Kişinin sağlam bir bünyesi varsa oruç tutmak sağlığı bozmazken, sağlık sorunları söz konusu olduğunda oruç
tutarken biraz daha dikkatli olunması gerekiyor. ‘Oruç-sağlık’ ilişkisi söz
konusu olduğunda akla önce kan şekerinin düşmesi, yani hipoglisemi sorununun
geldiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr.
Melih Özel, “Kronik rahatsızlığı olanlar mutlaka doktoruna danışmalı. İftardan
sonra bol miktarda sıvı tüketilmeli ve sahur hafife alınmamalı” açıklamasında
bulundu.
Oruç, herkesin
biyokimyasında bazı değişikliklere neden olur. En çok etkilenen biyokimyasal
parametrelerin başında kan şekerindeki değişikliklerin geldiğini belirten
Anadolu Sağlık Merkezi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel, “Normalde
6-8, bilemediniz 8-10 saatlik bir zaman dilimine göre ayarlanmış olan açlık
süresine alışkın olan metabolizmamız özellikle Ramazan’ın ilk günlerinde kan
şekeri dengesini ayarlamada biraz zorlanır” dedi.
Orucun
ilk günlerinde kabızlık artabiliyor
Mide-bağırsak hastalıkları
olanların, özellikle reflü, gastrit, ülser ve kolit tarzı sorunlara sahip ancak
belli bir tedavi süreci içerisinde olan kişilerin oruç süresince ciddi bir
problemle karşılaşma olasılıklarının düşük olduğunu söyleyen Gastroenteroloji
Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel, “Bu hastalıkların akut dönemlerinde olan, aktif
hastalığı olanların ise oruç tutma kararını vermeden önce mutlaka hekimleri ile
görüşmeleri gerekir” şeklinde konuştu. Orucun ilk günlerinde sindirim
sisteminin de bazı uyum sorunları yaşayabildiğini anlatan Prof. Dr. Melih Özel,“Örneğin kabızlığa eğilimi olanların kabızlık sorunu şiddetlenebilir. Bu
nedenle iftardan sonra ve sahura kadar olan dönemde bol miktarda sıvı
tüketilmeli, özellikle su içmeyi ihmal etmeyip posalı yiyeceklere ağırlık verilmeli”önerisinde bulundu.
Sık
aralıklarla ilaç kullanması gerekenler oruç tutmamalı
Özellikle aktif ülseri ya
da gastriti olan hastalarda orucun ülser kanamalarına neden olabildiğini
söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel, “Bu nedenle aktif
hastalığı olanlar oruç tutmamalı, ya da oruç tutarken şikayetleri aktifleşenler
oruç tutmaya devam etmemeli” dedi. Prof. Özel, bunun dışında aktif siroz
hastalığı olanların, karaciğer yetersizliği olanların ya da bu hastalıklar için
gün içerisinde çok sayıda ve sık aralıklarla ilaç kullanması gerekenlerin ve
sindirim sistemi hastalıkları olanların oruç tutmamaları gerektiğini belirtti.
Sahur
hafife alınmamalı
Oruç tutarken sık yapılan
hatalardan birinin de sahura kalkmayıp sadece iftar ve sonrasında yenilip
içilenlerle oruç tutulması olduğunu vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Prof.
Dr. Melih Özel, “Normalde günde üç öğün beslenen birinin öğün sayısı ve yiyecek
içecek miktarını aniden ve ciddi miktarlarda azaltmasıyla oluşabilecek
problemleri yaşamaması için sahura da önem vermek gerekiyor. Sahuru hafife alıp
basit ve yanlış seçimlerle geçiştirmek, hele hele sahura hiç kalkmadan bütün
bir günü oruçlu olarak tamamlamaya çalışmak metabolizma için ciddi bir
tehdittir. Kısacası sahur öğünü mutlaka ciddiye alınmalı, bu öğüne mutlaka
protein yükü fazla yiyecekler yerleştirilmeli” dedi.