Ramazan ayındaki zengin sofralar birçoğumuzu baştan çıkarıyor. Uzun süren
açlığın ardından iftarda yenilen ağır yemekler ve tatlılar da Ramazan’da sıkça
karşılaşılan hazımsızlık ve kabızlık gibi sağlık sorunlarına neden oluyor.
“Ziyafet gibi iftar sofralarındaki ağır yemekleri bol bol ve hızlı yiyip bütün
gün tembelleşen midenizi harap etmeyin” diyen DoktorTakvimi.com
uzmanlarından Diyetisyen Büşra Nur Kobak, oruç tutarken yaşanan hazımsızlık ve
kabızlık problemlerinin çözümüne ilişkin önemli ipuçları paylaşıyor.
Sahurdan sonra
hemen uyumayın
Sağlıklı bir şekilde oruç tutmak için ilk önce sağlıklı bir sahur yapılması
gerektiğinin altını çizen Diyetisyen Büşra Nur Kobak, sözlerine şöyle devam
ediyor: “Sahurda mutlaka yumurta, peynir, zeytin, domates, salatalık, biber,
maydanoz gibi hafif kahvaltılıkların yanında kefir, süt, yoğurt gibi kaliteli
protein kaynakları tüketmeliyiz ki gün içersinde açlık hissetmeyelim. Soğuk
süt, mayalı hamur işleri de gün içinde hazımsızlık şikayetlere sebep olabilir.
İçecek olarak ıhlamur, rezene gibi bitki çaylarını tercih ederek su
ihtiyacımızı azaltabiliriz. Sahurdan sonra hemen yatmak da yaptığımız
yanlışlardan. Özellikle reflü, gastrit benzeri mide rahatsızlığı olanlar
sahurdan hemen sonra uyumak yerine biraz beklemeli.”
Orucunuzu
çorbayla açıp 10-15 dakika bekleyin
Kobak, “Bütün gün çalışmayan midemiz bir anda yediklerini sindirmekte
zorlanıyor. Yemekle birlikte bir de bolca su içerek mide asidimizi sulandırmış
yani seyreltmiş oluyoruz. Hal böyle olunca hem sindirim süremiz uzuyor hem de
öğütülmeyen yemeklere dolu bir mide, şişkinlik, hazımsızlık sorunlarımız
oluyor” diyor. İftar sofralarında hazımsızlık yaşamak istemeyenlere orucu az
miktarda su ve hurmayla açtıktan sonra 1 kase hafif bir çorba içmelerini öneren
Kobak, çorbanın ardından yemeğe en az 10-15 dakika ara verip sonra ana yemeğe
geçmenin hazımsızlık sorununu azaltmak için altın kural olduğunu belirtiyor.
Rengarenk
salataları sofranızdan eksik etmeyin
İftarda fazla sıvı alımının hem mide hacminin genişlemesine hem sindirimin
yavaşlamasına yol açtığının altını çizen Kobak, şunları söylüyor: “Çorbamızı
içtikten sonra bekleyerek sıvıların midemize şişkinlik yapmasını önlemiş
oluruz. Aynı zamanda iftar süresini uzatmış yani doyduğumuzu anlamak için de
zaman kazanmış oluruz. Ana yemeklerimizde sulu yemek, fırında, ızgara, buğulama
gibi olabildiğince hafif pişirme yöntemlerini tercih etmeli fazla yağlı, kızartma kavurma gibi ağır yemeklerden uzak durmalıyız. İftar sofrasının
olmazsa olmazı rengarenk salatalar bizim başımızın tacı. Posa ihtiyacımızı
karşılamak için bol bol salata; özellikle de bu mevsimde semizotu salatası gibi
bol hacimli salatalar tüketmek hem kalori alımımızı azaltır hem çabuk doygunluk
hissi verir hem de en önemlisi kabızlık, hazımsızlık ve şişkinlik gibi sorunlar
yaşamamızı önler.”
İftardan sonra
yapılan yürüyüş metabolizmayı hızlandırıyor
Sahura kadar yavaş yavaş bol miktarda su tüketilmesi gerektiğini anlatan
Diyetisyen Büşra Nur Kobak, aynı zamanda soda tüketimiyle de gün içerisinde
oluşan mineral kaybının telafi edilebileceğini ve su ihtiyacının azaltılarak
hazımsızlıkların önüne geçilebileceğinin altını çiziyor. Bütün günü hareketsiz
geçirenlerin iftardan sonra hafif egzersizler veya yürüyüş yaparak
metabolizmanızı hızlandırabileceğini söyleyen Kobak, “Ramazan ayını bir sadelik
ve arınma ayı olduğunu unutmamalı, oruç tutarken kendimize zarar vermeden
iftarı da sahuru da ağır ve abartılı yemekler tüketmeden geçirmeliyiz. Bütün
gün aç kaldığımız halde çok yemekten hazımsızlık çekip üstüne bir de kilo almış
olarak değil; az az, yavaş yavaş bol sıvı, bol posa, bol hareket ile sağlık
bularak tamamlamalıyız” diyor.