Bağışıklık sistemlerinin
Koronavirüs’ten etkilenmeye daha çok müsait olması nedeniyle sosyal mesafe
kuralına uymaları ve evlerinde kalmaları tavsiye edilen 65 yaş üzeri bireyler,
bu süreçte psikolojik desteğe de ihtiyaç duyuyor. Sosyal medyada yaşlılar ile
ilgili oluşturulan söylemlerin yanlış olduğunu ifade eden uzmanlar, evdeki
yaşlı bireylerin ihtiyaçlarının yakınları tarafından karşılanmasını ve sürekli
aranarak motivasyon konuşmaları yapılmasını öneriyor.
Üsküdar Üniversitesi
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Sosyal Hizmetler Uzmanı Özgür Varan, Koronavirüs
sürecinde evlerinden çıkamayan yaşlılara nasıl destek olunabileceği ile ilgili
önemli tavsiyeler paylaştı.
Virüsün
kaynağı yaşlılar değil
Bu süreçte ileri yaştaki
bireylerin konuşmaya, duygularını ifade etmeye, onları dinleyen ve anlayan
ilgili insanlara ihtiyaç duyduklarını söyleyen Sosyal Hizmetler Uzmanı Özgür
Varan, “Bu görev yakınlarına düşüyor. Yaşlı bireyleri bilgilendirmek, dinlemek,
duygularını anlatmalarına müsaade etmek daha doğru bir yaklaşım. Kaygıyı
önlemenin en doğru yolu doğru bilgilendirmedir. Bugünlerde virüsü yaşlılar
yayıyormuş, kaynağı onlarmış, onlar yakalandıklarında hemen ciddi bir durum
oluşacakmış gibi bir durum oluştu. Bu söylemler onların zihinlerini fazlasıyla
meşgul ediyor ve duygu dünyalarında yanlış yorumlamalar yapmalarına sebep
olabiliyor. O yüzden neden evde durmaları gerektiği, neden bazı durumların risk
oluşturduğu, aslında onların bulaştırmadığını ve bunun temel bir virüs olduğunu
anlatmak gerekiyor” dedi.
Kaygılandırmadan
bilgi sağlanmalı
Yaşlı bireylerin sosyal
mecraları gençler kadar etkin ve etkili kullanamadıklarını ifade eden Varan,“Süreçle ilgili yeterli bilgiye sahip olma imkânları kısıtlı olabileceğinden
dolayı yakınlarının özellikle alınacak önlemler ve mevcut durumla ilgili korku
ve kaygıya mahal vermeden bilgilendirme yapması gerekiyor. Görüşmelerde sosyal
izolasyon ve sosyal mesafenin önemi özellikle vurgulanmalı. Evlerine misafir
kabul etmemeleri, çok acil bir durum olmadıkça evden dışarı çıkmamaları
gerektiği söylenmeli. Bağışıklıklarını güçlü tutmaları, hijyenin ne kadar
önemli olduğu açıklanmalı. Temel ihtiyaçları, alışveriş ve benzeri gibi dışarda
halletmesi gereken durumlar için onlara destek olunabilir” dedi.
Motive
edici konuşmalar yapılmalı
Varan yaşlı bireylerin sık
sık aranmasının önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Hastalık veya bu
enfeksiyondan farklı konular hakkında konuşmak, mutlu günlerden bahsetmek,
olumlu, pozitif konularla ilgili sohbetler etmek onları bu süreçte
rahatlatacaktır. İlerleyen yaşlarından ötürü bu salgın hastalıkla ilgili daha
endişeli ve kaygılı olabilirler. Bu konuda yakınlarına büyük iş düşüyor. Motive
edici konuşmalar yapılması, görüntülü olarak da sık sık aranmaları, hal ve
hatırlarının sorulması gibi eylemler onlara kendilerini daha iyi
hissettirecektir. Bunun dışında evde vakit geçirmeleri için farklı uğraşlar da
önerilebilir. Böylece evde oldukları sürede daha iyi vakit geçirmeleri
sağlanabilir. Neler önerileceğine özelliklerine göre karar verebilir.”
