Dr.
Cilli, “Havalar ısındı, güneş yüzünü iyice göstermeye başladı. Miniklerimiz
evde zaman geçirmek yerine dışarıda güneşin tadını çıkarmak istiyor. Üstelik D
vitamini sentezi için cildin güneş görmesi şart” dedi.
“Miniklerimizin
o yürekleri gibi hassas ciltleri güneş ışınlarıyla direkt temas etmeye
dayanıklı mı? Güneş ışınlarındaki ultraviyole dalgaları minik gözlerinde ya
hasara neden olursa” diyen Dr. Cilli, zararlı güneş ışınlarına karşı güneş
kremi ve güneş gözlüğü üzerinde durdu.
Çocukların
hassas bünyelerine en uygun güneş kremi ve güneş gözlüğünü seçerken çok
dikkatli davranılmasını isteyen Dr. Cilli, “Çocukları güneşe çıkarmadan önce
ciltlerine uygun bir güneş kremi sürmek gerekir. Minikler için seçilen güneş
kremi en az 30 faktör, tercihen 50+ faktör olmalıdır” diye konuştu.
İçerisinde
alerjen madde bulunmamasına, kutunun ya da paketin üzerinde “hipoalerjenik”ibaresinin olmasına dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Cilli, şöyle
devam etti:
“Paraben
ya da alkol içermemelidir. Kutu üzerinde ‘PBA içermez’ şeklinde yazılmasından
ürünün paraben içermediğini anlayabilirsiniz. Koruyucu özelliğinin
kimyasallarla değil minerallerle kazanmış olan ‘mineral filtreli’ güneş
kremleri tercih edilmelidir. Tabi ki ‘organik’ olmalıdır. 2 yaşından küçük
çocuklarımıza bebekler için özel olarak formülize edilmiş ürünler tercih
edilmelidir.
Güneş
kremi evden çıkmadan en az 30 dakika önce uygulanmalıdır ki güneşe çıkıldığında
kremin etkisi başlamış olsun. Vücudun güneş gören tüm bölgelerine uygulanmasına
özen gösterilmelidir. Kulaklar, koltuk altları, ense ve ayaklar en sık unutulan
bölgelerdir. Kremin alerjik reaksiyon gösterme ihtimaline karşı ilk kullanım
öncesi vücudun ufak bir bölümüne uygulayıp kızarıklık, kabartı, kaşıntı gelişip
gelişmediğine bakılmalı.”
Dr.
Cilli, “Altı aydan küçük bebeklere güneş kremi önerilmemektedir. Altı aydan
büyük bebeklere gönül rahatlığıyla bu kriterlere uyarak güneş kremi
uygulayabilirsiniz” ifadelerine yer verdi.
“Güneşten
gelen ultraviyole ışınları çocukları hem rahatsız eder hem de göze hasar
verebilir. Bu hasardan korunmanın en iyi yolu doğru güneş gözlüğü kullanımından
geçer” diyen Dr. Cilli, altı aylık sonrasında miniklere güneş gözlüğü
kullanımına da başlanabileceğine vurgu yaptı.
Çocuklara
seçilecek gözlükte öncelikle ultraviyole korumasının (UV) yüzde 100’e yakın
olması gerektiğini anlatan Dr. Cilli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Camların
çok koyu renkte olması güneşten daha iyi koruyacağı anlamına gelmez. Aksine
çocuğun etrafı görmesini zorlaştırarak kendine zarar vermesine yol açabilir.
Gözlüğün koruyuculuğu cam rengiyle değil etikette yazan ultraviyole koruyuculuk
yüzdesi ile anlaşılır.
Camların
ve çerçevenin yapıldığı malzeme darbelere karşı dayanıklı olmalı, kolay parçalanıp
çocuğa zarar vermemelidir. En iyi malzeme kesinlikle polikarbonattır.
Polikarbonattan üretilmiş ürünler tercih edilmelidir. Çerçevede toksik,
kimyasal ve alerjik boyalar kullanılmamış olmasına dikkat edilmelidir.
Gözlük
çocuğun yüzüne tam oturmalı, yanlardan ve yukarıdan güneş girmemelidir; ancak
yüzü de çok sıkıştırmamalıdır. Küçük çocuklarda arkadan lastikle bağlanmış
ürünleri tercih edebilirsiniz.”