AK
Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, katıldığı bir televizyon programında
ülke gündemine ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. Ünal’ın açıklamalarının
odağında ise, 1915 olaylarının abd senatosu tarafından ‘soykırım’ olarak kabul
edilmesi ve eski başbakanlardan ahmet davutoğlu öncülüğünde kurulan Gelecek
Partisi vardı.
Değerlendirmelerine
ilk olarak 1915 olaylarıyla başlayan Mahir Ünal, bu kararın alınmasıyla
birlikte Amerika-Türkiye ilişkilerinde telafisi olmayan bir yara açıldığını
söyledi. Genel Başkan Yardımcısı Ünal, katıldığı bir canlı yayında, ABD
Senatosu'nun 1915 Ermeni olaylarını "soykırım"olarak tanıyan bir karar tasarısını kabul etmesine ilişkin kararını
değerlendirdi. Tarihi bir gerçekliğin, ancak belgeler ve akademik çalışmalar
üzerinden değerlendirilebileceğini belirten Ünal, Amerika ve oradaki lobiler
için meselenin tarihteki bir olayla ilgili olmadığının altını çizdi.
Alınan
kararın, türkiye nezdinden yok hükmünde olduğunu vurgulayan Mahir Ünal, “Bugün ise yapılan tamamen tarihin
siyasileştirilmesi, tarihin susturulup bir yaptırım aracı haline
getirilmesinden ibaret. Bu durum, Türkiye Amerika ilişkilerine zarar verecek
bir durum. Ermeni Yasa Tasarısında olduğu gibi belli yaptırımlarla Türkiye'yi
köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
Bugünkü
oluşumların siyasal alanda bir boşluğu doldurmadığını ve toplumsal karşılığının
olmadığını ifade eden ak parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Az çok siyaset bilen ve siyaseti
takip eden bir kişi, şuanda siyasal alanda bir boşluk olduğunu gördü. En
azından kamuoyu yoklamalarında bu net bir şekilde gözüküyor. Şuanda Bugünkü
siyasi oluşumları hayata geçiren toplama kadroların kamuoyu nezdinde de bir
karşılığı görünmüyor. AK Parti içerisinde istediğini bulamayan, kendi
istikametine AK Parti’yi çeviremeyen- AK Parti’nin lideri belli. Siz genel
başkan olsanız da bu sizin lider olduğunuz anlamına gelmez- AK Parti içerisinde
yeni bir siyasi oluşum hayata geçiremeyip, AK Parti'nin o bütünlüğünü ve lideri
ile kurduğu ilişkiyi bozamayan bir grubun şu anda tam da bu motivasyonla yeni
bir siyasal oluşuma gittiklerini görüyoruz. Bu siyasal oluşumun bir toplumsal
karşılığının olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla da siyasette bir karşılığa
gelmediğini konuşuyoruz. Bu olsa olsa siyasette aradığını bulamayan,
küskünlerin bir araya gelerek beraber ağlaşmalarından ibarettir.”