İçinde bulunduğumuz koronavirüs süreci, pek çok konuda endişelere sebep
olsa da, bu sıkıntılı günleri çocuklarımız için eşsiz bir fırsata çevirmek
mümkün! Nasıl mı? Acıbadem
Maslak Hastanesi’nden Uzman Psikolog Simru Kavak “Her anne baba çocuğunun mutlu,
başarılı, zorluklarla başa çıkabilen ve iyi ilişkilere sahip insanlar olmasını
ister. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarla; özel yaşamda ve iş hayatında
mutluluğun gerçek anahtarı ortaya çıktı: Duygusal zeka! İşte, koronavirüsün
bulaşma riskine karşı çocuklarımızla evde kaldığımız bu süreç; belki de bugüne
dek çok farkında olmadığımız bu gizli hazineyi yani duygusal zekalarını
geliştirebilmemiz için çok önemli fırsat yaratıyor” diyor. Duygusal zekanın
(EQ), bilişsel zekadan (IQ) farklı olarak her yaşta ve her koşulda
geliştirilebildiğini belirten Uzman Psikolog Simru Kavak, buna karşın temeli
çocuklukta atıldığında çok daha etkili ve hızlı yol kat edildiğini vurguluyor.
Uzman Psikolog Simru Kavak, koronavirüs sürecinde evde kaldığımız bugünlerde,
çocuklarımızın duygusal zekasını geliştirmenin 6 etkili yolunu anlattı, önemli
uyarılar ve önerilerde bulundu.
İşe duygu koçluğu ile başlayın
Yüksek duygusal zekaya giden yolun ilk adımı, duyguları tanımaktan geçiyor.
Ancak pek çoğumuz duygularımızı doğru adlandırmayı bile başaramıyoruz. Bunun
nedeni özellikle çocuk yaşta tecrübe ettiğimiz olumsuz duyguların, ebeveynler
tarafından görmezden gelinmesinden ya da onaylanmamasından kaynaklanıyor.
Çocuklarınıza duygularını doğru tanımaları için yapabileceğiniz en doğru şey“duygu koçluğu”. Elimizde duygu koçluğunu öğrenmek ve kullanmak için ise içinde
bulunduğumuz günlerden daha güzel bir zaman olamaz. İyi bir duygu koçu olmak için;
çocuğunuzun öfke, üzüntü veya korku gibi olumsuz duygularına itiraz etmeyin ve
onları görmezden gelmeyin. Aksine bunu korkulacak bir kriz hali değil, bir
yakınlaşma ve bağ kurma fırsatı olarak görün. Onu anlamaya çalışarak dinleyin
ve duygularını adlandırmasını sağlayacak doğru sözcükleri bulmasına yardım
edin. Örneğin; arkadaşının kendisine yaptığı bir davranıştan dolayı çok
kızdığını söyleyen çocuğunuza bu durumu önemsememesi ve boş vermesi mesajı
vermek yerine, gerçekten hissettiği şeyin kızgınlık mı olduğunu anlamasına,
adlandırmasına ve bu duyguyla başa çıkmak için neler yapabileceğini
keşfetmesine yardımcı olun.
Kendinizi tanıyın ve duygularınızı
yönetmeyi öğrenin
Duygusal zekası yüksek çocuklar yetiştirmek, duygu koçluğu yapmakla mümkün.
Duygu koçu olmanın ilk adımı ise önce kendinizi tanımaktan geçiyor. Peki bundan
öncesinde hiç kendinizi tanımaya fırsatınız oldu mu? Olmadıysa, evde kaldığımız
günleri, kendimizi tanımaya armağan edebiliriz. Hayatta olumlu duygular kadar
olumsuzlar da olduğunu unutmayın. Duygular kendi kendilerine yok olmaz. Zorlu
hislerden kaçınmak, onlarla başa çıkmayı da imkansız hale getirir. Bunu
çocuklarınıza da sık sık tekrar edin. Öncelikle kendinizde bu duyguları
uyandıran şeyleri fark edin. Mutsuzluk, öfke, pişmanlık gibi hislerinizi kabul
etmeyi ve onlarla barışmayı deneyin. Bunun için çocuğunuzla beraber bir duygu
günlüğü ya da defteri tutmayı deneyebilirsiniz. Yazmak, bazen dillendirmenin
zor olduğu duyguları adlandırmayı ve kabullenmeyi mümkün kılar. Sonrasında bu duygu
durumundan kurtulmak ve çocuklarınıza da rehberlik etmek çok daha kolay olacak.
