SANKO
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr.
Üyesi Hadiye Demirbakan, dengeli ve sağlıklı beslenme, ellerin en az 20 saniye
yıkanması ve kapalı alanların sık havalandırılmasının, korunma yöntemleri
arasında bulunduğunu söyledi.
SANKO
Üniversitesi Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı da olan Dr. Öğr. Üyesi
Demirbakan, “Coronovirüsler, Kaynak ve Bulaşma Yolları, Laboratuvar Tanısı ve
Korunma” konulu bilgilendirme toplantısında salgının 12 Aralık 2019 tarihinde açıklanamayan ilk pnömoni olgusu ile
Çin’in Wuhan şehrinin başladığı anımsattı.
Dr.
Öğr. Üyesi Demirbakan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bayram, Tıp Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Türkan Pasinlioğlu, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram
ve akademisyenlerin katıldığı toplantıda, süreçle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“1 Ocak 2020’de Wuhan Canlı Hayvan Pazar kapatıldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)
tarafından virüs ‘2019-nCoV’ olarak
adlandırılarak, insandan insana bulaşma kapasitesi ‘yüksek’ olarak tanımlandı. Ardından
Çin dışı ilk olgu (Tayland) bildirildi ve Wuhan
şehri Nisan sonuna kadar karantinaya alındı.
11 Mart 2020 tarihi itibariyle salgın DSÖ tarafından
Pandemi (küresel) olarak tanımlandı. Coronovirüsler heliksel (sarmal) simetri özelliği gösteren, tek zincirli, zarflı, RNA virüsleridir, konak
hücreye girdiğinde protein sentezine başlar. Alfa, Beta, Gama ve Delta olmak üzere dört türü vardır.
Yüzeylerinde
çubuksu uzantıları nedeniyle Latince corona (taç) olarak adlandırılmaktadır. İnsanlarda basit soğuk algınlığından, ağır
akut solunum sendromuna (Severe Acute Respiratory Syndrome, SARS) varan
semptomlara neden olabilirler.”
İKİ ÜÇ YILDA BİR SALGINA YOL AÇIYORLAR
Toplumda sıklıkla enfeksiyona neden olan virüslerden
coronavirüslerin (Human coronavirus=HCoV) (HCoV-229E, HCoV-OC43, HCoV-NL63, HCoV-HKU1)
en sık kış, ilkbahar aylarında
olmak üzere, 2-3 yılda bir salgınlara neden olduğunu anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Demirbakan, şöyle devam
etti:
“Yeni coronavirüs de (SARS-CoV-2), coronavirüs ailesinin tipik özelliklerine
sahiptir. 2002 Kasım-2003 Haziran’da yaklaşık 30 ülkeyi etkileyen, 8 bindenfazla
kişiyi enfekte eden ve 774 kişinin ölümüne (yaklaşık yüzde 9,6) neden olan SARS-CoV (Ağır Akut Solunum Sendromu) virüsü ile Haziran 2012
tarihinde Suudi Arabistan’da başlayan, yaklaşık 27 ülkeyi etkileyen, 2494
kişiyi enfekte eden, 858 kişinin
ölümüne (yaklaşık yüzde 34) neden olan MERS-CoV (Orta Doğu Solunum Sendromu)
virüsü ve yeni coronavirüs SARS-CoV-2, hayvandan insana geçen coronovirüslerdir.
7. coronavirüs olarak da adlandırılan SARS-CoV-2,
kaynağı henüz kesinleşmemiş olup (yarasa?), başlangıçta hayvanlardan insanlara bir ara konak ile bulaşır. Ara konakta
mutasyona uğrayan virüs, ara konak olan hayvanların solunum sekresyonları (İfrazat, dokuların bazen hücrelerin
yapıp isteyerek veya istem dışı etraf dokulara yaydıkları sıvı ve sıvımsı
akıntılardır, salgılardır. Burun- mukus salgıları, karaciğer-safra salgıları
gibi) ve dışkıları ile insanlara bulaşabilir. Ardından insandan-insana
bulaş başlar.
SARS-CoV-2’nin bulaştırıcılık süresi ve dış ortama
dayanma süresi net olarak bilinmemekle beraber hasta bireylerden damlacık
yoluyla olan bulaşta solunum sekresyonları direkt ve indirekt yolla
bulaşabilir. Kabul
edilen inkübasyon (kuluçka) süresi 2-14
gün arasındadır.”
BELİRTİLERİ
Coronovirüs
(COVID-19) hastalığının en yaygın
belirtilerinin kuru öksürük ve yorgunluk olduğunun altını çizen Dr. Öğr.
Üyesi Demirbakan, “Bazı insanlar
enfekte olur, ancak herhangi bir bulgu geliştirmezler. Çoğu insan (yaklaşık yüzde 80) özel tedaviye ihtiyaç
duymadan iyileşir” dedi.
Yaşlı insanlar ve yüksek tansiyon, kalp problemleri
veya diyabet gibi altta yatan tıbbi sorunları olanlarda hastalığın gelişme
olasılığının çok daha yüksek olduğuna vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi
Demirbakan, yapılan çalışmalarla mortalite (ölüm)
hızı yüzde 3,6 olarak saptanan virüsten
ölenlerin, genellikle ileri
yaştaki bireyler ya da eşlik
eden sistemik hastalığı olan bireyler olduğunun saptandığına dikkat
çekti.
İlerleyen
dönemde virüsün genetik yapısında ortaya çıkabilecek değişikliklere bağlı
olarak klinik özellikler farklılaşabileceğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Demirbakan,
“Ülkemizde coronavirüs tanısı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal
Viroloji Referans Laboratuvarı tarafından yapılan testler sonucunda
konulmaktadır” ifadelerine yer verdi.
KORUNMA
YOLLARI
Korunmada
el hijyeninin çok önemli olduğuna da değinen Dr. Öğr. Üyesi Demirbakan,
sözlerini şöyle tamamladı:
“Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalı, sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol içerikli el antiseptiği kullanılmalıdır. Sınıflar ve iş yerleri başta olmak üzere kapalı alanlar sık sık havalandırılmalıdır. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmek için dengeli ve sağlıklı beslenilmelidir. Gıdalar tüketilmeden önce de iyice yıkanmalıdır.”