Kurban Bayramı’nın yaşandığı bu günlerde tüketim
alışkanlıklarımızda farklılaşabiliyor. Özellikle et ve şeker tüketiminin artışı
ise diyabet hastaları için büyük riskler taşıyor. Diyabet rahatsızlığı ve
diyabetin göze etkileri hakkında açıklamalarda bulunan Dünyagöz Etiler’den Doç.
Dr. Didar Uçar, “Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, kandaki glukoz
seviyesinin yükselmesi ile ortaya çıkar. Kan şekerindeki artış, retina
tabakasındaki kılcal damarları etkileyerek çalışmasını bozar ve görme kaybına
yol açabilir.” şeklinde bilgi veriyor.
İnsülin salınımı veya etkisinin yetersizliği sonucu ortaya çıkan diyabetin,
yoğun şekilde tüketilen et ve şeker ile birlikte artış gösterdiğini belirten
Dünyagöz Etiler’den Doç. Dr. Didar Uçar, “Kılcal damar hastalığı olarak bilinen
diyabet, göz sağlığını birçok hastalığa karşı açık hale getirebiliyor.
Özellikle 50 yaş üstü körlüğün birinci sebebi olarak karşımıza çıkan diyabet;
diyabetik retinopatiden glokoma ve katarakta kadar birçok göz hastalığını da
beraberinde getirebiliyor. Diyabetik retinopatinin meydana gelmesinde rol
oynayan risk faktörlerinin başında, şeker hastalığının süresi geliyor. Diyabet
tanısından sonraki ilk 10 yıllık süreçte retinopati görülme sıklığı oldukça
yüksek. Hastalığın önlenmesi konusunda kan şekeri kontrollerinin yapılması ve
kan şekerinin düzenli bir seyri olduğundan emin olmak oldukça önemlidir.”
diyor.
Diyabet en çok gözleri tehdit ediyor
Diyabetin kılcal damarları etkileyen ve gözü doğrudan tehdit eden kronik
bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Uçar, “Özellikle göz sağlığını tehdit
eden diyabet, retinadaki kılcal damarların yapısını bozarak, hücre kaybına yol
açar ve buna bağlı olarak damar geçirgenliğinin bozulmasına, sarı nokta
bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine ve beraberinde kılcal
damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına neden olur.
Beslenmeyen alanlardan salgılanan bazı faktörler ise retinada yeni kılcal
damarların gelişmesine yol açar. Normal retina damarlarından farklı olan bu
yeni damarlar çok kolay kanama eğilimindedir. Göz içindeki bu kanamalar, retina
yüzeyinde zarların gelişmesi ve retinanın yerinden ayrılması gibi birçok sorunu
da beraberinde getirir.” diyor.
Erken teşhis ve doğru beslenme
Hastalığın önlenmesi için uygulanabilecek yöntemler hakkında bilgiler
paylaşan Doç. Dr. Uçar, “Özellikle diyabet hastaları ve risk grubunda bulunan
kişilerin, yılda en az bir defa detaylı göz muayenelerinin gerçekleştirilmesi
gerekir. Hastalığın tanısı ne kadar erken yapılırsa, tedavinin etkili olma
şansı da o kadar yüksek olur. Teşhisin konulmasının ardından, hızlıca tedaviye
başlanarak görme kaybının engellenmesi ve var olan görme seviyelerinin muhafaza
edilmesi amaçlanır. Tatlı ve et tüketiminin sınırlandırılarak kan şekeri
düzeyinin belli seviyede tutulması, var olan diyabetin etkilerini yavaşlatmaya
yardımcı olacaktır. Aynı zamanda sağlıklı bir beslenme düzeni ile de hastalığın
ilerleme süreci yavaşlatılabilir ve kimi durumlarda hastalık kontrol altına
alınabilir.” diyerek sözlerini tamamlıyor.