Elbistan Ziraat Odası Başkanı
Mehmet Ali Bulut, 14 Mayıs Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı buruk kutlamada,“Mazot, gübre, ilaçların pahalılığı çiftçimizin belini bükmektedir” dedi.
EZO Başkanı Mehmet Ali Bulut,
çiftçilerin ve tarımın durumunu ele alarak yaptığı değerlendirmelerde şunları
söyledi:
“Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun
kuruluş günü olan 14 Mayıs, 1984 yılından beri her yıl “Dünya Çiftçiler Günü”
olarak kutlanmaktadır.
Dünya
çiftçisi üretimini huzur ve refah içinde kutlarken maalesef biz Türkiye
çiftçileri olarak refah içinde senede bir günde olsa 14 Mayıs ta bile günümüzü
kutlayamıyoruz.
Mazot,
gübre, ilaçların pahalılığı çiftçimizin belini bükmektedir. Türkiye çiftçisinin
gerek ziraat bankasına gerekse Tarım kredi kooperatiflerine 80 milyar borç
batağında çiftçimize verilen tarım destekleri bütçenin binde biri bile yok
çiftçimize devletimiz 12 milyar TL destek veriyor sadece mazottan 10 milyar TL
vergi alıyor.
Dünyada
çiftçiye verilen destek bu değil Türk çiftçisine verilen desteğin 4 katını
diğer ülkeler çiftçisine destek veriyor. Hal böyle olunca dünya çiftçisi ile
rekabet edemiyoruz. Tarım ülkesi olan Türkiye birçok tarım ürününü ithal etmek
zorunda kalıyor. Biz çiftçiler olarak üzülüyoruz ve hazmedemiyoruz.
Bölgemizde
60 yıllık baraj projelerimizden bir damla su tarlalarımıza akmamıştır. Hali ile
bölgemizde kuraklık yaşıyoruz. Elbistan bölgesinde kuraklık kaderimiz olmaması
lazım. 3 tane baraj projemiz var 60 yıl önce projeler çizilmiş devletimizin
önüne konulmuş Kavaktepe ve Karakuz barajlarının yapım ihalesi verilmemiş
Adatepe barajının birçok defa projesi değişmiş 1995 yılında yapımına başlanmış
5 yıl önce yapımı dolgusu biten Adatepe nin 2 yıl öncede boru döşemeleri
başlamış 1 arpa boyu yol alınmamıştır.
Önümüzde
bir seçim var 24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlar getirmesini dilerim.
Allah bereketini artırsın yağmur gibi milletvekili adayımız var hiç birinin
ağzından bölge için yapacağı bir kelime duymadık şu ana kadar kimi partim için
diyor kimi liderim için diyor oysa oyunu bizlerden istiyorlar.
Üç
yıldan beri Sayın Mahir ÜNAL ın dışında 6 tane iktidardan 1 tanede muhalefet
partisinden Milletvekillerimiz var bir günde gelip bir köye mahalleye ne
derdiniz ne sıkıntınız var bizden ne istiyorsunuz diye sorup muhtarımızın
çayını içmediler.
Sıkıntılarımızın
birçok sebebi Elbistan’ın il olmamasından kaynaklanıyor eğer bu bölgenin bir
valisi olsaydı birçok sıkıntılarımız ve bölgenin kaderi değişirdi, maalesef
Elbistan ve kuzey ilçeleri üvey evlat muamelesi görüyoruz. Elbistan tarımı sulu
tarıma geçse çiftçilerimiz şu an ürettiğinin 5 katı tarım ürünü üretirdi.
Çiftçiler
olarak 20 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç edeceğimize 50 milyar dolarlık
tarım ürünü ihraç ederek ülkemize faydalı olabilirdik tarımda günlük
politikalar ile kendimizi kandırıyoruz tarım politikamızı uzun vadeye yaymamız
gerekiyor. Mazottaki dünyada örneği olmayan özel tüketimin kaldırılması
gerekiyor, gübre ve tarım ilaçlarının dünya standartlarına çekilmesi gerekiyor
o zaman Türk çiftçisi olarak sadece 7 kalemde tarım ürünü ihraç değil de Cin
gibi 30-35 kalemde tarım ürünü ihraç ettiğimiz zaman devletimizde kazanır
çiftçimizde dünya çiftçiler gününü refah içinde kutlayabiliriz.
