya dikkat edin.
Bulutlu havalarda da korunun
Güneşin zararlı ultraviyole ışınları araba camından veya evdeki perdelerden
de sızma özelliğine sahipler. Hatta kapalı havalarda bile bulutlardan süzülerek
cildimizde hasar oluşturabiliyorlar. Bu nedenle vücudunuzun açıkta kalan
bölgelerinize bu tür durumlarda da koruyucu ürünü kullanmaya devam edin.
Her 2 saatte bir tekrarlayın
Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir
Aral güneş koruyucu ürünlerin etkisinin ortalama 2 saat sürdüğüne dikkat
çekerek, “Dolayısıyla dışarıda kaldığınız süre boyunca ürünü her 2 saatte
tekrarlamayı ihmal etmeyin. Aşırı terleme, yüzme veya duş sonrası ise zamanı
dikkate almadan işlemi mutlaka tekrarlayın.” diyor.
Gölgede durmak yeterli gelmez
Güneş ışınları çevreden yansıma özelliğine de sahip olduğu için havuz,
deniz, kum ve yerden yansıyarak da etki gösteriyorlar. Dolayısıyla gölgede
oturmak güneşten korunmak için yeterli olmayabiliyor. Açıkta kalan
bölgelerinize gölgede bile güneşten koruyucu ürünü tekrarlamaya devam edin.
Dudak ve burun üstünü unutmayın!
Dudak bölgesi ile burun üstü, yaz aylarında en fazla ihmal edilen yüz
bölgelerinden. Ancak dikkat! Hem diğer alanlara nazaran daha ince bir yapıya
sahip oldukları hem de sadece deniz kenarında olduğunuz zamanlarda değil,
sürekli güneş ışınlarına maruz kaldıkları için zararlı güneş ışınlarına bağlı
hastalıklar ve cilt kanserleri en sık bu bölgelerde görülüyor. Bu nedenle
dudakları ve burun üstünü SPF 50 güneş kremiyle, tercihen bu bölge için özel
üretilmiş ürünlerle her zaman koruyun. Yemek yedikten sonra dudaklarınızı
sildiğinizde kremi yeniden uygulayın.
Sıkı dokumalı, koyu renkli
kıyafetler
Sokağa çıktığınızda ultraviyole korumalı geniş gözlük ve geniş siperlikli
şapka kullanmayı alışkanlık haline getirin. Yaz aylarında güneşten korunmak
için özel üretilmiş ultraviyole korumalı kıyafetler öneriliyor. Yüzerken ve
spor yaparken bu kıyafetleri tercih etmenizde fayda var. Yazın giymekten hoşlandığımız
pamuklu ve açık renkli kıyafetler ise ultraviyole ışınlarını rahatlıkla
geçiriyorlar. Özellikle terle veya suyla ıslandıklarında geçirgenlikleri
artıyor. Sıkı dokumalı, koyu renkli, çok ince olmayan kıyafetlerin koruyuculuğu
daha yüksek oluyor.