Ebeveynler,
çocukları 13 yaşına gelinceye kadar, çocuklarına ait ortalama 1.300 fotoğraf ve
video paylaşıyor. Teknoloji dünyası, aşırı paylaşım yapan ebeveynleri yeni bir
tabirle “sosyal medya ebeveyni“ (Sharenting) olarak
nitelendiriyor. Çocuklarını korumak için herşeyi göze alabilecek
ebeveynler, araştırmalara göre, farkında olmadan aynı zamanda siber
dünyada çocuklarının haklarını ihlal eden kişiler olma eğilimi
gösterebiliyorlar. Siber güvenlik kuruluşu ESET, sorgulamalara ışık tutuyor ve ebeveynler için bazı önerilerde bulunuyor.
ESET, İngiltere’de “Children Commissioner of England“ tarafından hazırlanan
bir rapora dikkat çekiyor. Buna göre ebeveynler, çocukları 13 yaşına gelene
kadar, çocuklarına ait ortalama 1.300 fotoğraf ve video paylaşıyor. Anne babalar,
çocuklarının fotoğraflarını genellikle çok erken yaştan itibaren, bazen
ultrason görüntüsü olarak bile paylaşabiliyorlar. Aslında bu yüzden çocuklar
daha dünyaya gelmeden dijital olarak var oluyorlar. Sonrasına diş çıkarma, ilk
adımlar, tuvalet eğitimi ve bazı ailelerin çocuklarının gençlik dönemlerine
kadar paylaşmayı sevdikleri çeşitli başka başarılar. Anne babalar çocuklarının
yaşantılarından çeşitli kesitleri en iyi niyetlerle paylaşsa da, bu bilgileri
paylaşmanın çocuklarının geleceği üzerinde yaratacağı etki üzerinde en ince
ayrıntısına kadar düşünmeleri gerekir. Çocukları büyüdükçe, paylaştıkları
fotoğraflar ve detayların, şu an farkında bile olmadıkları geniş kapsamlı
sonuçları olabilir.
Ne paylaşıyorum, kiminle paylaşıyorum?
İnternet üzerindeki veriler, tasarımı gereği aranabilir, paylaşılabilir ve
uzun ömürlüdür. İnternet’e giren şey, genellikle orada kalır. Bu nedenle de,
paylaştığınız şeyi iki kez düşünerek paylaşmalısınız ve paylaşımınız çocuğunuza
ilişkin bilgileri içeriyorsa on kez düşünerek yapmalısınız.
İnsanlar bir çocuğun doğum günü partisinden fotoğraf paylaşmak kadar
sıradan bir şeyin, fotoğraf yanlış ellere düşerse büyük bir zarara neden
olabileceğini genellikle düşünmez. Paylaşımlarınızın hedef kitlesi, nerede ve
kimlerle paylaşmayı seçtiğinize bağlıdır. sosyal medya profiliniz herkese
açıksa tesadüfen profilinize denk gelen herkes içeriği görebilir. Ancak
profilinizi gizli tutarsanız sadece “arkadaşlarınız” ya da takip etmesine izin
verdiğiniz kişiler görebilir.
Örneğin, Facebook her bir paylaşımınız için bir hedef kitle seçmenize izin
veriyor ve böylece, hedef kitleyi bazı aile üyeleri ve belirli arkadaşlarla
sınırlandırabiliyorsunuz. Ama bu da beraberinde kendi sorunlarını getiriyor.
Onlara tekrar paylaşmayacakları konusunda güvenebilir misiniz?
Sorumluluk bilincine sahip bir “sosyal
medya ebeveyni” nasıl olunur?
En iyi ve en güvenli öneri, “sosyal medyada çocuğunuzla ilgili bir şey
paylaşmayın” olsa da birçok modern aile bu kurala uymakta zorlanacaktır.
Fotoğrafları oluşabilecek riskleri azaltacak şekilde paylaşmanın yolları da
var.
- Çocuğunuzun kim olduğunun anlaşılmasına yardımcı olabilecek kişisel detaylar ya da bilgiler içerebilecek herhangi bir şey paylaşmayın: Adı ve soyadı, adres, doğum tarihi.
- Coğrafi olarak etiketlenmemesi için fotoğraf çekerken konum takibini kapatın.
- Fotoğrafları nasıl paylaşacağınız konusunda net olun; sosyal medyada paylaşmadan önce, ilk olarak gizlilik filtrelerinize ve paylaşımınızın hedef kitlesine göz atın.
- Fotoğraflarınızı ve bilgilerinizi gerçekten tanıdığınız ve güvendiğiniz insanlarla paylaşın ve onlardan tekrar paylaşmamalarını isteyin.
- Herhangi bir şey paylaşmadan önce bir an durun ve paylaşmayı planladığınız şeyin, çocuğunuzun geleceğine nasıl yansıyacağını düşünün.