Küresel iktisadi krize yol açan Koranavirüs salgınının
birçok uzman ve ekonomist tarafından, dünya ekonomik sisteminde tarihi bir
dönüm noktası olması öngörülüyor.
Global düzeyde meydana gelen ekonomik
krizin, salgından kaynaklanması, hastalık sorunun tamamen çözülmeden
normalleşmenin olamayacağı düşüncesini de beraberinde getiriyor. Dünyada meydana gelen
ekolojik değişimler ve küresel ısınma sorunu, gelecekte de koronavirüs benzeri salgınların tekrar yaşanabileceğinin habercisi
olarak yorumlanıyor.
MÜSİAD Korona Sonrası Süreç İçin
Harekete Geçti
Bu bağlamda MÜSİAD, Koranavirüs salgının
etkilerinin giderilmesi ve olası yeni salgın ve afetler karşısında üretim
ve ticaret sisteminin sekteye uğramaması, tedarik ve yatırım hatlarının
güçlendirilmesi ve sürdürülebilir bir sistemin kurulabilmesi amacıyla “MÜSİAD
Üretim ve Yatırım Üsleri” projesini hayata geçirdi.
Konu ile ilgili değerlendirmelerde
bulunan Genel Başkan Abdurrahman Kaan, Türkiye’nin salgın sonrası dönemde
dünyanın yeni tedarik noktası haline geleceğini belirtti. Kaan, “Türkiye,
jeopolitik konumu itibariyle avantajlı bir konumda yer alıyor. Korona sonrası
süreçte, dünya riskleri dağıtmanın ne kadar önemli olduğunu anladı.
Çin’e bağımlılığın, kriz yönetiminde tüm yumurtaları aynı sepete
koymakla aynı anlama geldiğini gördü. Ayrıca kriz bitse bile
psikolojik etkilerinin tam olarak sona ermesi ve üretim-ticaret algısının
normalleşmesi zaman alacaktır. Bu noktada Türkiye; hem Koronavirüs salgını
sürecinde tüm dünyanın takdirini toplayan süreç yönetimi hem de steril ve
güvenli üretim zinciri algısı ile dünyanın yeni tedarik noktası haline geldi.”dedi.
Olumlu İmaj Avantaja Çevirilmeli
Bundan sonraki süreçte dünya ihracatında
Çin ile rekabet edilen kalemlerde Türkiye’nin avantajlı bir konuma geleceğini
kaydeden Kaan,” En fazla ihracat yaptığımız ülkelerde (Almanya, Irak, İngiltere, İtalya,
ABD) üretimde yaşanacak kayıplar, yeni siparişlerin ithalat
ile kompanse edilmesinin önünü açacaktır. Çin’in ekonomik toparlanma
sürecine rağmen sosyal algının uzun vadede değişmeyecek olması
Türkiye’yi düşük maliyetli yeni üretici olarak görme eğilimini
artıracaktır. Çin, toparlanma sürecinde hızlı üretim ve stok ile fiyat kırma
politikasına giderse bu kez ithalatta bağımlı olduğumuz girdi üzerinden yeni
bir üretim politikasına gitmemiz mecburi olacaktır. Ayrıca düşük fiyattan
piyasaya girecek Çin mamulleri ile rekabet edebilmek için ölçek büyüklüğünün
yüksek oranda üretime hazır olması gerekecektir. Bilhassa gıda sektöründe yaşanacak talep artışında Türkiye’nin
Çin’e nazaran dünya tüketim algısındaki olumlu imajını bu noktada iyi
değerlendirmek gerekiyor.” diye konuştu.
Her Aşaması Düşünülmüş Kompak Üretim
ve Yatırım Üsleri
“MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri
hakkında açıklamalarda bulunan MÜSİAD Üretim ve Ticaret Planlama Üst Kurulu
Başkanı Oktay Dede, proje ile ülkemizin her yerinde her türlü olumsuz
senaryonun hesaba katıldığı, kompleks üretim tesisleri kurulmasını
amaçladıklarını belirtti..
