Kalp hastalığı, günümüzün en yaygın sorunlarından biri. Hayat kayıplarına
yol açan nedenlerin de başında geliyor. Kalp hastalıkları arasında önemli bir
yer tutan kalp yetersizliği zamanında fark edilip uygun bir şekilde tedavi
edilmediğinde hayati tehlike yaratıyor. Özellikle, 65 yaş üstü kişilerin en sık
hastaneye yatış sebebini oluşturuyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanları Prof. Dr. Fuat
Bilgen, Dr. Ayça Özgen, Dr. Hamdi Toköz ve Fizik Tedavi Uzmanı Doç. Dr.
Emrullah Hayta’nın da katılımıyla düzenlenen “Kalbimizden
Geçenler” etkinliğinde konuşan Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ulaankhuu Batgerel, Türkiye’de 1
milyon kişinin halen kalp yetmezliği ile yaşadığını, 2,5 milyondan fazla
insanın da kalp yetmezliği açısından yüksek risk grubunda yer aldığını
belirtti. Yüksek risk yaratan hastalıkları sıralayan Dr. Batgerel“Kalp kapağı
ve kalp kası hastalıkları, Doğumsal kalp hastalıkları, Şeker hastalığı, Kronik
böbrek yetersizliği ve Akciğer hastalıkları olanlar kalp hastalıkları arasından
yüksek riski olduğunu bilmeli ve mutlaka düzenli aralıklarla kalp sağlıklarını
da kontrol ettirmeliler” dedi.
Kalp hastalarına özel öneriler
Kalp yetersizliğinin her yaş grubunda görülebildiğini söyleyen Kardiyoloji
Uzmanı Dr. Ulaankhuu Batgerel, kalp hastalarına yönelik önerilerde bulundu. Dr.
Ulaankhuu Batgerel, hastaların, uygun tedaviyi almalarının yanı sıra sağlıklı
beslenmesi, tuz tüketimini günlük 5 gram (1 silme tatlı kaşığı) altında
tutması, yine günlük sıvı alımını 1,5-2 litre ile sınırlaması ve düzenli olarak
egzersiz yapması gerektiğinin altını çizdi. Kalp yetersizliğinin zamanında fark
edilip tedavi edilmesi durumunda hastaların uzun ve kaliteli bir yaşam
sürebildiğini vurgulayan Dr. Batgerel, hastalığın bulunduğu evreye göre ilaç
tedavisinden başlayarak kalp pili takılmasına ya da kalp nakline kadar giden
tedavi seçenekleri bulunduğunu belirtti. Kalp yetersizliğinin öksürükten
yorgunluğa iştahsızlıktan geceleri sık idrar çıkmaya kadar çeşitli belirtileri
olduğunu söyleyen ve bu hastaların vücut ağırlığını düzenli olarak kontrol
etmeleri gerektiğine de dikkat çeken Dr. Batgerel “3 gün içinde vücut
ağırlığınızda 2 kilodan fazla artış olursa mutlaka doktorunuza başvurun çünkü
bu durum kalbin yetersiz çalışması sonucunda vücudunuzda sıvı birikmesinin
başladığının belirtisidir” şeklinde konuştu.
“Bilinçli egzersizi yaşamınızla
bütünleştirin”
Kalp hastalarına yönelik bilinçli bir egzersiz programının çoğu zaman ameliyat ve stent gibi müdahalelerden daha önemli olabildiğini, bu nedenle kalp
hastalarının egzersizle bütünleşik bir yaşam sürdürmelerinin çok önemli
olduğunu belirten Acıbadem Kadıköy Hastanesi Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Emrullah Hayta da bu tür hastalar
için en doğru egzersiz zamanlamaları ve biçimleri hakkında bilgiler verdi.
İnsanların genellikle spor yapmak için sabah saatlerini seçtiğini ancak
sağlıklı ve fit olmak amacıyla yapılan sabah sporlarının ölüme kadar giden çok
ciddi tehlikelere yol açabildiğini belirten Doç. Dr. Emrullah Hayta, hiçbir
hastalığı olmasa bile 40 yaş üzerinde olanların ve yaşı fark etmeksizin tüm
kalp hastalarının sabah 06:00 ile 12:00 arası spordan kaçınmaları gerektiğini
vurguladı. “Aksi durumda kalp krizi veya ani ölüm riskiyle karşı karşıya
kalınabilir” uyarısında bulunan Doç. Dr. Emrullah Hayta önerilerini şöyle
sürdürdü: “Kalp hastaları haftanın en az 3-5 gününü, en az 45 dakika ve en
fazla 1 saat olmak üzere egzersize ayırmalı. Yürüyüşe kortizol hormonunun düşük
olduğu öğleden sonra saatlerinde çıkılması ve egzersize mutlaka 5 dakikalık
ısınıma ile başlanması gerekiyor. Daha sonra 30-45 dakika boyunca tempolu
yürüyüş, bisiklet veya yüzme ile sürdürüp yine 5 dakika kadar hafif tempolu
yürüyüş ile sonlandırmak en uygunu olacaktır. Ayrıca, egzersiz sonrası çok sıcak
ya da soğuk duştan kaçınılması; grip gibi enfeksiyonlar sırasında egzersiz
yapılmaması ve kalbi çok zorlayacağından çok soğuk ve rüzgarlı günlerde
dışarıda değil içeride egzersiz yapılması gerekiyor. kalp hastaları her durumda
eğilmeli, ani hareketleri olan sporlardan veya danslardan, ayrıca kürek çekme, mekik ya da bir cismi itme gibi izometrik sporlardan uzak durmalı.”
