2020... Kimisi ne umutlarla girdi,
kimisi neler planladı. Herkesin farklı hayalleri vardı, fakat tek gerçekte
birleşmek zorunda kaldık. Dünyayı saran pandemi, koronavirüs!
Pandeminin günlük yaşantımıza getirdiği kargaşa bir yana, şu an yaşadığımız belirsizlik durumu günden güne endişelerimizi arttırıyor. Virüsü kapma, hastalanma ve sevdiklerimize bulaştırma; başlıca kaygılarımız arasında yer alıyor. Bunların yanı sıra; işte oluşabilecek problemler, gelir kaybı, sosyal izolasyon, boş kalan raflar sebebiyle yeterli yemek, hijyen ve sağlık malzemesi bulamama gibi durumlar kaygı seviyemizin daha da artmasına neden oluyor.
Peki
neler yapabiliriz?
- Günlük rutininize bağlı kalmaya çalışın
Mümkün oldukça aynı saatte uyanıp ve
yatıp, günlük aktivitelerinizin yapabileceğiniz kısımlarını yapmaya çalışın.
Çoğu çalışanlar evden çalışma sistemine ve öğrenciler de aynı şekilde online
ders sistemine geçti. Bu sisteme geçen kişiler; her zamanki saatlerinde kalkıp,
işlerini halledip, evde çalışmanın verdiği rahatlığı sürdürebilirler. Kendinize
en sevdiğiniz yemeği ve içeceği hazırlayıp, en rahat ettiğiniz yere oturarak
çalışıp evde kalmanın avantajlarını kullanabilirsiniz. Sporunuzu yapamadınız
mı? Teknolojinin faydalarını kullanın. İlgilendiğiniz spor dalının çeşitli
videolarını açıp, özgürce kendi sporunuzu yapacak bir alan oluşturabilirsiniz.
Spor salonundaki gibi sosyalleşerek spor yapmak istiyorsanız da, online grup
derslerini tercih edebilirsiniz. Kalabalık olmayan, evinize yakın yerlerde kısa
yürüyüşler yapıp, temiz hava alabilirsiniz. Bedensel hareketsizlik strese bağlı
tepkileri yoğunlaştırır bu nedenle aktif olun, ‘‘nasılsa evdeyim sonra
yaparım’’ diye ertelemeyin.
- Zamanı iyi değerlendirin
Evde yeterince zaman geçirememe
durumundan rahatsız olanlar, zamanla ödüllendirildiniz. Eşinizle,
çocuklarınızla ilgilenin. Onlarla ilişkinizi kuvvetlendirmek için bu durumu bir
fırsat olarak görün. Fiziken izole olmanız, sosyal olarak da izole olmanız
anlamına gelmiyor. Yine teknolojinin faydalarını kullanarak sevdiklerinizle,
uzun zamandır görüşemediklerinizle konuşun. Onlarla bu dönem geçtikten sonra
yapacaklarınızı planlayın. İzleyemediğiniz film, dizi ve okuyamadığınız kitap
listesi yapın. Daha önce yapmadığınız bir yemeği, yapmayı deneyin. Evinizde
yeni düzenlemeler yapın. Kendinize yararlı olacak ve ya ilginizi çeken bir
online kursa yazılın. Kulağa basit gelse de, bu eylemlerde bulunmak
kaygılarınıza bir süre ara vermenizi, rahatlamanızı ve yaşam kalitenizi
arttırmanızı sağlayacaktır.
- Kontrol edebildiklerinize odaklanın
Kontrol edemedikleriniz hakkında
kaygılanmaktansa, kontrol edebildiğiniz durumlara bakın. Bu virüsün ne kadar
yayıldığını ya da size nereden bulaşabileceği gibi durumları düşünmek,
kaygınızın artmasına neden olacaktır. Bunları düşünmektense, kontrolü ele alın
ve yapabileceklerinize bakın. Kişisel bakım ve sağlık uygulamalarından
başlayabilirsiniz. Sağlıklı beslenin, uyku düzeninize dikkat edin, ellerinizi
iyi yıkayın, bedeninizi aktif tutun ve egzersiz yapın. Bağışıklığınızı nasıl
güçlendirebilirsiniz, araştırın. Diğer yandan, dışarı çıkmanız gerekiyorsa
bunla ilgili önlemler alın, dezenfektan kullanın, sosyal mesafeye dikkat edin,
kıyafetlerinizi değiştirin, evinizi havalandırın. Düşününce ne kadar kontrol
edebildiğiniz durumun olduğunun farkına varın, elinizdeki gücü hissedin.
Kontrolünüzü davranışlarınızla sınırlamayın, düşünce gücünüze de odaklanın.
- Kaygılarınızı somutlaştırın
Kaygımızı düşünceye dökmediğimiz
durumlarda onun esiri olabiliyoruz, bu nedenle kaygınızı somutlaştırın.
Kendinize sorun; “en kötü senaryo ne olabilir ve bunun gerçekleşme ihtimali ne
kadardır” Kanıtlara bakın. Negatif düşüncelerinizi bir kağıda yazıp,
alternatiflerini bulmayı deneyebilirsiniz. Örneğin; ‘‘bu virüsten asla
kurtulamayacağız’’ diye endişelendiğinizde pandemilerle ilgili geçmişteki
gerçeklere göz atıp, alternatif ve gerçekçi düşünceler oluşturabilirsiniz.
