SANKO
Üniversitesi Hastanesi Böbrek Nakil Merkezi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Yücel Yüksel ile SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi
İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi ve SANKO Üniversitesi Hastanesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Akdoğan’ın
başarılı takip ve tedavileriyle beş yıl önce kadavradan böbrek nakli olan Rabia
Öztürk, ikiz bebek sahibi oldu.
Ev
hanımı Rabia Öztürk’ün (30) 10 yaşında tanısı konulan kronik böbrek yetmezliği
nedeniyle, sekiz yıl diyaliz tedavisi gördüğünü belirten Doç. Dr. Yüksel,“Annelik, doğanın kadına verdiği en büyük ayrıcalıktır” dedi.
Gebeliğin
anne için hayati risk taşıdığını anımsatan Doç. Dr. Yüksel, “Tüm gebelikler
anne ve bebek sağlığı için; düşük, orta ve yüksek riskli olarak
sınıflandırılır. Annenin sağlık durumu ve önceki hastalıkları bu risk grubunu
belirler. Böbrek nakli sonrası gebelik de yüksek riskli gebelik sınıfındadır” ifadelerini
kullandı.
Normal
bir gebelikte hem anne hem de bebek sağlığının dikkatle izlendiğini, böbrek nakli
sonrası gebelikte ise nakledilen böbreğin değerlerinin yakından takip
edildiğini anlatan Doç. Dr. Yüksel, “Böbreğin normal çalışması anne sağlığını
ve dolayısıyla bebeğin sağlığını etkilemektedir. Böbrek nakli sonrası
hastalara, vücudun böbreği reddetmemesi için bazı ilaçlar verilmektedir.
Gebelik durumunda ise bu ilaçların bazıları kesilirken, bazılarının dozu
artırılmalıdır” diye konuştu.
BÖBREK
NAKLİ ÇOCUK SAHİBİ OLMAYA ENGEL DEĞİL
“Bebeklerin
doğum sonrası yeni doğan yoğun bakımda takibi gerekebilir. Bu da hastanemizde
olduğu gibi, nefroloji, kadın doğum ve yeni doğan uzmanı doktorların tecrübesi
ve koordineli çalışması ile mümkün olmaktadır” diyen Doç. Dr. Yüksel, şöyle
devam etti:
“Hastamız
beş yıl önce hastanemizde böbrek nakli oldu. Gebelik düşünmesi üzerine
Nefroloji Uzmanımız Doç. Dr. Mehtap Akdoğan ile görüştü. Böbrek
fonksiyonlarının normal düzeyde seyrettiğinin saptanması sonrası, nakil dolayısıyla
kullandığı ilaçlarda değişiklik yapılarak, kontrollü bir gebelik ve doğum
sürecinin ardından hastamız sağlıklı olarak ikiz bebek dünyaya getirdi.
Böbrek
naklini, nakil sonrası hastaları odaya kapatıp sadece diyalizden kurtarmak için
yapmıyoruz, hastalarımızın normal hayatına devam etmelerini istiyoruz. Çiftçi,
öğretmen, doktor, hakim, savcı, esnaf kısacası her meslekten hastamız var ve
hastalarımız böbrek nakli sonrası normal hayatlarına devam ediyor.”
Böbrek
nakli olan ve nakil sonrası sağlığına kavuşan genç kadın hastaların
kafalarındaki en büyük soru işaretinin, “Acaba doğum yapabilir miyim?” konusu
olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hastamız
Rabia Öztürk de sağlıklı ikiz bebek dünyaya getirerek, böbrek nakli sonrası
doğumun tam donanımlı kurumlarda, tecrübeli uzmanlarca mümkün olduğunu
göstermiştir. İkiz bebeklerin hastamıza hayırlı olmasını diliyor, bebekleriyle
uzun ve sağlıklı bir ömür temenni ediyoruz.”
BÖBREKLERİMİZİN TOPRAK
OLMASINA İZİN VERMEYELİM
Rabia
Öztürk ise 10 yaşında teşhis konan kronik böbrek yetmezliği nedeniyle 20 yıllık
zor bir sürecin ardından anne olma mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Öztürk,
sekiz yıllık diyaliz sürecinin ardından yakınlarının ısrarla önerdiği SANKO
Üniversitesi Hastanesi’ne nakil için başvurduğunu vurgulayan Öztürk, şunları
kaydetti:
“Yakınlarım,
SANKO Üniversitesi Hastanesi’ne başvuru yapmamı, sıranın daha çabuk geleceğini
belirttiler. Başvuru yaptıktan bir süre sonra kadavradan nakil için aradılar,
inanamadım ama gerçekti. Sabretmek gerekiyor. Çok mutlu oldum. Zor günler
geride kaldı. Nakilden sonra kısıtlamalar, ilaçlar bitti ve artık su
içebiliyorum.
Her
şeyden önemlisi bir kız ve bir erkek bebeğimiz oldu. Sizin de olabilir. Yeter
ki insanlar böbrek bağışı yapsın. Lütfen böbreklerinizi bağışlayın ve insanlar
yeni bir hayata tutunsun. Böbrek bağışı, insanlar için yeni bir hayat, yeni bir
umut kaynağı. Sonuçta vücudumuz toprak olacak. Böbreklerimiz toprak olacağına
başka insanlara umut olsun.”
Bu
süreçte ailesinden büyük destek gördüğünün altını çizen Öztürk, duygularını
şöyle özetledi:
“Aileme
çok teşekkür ederim. Allah onlardan razı olsun. Kadavradan bağışı
gerçekleştiren aileye de çok teşekkür ediyorum. Kabul etmeseler, yeni bir
hayatım olamazdı. Onlara sabır, böbreklerini bağışladıkları yakınlarına bir kez
daha Allah’tan rahmet diliyorum.
SANKO
Üniversitesi Hastanesi Böbrek Nakil Merkezi’nin tüm çalışanlarına da ayrıca
teşekkür ediyorum. Özellikle Doç. Dr. Mehtap Akdoğan ve Doç. Dr. Yücel Yüksel’e
çok teşekkür ederim. Allah hepsinden razı olsun.”