Çiftçilerimizin
dünya çiftçiler gününü kutluyorum, inadına üretim diyoruz mübarek ramazan
ayının da ülkemize barış huzur mutluluk getirmesini cenabı Allah'tan temenni
ederim.
-Taleplerimiz
Çiftçiyi rahatlatmak için mazot, gübre, yem,
elektrik, tohum, ilaç gibi girdi maliyetleri makul düzeylere çekilmesi
gerektiğini belirten Bulut, çiftçinin öncelikli taleplerini ise şöyle sıraladı:
“Hazineye
ait arazilerde Ecrimisil ödeyerek tarımsal üretim yapan çiftçilerimizin
sorunların bir bölümü çözüldü. Bu şekilde üretim yapan bütün çiftçilerimizin
çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) konusundaki sorunlarının çözüm yolu bulunmalıdır. Bu
sorunlar çözülmeli ki çiftçimiz tarımsal desteklerden yararlansın, Hazine
destekli düşük faizli Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri kredisi
kullanabilsin, tarım sigortası yaptırabilsin, Toprak Mahsulleri Ofisi’ne ürün
satabilsin.
İntikali
yapılmamış arazilerde intikal işlemlerini hızlandırmak için, 15 Mayıs 2018
tarihine kadar uzatılan ‘miras kalan tarım arazilerinin intikal işlemleri
esnasında alınan tapu harcı muafiyeti’ devam ettirilmelidir.
2
B arazilerinin, tarım arazisi olarak korunması kaydıyla çiftçimize satışında
rayiç bedel, tarımsal arazi rayiç bedeli üzerinden belirlenmelidir.
Çiftçilerimize
verilen doğrudan destekler, Tarım Kanununda öngörüldüğü gibi gayri safi yurtiçi
hasılanın yüzde 1’ine çıkarılmalıdır.
Tarımsal
desteklerden alınan yüzde 2 ile yüzde 4 arasında değişen stopaj kesintisi
kaldırılmalıdır.
Çiftçilerimizin
2 bin liranın üzerinde vadesi geçmiş vergi, tarımsal amaçlı sulamada kullanılan
elektrik, sulama işletme ve bakım ücreti, su kullanım hizmet bedeli borçlarının
desteklerden kesilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir.
Tarımda
kullanılan elektrik, tohum, fide ve ilaçtan alınan KDV sıfırlanmalı,
elektrikteki enerji fonu ve TRT payı kaldırılmalıdır.
Hayvancılık
işletmelerinde kullanılan elektriğe tarımsal sulama abone grubu tarifesi
uygulanmalıdır.
Çiftçimizin
düşük faizli kredi talebi karşılanmalı, tarımsal kredilerde kredi masrafları
alınmamalı, sigorta mecburiyeti kaldırılmalıdır.
Çiftçilerimize
yeni finansman olanakları sağlanmalı, takibe düşmüş kredi borçları faizsiz ve
uzun vadeli olarak yapılandırılmalıdır.
Dekar
başına 1 liradan 5 liraya yükseltilen yeraltı suyu kullanım ücreti yeniden 1
liraya düşürülmelidir.
Üreticilerimize
kullandıkları yem için fatura karşılığında belli bir miktar destek verilmeli
veya yemi Tarım ve Kredi Kooperatifleri/üretici örgütleri kanalıyla uygun
fiyattan temin edebilmelerine imkân sağlanmalıdır.
2017
yılında olduğu gibi, 2018 yılında da doğal afetlerden zarar gören
çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları
ertelenmelidir.
Tarım
sigortalarında primler çiftçimizin ödeyebileceği seviyelere çekilmeli, sigorta
kapsamı genişletilmelidir.
Tarım
Bağ-Kurlularda aylık prim ödeme gün sayısı 25 günden, 2008 yılında olduğu gibi
yeniden 15 güne indirilmelidir.
Çiftçilerimize,
prim ödedikleri her yıl için 90 gün, 4 yılda 1 yıl hesabıyla fiili hizmet payı,
kamuoyunda bilenen ismiyle yıpranma hakkı verilmelidir.
Kadın
çiftçilerimizin, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle hizmet
borçlanması yapabilmesi sağlanmalıdır.
Çiftçilerimize
muafiyette geçen süreler için borçlanma imkânı verilmelidir.”