Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörlüğü tarafından son günlerde yaşanan
depremler sonucunda aktif fay hattında yer alan İlimizde de yaşanabilecek olası deprem ile ilgili önlemler ve yapılabilecekler konusunda farkındalık oluşturmak
amacıyla üniversite akademik ve idari personeline yönelik bilgilendirme
toplantısı gerçekleştirildi.
Rektör
Prof. Dr. Niyazi Can, Rektör Yardımcıları, üniversite üst yönetimi ile akademik
ve idari personelin katılımıyla Cahit Zarifoğlu Konferans Salonunda gerçekleştirilen
bilgilendirme toplantısının açılış konuşmasını Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
İbrahim Taner Okumuş yaptı.
Rektör
Yardımcısı Okumuş,24 Ocak Cuma günü Elazığ’da gerçekleşen depremde hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek
konuşmasına başladı. Kahramanmaraş’ın deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Rektör
Yardımcısı Okumuş, deprem konusunda farkındalığın en yüksek olduğu bu günlerde bu
toplantıyı gerçekleştirdiklerini belirterek toplantının yararlı olması
temennisinde bulundu.
Açılış
konuşmalarının ardından ksÜ Deprem Araştırma ve Risk Yönetimi Uygulama ve
Araştırma Merkezi Müdürü, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Jeoloji
Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Alican Kop tarafından “Deprem ve
Kahramanmaraş’ın Depremselliği” konulu bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi.
Depremlerin
oluşumuna ilişkin genel bilgileri katılımcılarla paylaşan Dr. Öğretim Üyesi Alican
Kop, Kahramanmaraş’ın depremselliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Doğu
Anadolu Fayı’nın 6 parçasından iki segmentinin Türkoğlu’ndan geçtiğini belirten
Kop, “Burada en son 1513’te deprem olmuş. Öncesinde de 1114’te büyük deprem
var. O tarihten beri bir deprem yok. Bu segment 507 yıldır enerji biriktiriyor.
Gölbaşı-Türkoğlu segmenti büyük risk taşıyor.” diye konuştu.
“O
yüzden bütün yerbilimciler tarafından burası ‘sismik boşluk’ olarak
adlandırılıyor. Bu da 400 yılda bir büyük deprem üreten segmentte 100 yıl
gecikmiş bir deprem beklentisi doğuruyor.” Diyen Kop, “ Ayrıca Doğu Anadolu
Fayı dışında Kahramanmaraş’ın tam merkezinden geçen bir fay zonu var. Bu zon da
2012’de keşfedildi. Daha önce bilinmiyordu. Şehirdeki birçok bina bu fayın
üzerinde. Bunların bir kısmı eski bina, bir kısmı da 2004 sonrasında yapılmış
yüksek katlı binalar. Bilimsel çalışmalara göre 28 kilometrelik bu fay 6,7
büyüklüğünde yıkıcı bir deprem üretebilir.” şeklinde konuştu.
Sıvılaşma tehlikesine karşıda uyarılarda
bulunan Dr. Öğretim Üyesi Kop, “Kahramanmaraş’ın birçok ilçesi ve özellikle
merkezinin güneyi alüvyonal zemine sahip. Burada ‘sıvılaşma’ denilen başka bir
tehdit var. Eğer su seviyesi zemine yakınsa, zemin alüvyonal bir yapıdaysa,
deprem sırasında taneler arasındaki bağ kopuyor, dolayısıyla o zaman zemin
yeniliyor ve su gibi davranıyor. Dolasıyla ne kadar sağlam bina yapmış olsanız,
su içindeki bir bina zemine batabiliyor veya çökebiliyor.” ifadelerini
kullandı.
Olası
bir deprem tehdidine yönelik olarak alınabilecek en kolay, en ucuz ve en
güvenilir önlemin sağlam zeminlerde sağlam binalar inşa etmek olduğunu ifade
eden Dr. Öğretim Üyesi Kop, “Bu kapsamda yapılaşmada 1. sınıf tarım arazisi
olan ve sıvılaşma olasılığı bulunan ovalardan uzak durmalıyız. Binalarımızı ve
binalarımızın bulunduğu zeminleri kontrol ederek, bir an önce zeminler için
gerekli iyileştirme, binalar içinse gerekli güçlendirme ya da kentsel dönüşüm
faaliyetlerini gerçekleştirmeliyiz.” diye konuştu.
Bilgilendirme
sunumunun ardından Dr. Öğretim Üyesi Kop, katılımcıların
konuya ilişkin sorularını cevaplandırdı.
Toplantı
kapsamında kahramanmaraş İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Eğitim Uzmanı Mehmet
Arık tarafından deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenlere ilişkin
katılımcılara bilgilendirmelerde bulunuldu.