Küçük kesi ile büyük ameliyat
Çeşitli nedenlerle aort damarının çapının artması anlamına gelen aort
anevrizmaları hakkında bilgiler paylaşan Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kalp ve
Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Fuat Bilgen bu sorunun artık göğüs kemiğinin
açılmasına gerek olmadan küçük bir kesi aracılığıyla cerrahi olarak
çözülebildiğini kaydetti. “Aort çapı artmaya devam ederse patlama ya da
yırtılma ortaya çıkabilir ve her iki durum da hastanın hayatını tehdit eder”
diyen Prof. Dr. Fuat Bilgen, hastalığın sinsice gelişmesi nedeniyle çeşitli
görüntüleme teknikleriyle erken tanı konulmasının önemli olduğuna dikkat çekti.
Aort anevrizması tedavisinin, genişleyen aort segmentinin çıkarılıp yerine
“dacron greft” olarak adlandırılan özel bir kumaştan üretilen yapay damarın
yerleştirilmesiyle yapılabildiğini belirten Prof. Dr. Fuat Bilgen “Eskiden bu
ameliyatı yapmak için göğüs kemiğini açmamız gerekirdi. Şimdi tam teşekküllü
bir hastanede aort cerrahisinde deneyimli bir ekiple riskleri minimuma
indirerek ve küçücük bir kesi üzerinden bu operasyonu rahatlıkla yapabiliyor ve
gerekirse aorttaki diğer sorunlara da müdahale edebiliyoruz” şeklinde konuştu.
Banka kredisine başvurdu, anevrizma
saptandı
Burhan Yılmaz (55 yaşında)
27 yaşlarındaydım. Bankadan büyükçe bir kredi başvurusunda bulundum.
Bankacılar dedi ki, “gidip sağlık raporu alacaksınız”, anlaşmalı oldukları bir
hastaneye gönderdiler beni. Hastaneye gittim, kalbime de baktılar. Dediler ki,
“Sizin aort damarınızda genişleme var, anevrizma var”. O zamana kadar böyle bir
hastalık da duymamıştım. Hap verdiler, kontrole gitmem gerektiğini söylediler.
Ben tam olarak da anlamadım; kendi kendine geçer diye düşündüm önce. Sonra bir
doktor arkadaşıma sordum; önemli olduğunu, dikkat etmem gerektiğini söyledi.
Meğer sinsi bir katilmiş anevrizma. Sonraki 25 sene kontrolle geçti. En son
ölçtüğünde sınırda durumuna gelmiş. Ameliyat oldum. Çok şükür, ağrım sızım
olmadı. Gayet rahat geçti ameliyatım.
“Babam, dedem ve dedemin tüm kardeşleri
kalp krizinden vefat etti”
Cihan Hacıvelioğlu (37 yaşında)
Mart ayında servisten indiğimde göğsümde bir yanma olduğunu hissettim.
Arkadaşımla bir hastaneye gittim. Kalp duvarında kalınlaşma olduğunu fark
ettiler. Bizim ailenin sorunu, adeta kalp. Babam 42 yaşında kalp krizinden
öldü. Dedem 44 yaşında kalp krizinden öldü. Dedemin bütün kardeşleri ki, 2 kız
7 erkek, onlardan yalnızca amcam hayatta ama o da bypasslı. Hepsi kalp
krizinden hayatını kaybetti. Ben de düzenli olarak kontrollerimi yaptırıyordum.
Ama 37 yaşındayım, insan kendine bu yaşta hastalığı konduramıyor. anjiyo yapıldı; 3 damarım tıkalıydı: bir yüzde 100, diğerleri 98 ve 91. Araştırdım;
dedemin ve babamın bir damarı tıkalıydı, Ama benim 3 damarım büyük oranda
tıkanmıştı. Onlara göre daha stresli, daha hareketsiz bir hayat yaşıyorum.
Belki bunun da etkisi oldu.
Anjiyo yapılırken diğer doktorun yaşı çok genç nasıl bu kadar tıkanmış
dediğini duyunca gözlerimden yaş geldi. 4 yaşındaki oğlumu düşündüm, eşimi
düşündüm… Duygulandım. Sonra doktorlar acil ameliyat olmam gerektiğinden söz
ettiler. Bir gün sonra da ameliyat oldum. İyiyim şimdi.