Dede, “Türkiye ekonomisinin lokomotif
unsuru KOBİ’lerimiz istihdamın, üretimin ve dış̧ ticaretin taşıyıcı
unsurlarıdır. Mikro ve küçük işletmeler Anadolu’da mekânsal manada
çok sıkıntılı durumdadırlar. KOBİ’lerimiz genelde 30, 50, 80 ve 100 metrekare
büyüklüğündeki dükkanlarda çalışmalarını sürdürüyor. KOBİ’lerin büyümesinin
birincil şartı mekânsal düzenlemedir. Türkiye’de küçük sanayi
siteleri ve Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) var. Ancak burada, bu küçük sanayi
sitelerindeki işletmelerin OSB’lere geçişini kolaylaştıracak bir
KOBİ yapılandırma üslerinin inşa edilmesi gerekiyor” dedi.
Bu bağlamda Türkiye genelinde Orta
Ölçekli Sanayi Bölgesi (OSB) projesini hayata geçirmeye başladıklarını belirten
Dede, ilk tesisimizi Tekirdağ’da açtık. Şu an İstanbul Hadımköy’de ikinci
prototipin inşasına başlandı. Biz bu projemize “MÜSİAD Üretim ve Yatırım
Üsleri” projesi ismini verdik. İlgili Bakanlıklar ve kamu kuruluşlarından da
izin ve desteklerimizi aldık. Yakın süreçte tüm ülke genelinde projelerimizi
hayata geçiriyor olacağız.” diye konuştu.
Her Türlü Olumsuz Senaryoya Karşı Önlem
Alındı
Tesislerin alt yapısı ve teknik
detayları hakkında bilgi veren Dede,” Proje kapsamında lojistik sisteminde
sanitasyon kökenli tıkanmaların önüne geçilmesi amacıyla hem lojistik merkezi
hem de dışarıdan gelen ekipler için konaklama tesislerinin
kurulması planlanlandı. Ayrıca, 14 günlük karantinalar da dahil olmak
üzere her türlü izolasyonun sağlık tedbirleri alınmış konuk
evlerinde sağlanacağı bir üretim ve taşıma hattı da
kurgulandı. Site içinde kurulan gümrüklü antrepo ile ihracat işlemleri kolay
ve hızlı hale gelecek. Ek olarak paketleme ve yükleme sırasında maksimum
ürün güvenliği ve sanitasyon uygulanabilecek. Ayrıca ticarette
güvenilirlik ve itibar yönetimin sağlanması amacıyla sipariş sahibi
firmaların bağlı oldukları ülkelerden gelecek denetçiler
tarafından işlemler sanitasyon ve sair denetimler için de açık
olacak.” dedi.
İzole Yaşam Alanı
Site içindeki tasarlanan mağaza
sistemleri sayesinde salgın ve afet dönemlerinde hasarın minimum düzeyde
tutulmasını öngördüklerini belirten Dede, “Oluşturulması planlanan tesislerde
üretim ve ticaretin sağlıklı bir şekilde devam
etmesini sağlayacak üreticiler ve işgücü için yaşam kalitelerini düşürmeden çalışabilecekleri ortamı
hazırlayan her türlü mağaza yer alacak. Ayrıca, banka, kargo, PTT,
yedek parça dükkanları, ıtriyat satış̧, market restoran gibi işletmelerin salgın
ve afet dönemlerinde bu yapılar içinde devamlı çalışmasını sağlayacaktır.”diye konuştu.
Kendine Yeten Kompleks Yapı
Oktay Dede,site içinde bulunan
enerji tesisleri ve akaryakıt istasyonları sayesinde dışarıya bağımlı olmadan
ve çevreci bir bakış açısıyla kendi enerjisini üreten ve enerji
maliyetlerini sistem içindeki firmalar lehine düşüren sistemler
oluşturduklarını kaydetti.
Öğrenen Bölgeler
“MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri”
projesi kapsamında Akadem-Kamu-Sanayi üçgeninde hareket edeceklerini
vurgulayan Dede, tesisler içerisinde nitelikli iş gücünün karşılanması ve ara
eleman ihtiyacının giderilmesi amacıyla meslek liseleri, yurtlar ve barınma
alanlarının oluşturulacağını ifade etti. Öğrenciler için oluşturulan bu
tesislerin kriz dönemlerinde de işçiler için kullanabileceğini belirten Dede,
böylelikle üretimin aksamamasının önüne geçilmesini hedeflediklerini söyledi.
Oktay Dede, çalışanların ailelerinin de
huzurlu bir yaşam sunabilmesi amacıyla kompleks içerisinde ayrıca, eczane,
sağlık ocağı, hastane, cami, kapalı ve açık spor alanları ile tiyatro ve sinema
salonları gibi sosyal yapıların da olacağını belirtti.