Sosyal
medyadaki söylemler yanlış
Sosyal medyada yaşlı
bireylerin sokağa çıkma sınırlaması olmasına rağmen neden dışarı çıktıkları ve
kuralları dinlemedikleri gibi söylemler oluştuğunu ifade eden Varan, “Toplumda
yaşlılara karşı dışlayıcı, rencide edici ve korkutmaya yönelik nefret söylemleri
oluşmaya başladı. Maruz kaldığımız virüs salgınının toplumda ayrışmaya değil,
dayanışmaya sebep olması gerekiyor. Bu söylemler son derece yanlış çünkü ileri
yaştaki kişiler bu süreci herkesin algıladığı gibi algılamıyor ve yaşamıyor
olabilirler. Haber kaynaklarını etkin kullanamadıkları için de olan bitenin
ciddiyetini tam fark edemiyorlar” dedi.
Varan sözlerine şöyle devam
etti: “Ne kadar riskli bir ortam, neler yapılması gerekiyor, alınacak tedbirler
nelerdir gibi önemli konular hakkında yeterli bilgiye sahip olamayabiliyorlar.
Bu sebepten dışarı çıkıyorlar. Sonuç olarak onlar yaşları gereği daha hassas
bir dönemden geçiyorlar. Yalnız kalma korkusu, ölüm kaygısı, ölüme karşı
direnmek ya da mevcut alışkanlıklarını devam ettirme isteği de onların dışarı
çıkmalarına sebep olabiliyor. Kaygıyla en temelde başa çıkma yöntemlerinden
biri olan önemsememeyi, üstüne gitmeyi uygun görerek bu şekilde yenmeye
çalışıyor da olabilirler. Öncelikle neden böyle davrandıklarıyla ilgili onları
anlamamız gerekiyor.”
Yapıcı
desteğe ihtiyaç duyuyorlar
Büyük kentlerde
yaşayanların dışında Anadolu’da kırsalda, köylerde yaşayan ya da yakınları
olmaya yaşlıların da olduğunu hatırlatan Varan, “Daha örgütsel çalışmalar
yapılmalı.Onlar için de devlet ve sivil toplum örgütlerinin yaşamlarını
kolaylaştıracak, etkin ve çok yönlü tedbirler almaları, bilinçlendirmeler
yapmaları gerekiyor. Sadece dışarı çıkma, dışarı çıkman riskli demek etkili bir
yöntem olmuyor. Hepimiz gibi onlar da hassas bir ruh hali içindeler. Onlar
birçok nedenden dolayı sıkıntılar ve kaygılar yaşıyorlar. Böyle davranışlar
yerine kapsayıcı, anlayışlı, dinleyici ve doğru bilgilendirici bir duruş
içerisinde olmak gerekiyor” dedi.
Pozitif
aktiviteler önerilmeli
Varan, sosyal medyayı daha
etkin kullanan, hayatın daha çok içinde olan genç kuşak bile evde olduğu bu
süre içinde aktivite bulmakta çok zorlandığını söyleyerek sözlerini söyle
sürdürdü: “Yaşlılar için bu durum daha da ciddi bir boyutta. O yüzden onlar
yerine düşünülmeli, nelerden hoşlandıkları göz önüne alınmalı. Bulmaca çözmeyi
seviyor olabilir, film izlemekten hoşlanıyor olabilir, okumayı sevenlere
kitaplar önerilebilir, görme ve duyma ile ilgili problemleri olanlar için sesli
kitap uygulamaları indirilebilir, radyo tiyatroları önerilebilir, el işi gibi
çeşitli aktivitelere yönlendirilebilir. Bu süreçte birçok imkân ve koşullar
onlar için sağlanabilir. ATM’lerden para çekmenin, bankalara gitmenin çok
riskli olduğu söyleniyor. İlerleyen yaşlarından ötürü teknolojiyi genç kuşak
kadar etkili kullanamayabiliyorlar. Onların yerine yakınları bu ihtiyaçları
karşılamalı.”