Zorlu durumları bir fırsat haline
getirin
Şu ana kadar çocuğunuzun öfke krizleri, mutsuzluk nöbetleri sizin için çok
korkutucu anlar olmuş olabilir. Ancak unutmayın, insanları birbirine en çok,
zorlu durumlarla beraber başa çıkabilmek yakınlaştırır. Oldukça stresli
geçebilen bugünler de bu fırsatların bir örneği. Çocuğun yaşadığı krizleri
birbirinizle bir yakınlaşma şansı olarak görün. Unutmayın, siz aynı
takımdasınız. O da bunu fark edene kadar gerekiyorsa yanında sessizce
yatışmasını bekleyin ve sadece onu dinlemek için hazır olduğunuzun mesajını
verin. Kolay ve hızlı olmasa da zaman içerisinde etkilerini görmeye
başlayacaksınız.
Çözüm değil seçenek yaratın
Çocuklarımız zor bir durumla karşı karşıya kaldığında bunu onlar adına
çözmek istemeniz çok doğal. Ancak duygusal zekası yüksek kişiler, hayat
karşılarına problemler çıkardığında, bununla kendi başına başa çıkabilirler. Bu
beceriler de küçük yaşta sahip olunan mücadele araçlarıyla mümkün. Bir durumu
çözmesi için çocuğunuzu doğrudan sonuca ulaştırmak yerine, ona seçenekler ve
ipuçları verin. Alet çantasını güçlendirin ki ileride de doğru aleti doğru
yerde siz uzatmadan kullanabilsin. Bunun için birlikte beceri geliştirici
oyunlardan, aktivitelerden yararlanabilirsiniz. Yeni şeyler denemek de onun
kendisini tanımasına ve karşılaşacağı zorlukları çeşitlendirerek farklı çözüm
üretmesine yardımcı olacaktır. Bunu yaparken de çocuğun kendini özgür ancak
güvende hissedeceği sınırlar belirlemeyi unutmayın. Sorun çözümünde şu adımları
takip edebilirsiniz; hedef belirleme, çözüm seçenekleri üretme, çözüm
önerilerini tartışarak çocuğun bunlar arasından seçim yapmasına yardımcı olma.
Hikaye kitaplarından faydalanın
Yaş ilerledikçe çocuğunun kendi başına okuduğunu gören aileler birlikte
kitap okuma etkinliğine devam etmezler. Ancak gittikçe karmaşıklaşan kitapları
sırayla okuma gibi alışkanlıklar, ebeveyn ile çocuğun düzenli olarak bir araya
gelme, sorular eşliğinde paylaşım yapma ve bağ kurma şansını artırır. Ayrıca
onun tek başına okuyacağı kitapları seçerken de duygularını tanımasına yardımcı
olacak yönlendirici kitapları da kullanabilirsiniz. Böylece adlandırmakta
zorlandığı duyguları keşfetmesi çok daha kolay olacak. Üstelik önceden sadece
geceleri yapabildiğiniz bu aktiviteyi, şimdi evde gün içinde beraberken
dilediğiniz zaman uygulayabilirsiniz.
Ailedeki diğer dinamiklere dikkat
Uzman Psikolog
Simru Kavak “Ebeveyn ve çocuk ilişkisi kadar, ailenin diğer üyeleri arasındaki
iletişim biçimi de çocukların duygusal zeka gelişimini etkiler. Aile üyelerinin
birbiri ve çocuk ile ağır eleştiriler, yüksek ses ve nabız, aşağılama eşliğinde
konuşması oldukça olumsuz bir etki yaratmak demek. Çatışmalar tabi ki olacak,
önemli olan nasıl yönettiğimiz. Aile içinde bir problem ortaya çıktığında;
çocuklarınızı çözüm için bir silah olarak kullanmayın, çocukların araya
girmesine ve taraf olmalarına izin vermeyin, çatışmalar ve anlaşmazlıklar
giderilince bunu çocuklara söyleyin. Önemli olan bir çocuğu büyütmek değil,
yetiştirebilmektir. Duygusal zekası yüksek çocuklar yetiştirebilmek için tüm
bunların temelinde yargısız ve koşulsuz sevgi yattığını unutmayın” diyor.