Pandemilerin belli bir süreden sonra sona erdiğini ve dünya düzeninin geri
geldiğini, kendinize hatırlatabilirsiniz.
- Kendinize yüklenmeyin ve yavaşlamayı öğrenin
Kendinize karşı şefkatli olun. Zor bir
dönemden geçiyorsunuz ama yalnız değilsiniz. Normaldeki üretkenliğinize
ulaşamadığınızda ya da yapacağınız işe bir türlü konsantre olamadığınızda,
durun ve kendinize yüklenmemeniz gerektiğini hatırlayın. İdeal olmayan
koşullarda elinizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz, bu durumu farkına varın.
Kendinize hata payı verebilirsiniz. Yavaşlamayı deneyin, böylece günlük
yaşamınızdaki basit zevkleri daha fazla takdir edebilirsiniz. Anda kalın. Bir
aktivitede bulunurken telefonunuzu sürekli yanınızda tutmayın, yaptığınız şeye
odaklanın. Yavaş yemeyi öğrenin, lezzetleri ve dokuları takdir edin. Bunu
yaparsanız; hem daha az yemekle doygunluk yaşarsınız, hem de yemeğin tadından
daha fazla zevk alırsınız. Arkadaşlarınızla, ailenizle konuşurken onlara
odaklanın, başka şeylerle ilgilenmeden dinleyin. En basit şeyden bile zevk
almaya ve bunun eğlenceli yönlerini bulmaya çalışın. Örneğin; bulaşıkları acele
yıkamak yerine suyun ve köpüklerin dansını görün. Bu tarz işlere bakış açınızı
değiştirdiğinizde; bunları iş yerine, keyifli aktivitelere dönüştürme fırsatı
bulursunuz.
- Bilimsel kaynaklara bağlı kalın ve sürekli medya akışının içinde kalmayın
Birçoğumuz her şeyden haberdar olmak istiyoruz ve sürekli gelişmeleri takip ediyoruz. Öncelikle bu bilgilendirmeleri, güvenilir kaynaklardan izleyin ve okuyun. Uzman olmayan kişilerin önerilerine itibar etmeyin. Diğer yandan virüsle ilgili sürekli haber okumak ve sosyal medyada olmak endişelerimizi arttırabilir. Bu nedenle kendinize sınırlamalar koyun. Elinizde telefonu sürekli tutmayın. Örneğin; film izlerken kendinizi sürekli haberleri kontrol etme ihtiyacında bulmayın, anda kalın ve filmin zevkini çıkarın. Sonradan bu bilgiye zaten ulaşacaksınız, kaygı havuzunun içinden çıkmaya fırsat bulmuşken, tekrar geri dalmayın.
- Biraz kaygılanmanın her zaman olumsuz bir durum olmadığını farkına varın
Sürekli kaygı ve panik halinde olmak
insanı yorar ve hayat kalitesini düşürür. Ancak küçük dozda kaygı bizlere
yardımcı olur. Ne kadar keyifsiz bir duygu olsa da kaygı bizleri, potansiyel
tehlikeli durumlara karşı hazırlıklı olmamıza ve kendimizi korumamıza teşvik
eder. Örneğin, şu an sahip olduğumuz koronavirüs ile ilgili kaygılar; dışarı
çıkmamamıza, çıkarsak kalabalık yerlerden kaçınmamıza, ellerimizi sık
yıkamamıza, dezenfekte etmemize ve dokunduğumuz yerlere ekstra dikkat etmemize
neden oluyor. Ancak kaygı düzeyinin yüksek seviyelere ulaşması olumsuz
durumlara yol açabilir. Panik olduğumuz durumlarda duygularımız reaktif,
düşüncelerimiz mantıksız ve davranışlarımız da dürtüsel olabilir. Bu panik hali
insanları gereksiz olmayan şeyleri almaya itebilir ve başkalarının
ihtiyaçlarını karşılayamama problemlerini ortaya çıkarabilir. Unutmayın ki
panik; virüsten daha hızlı yayılır, bu nedenle zincirleme bir reaksiyona neden
olabilir. Böyle durumlarda baş etme becerilerinize odaklanın. Bu durumla ilgili
neler yapabiliyorsunuz onlara bakın.
- Meditasyon ve nefes egzersizleri deneyebilirsiniz
Kaygınızı azaltmak için meditasyon ve
nefes egzersizleri deneyebilirsiniz. Diğer yandan egzersiz yapmak, farklı bir
aktivitede bulunmak, sosyalleşmekte kaygı seviyenizin inmesine yardımcı olur.
Yardım istemekten çekinmeyin, duygu ve düşüncelerinizi paylaşın. Birçok
terapist internet üzerinden online terapi yapmakta, bu servisten
faydalanabilirsiniz.
- Bu durumun geçici olduğunu kendinize hatırlatın
Unutmayın, yalnız değilsiniz. Din, ırk,
renk ayırt etmeyen bu virüse karşı tüm dünya olarak savaştayız. Geçmişte
insanlık nasıl diğer virüsleri atlattıysa, bu virüsü de birlik ve beraberlik
içinde atlatacağız. Evde sıkılıyorum dediğinizde, gece gündüz uyumadan bizler
için çalışan sağlık çalışanlarını düşünün. Salgının durması ve normal
yaşamımıza dönmemiz için çalışan dünya uzmanlarını düşünün ve bu durumun geçici
olduğunu kendinize hatırlatın. Yaşam enerjinizi yitirmeden, sağlıkla kalın.