Günümüzün en sık görülen hastalıklarından olan inme ve kalp
hastalıkları birbirini tetikliyor. Kişide kalıcı sakatlıklar ve hayati riske
neden olan inmenin en önemli nedenlerinden biri de ilerleyen yaşlarda ortaya
çıkan kalpteki ritim bozukluklarından kaynaklanan pıhtılaşma olarak
gösteriliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Talip
Asil, “29 Eylül Dünya İnme Günü” öncesinde kalpte görülen ritim bozukluğu
kaynaklı inme ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Her 5 hastadan biri kalpten gelen pıhtı ile inme geçiriyor
İnme sıklıkla bir pıhtının beynin içindeki veya beyne gelen
damarları tıkamasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Hastalarda ani olarak
gelişen kol veya bacaklardaki güçsüzlük, konuşma bozukluğu, dengesizlik, çift
görme gibi nörolojik belirtilerle kendini göstermektedir. Önemli bir toplum
sağlığı sorunu olan inmenin kalp hastalıkları ile önemli bir ilişkisi
bulunmaktadır. Her 5 inmeli hastadan birinde beyin damarlarını tıkayan pıhtı,
kalpten gelmektedir.
Ritim bozukluğu kaynaklı inmenin hayati risk oranı daha
yüksektir
Atryial fibrilasyon olarak adlandırılan ritim bozukluğu kalpte
pıhtı oluşmasının en önemli nedenidir. Ritim bozukluğu toplumda yaklaşık yüzde
1-2 sıklıkta görülmektedir. Yaş ilerledikçe bu oranın görülme sıklığı belirgin
bir şekilde artmaktadır. İleri yaştaki kişilerde ritim bozukluğu sıklığı
yaklaşık yüzde 7-8’i bulmaktadır. Ritim bozukluğuna sahip her 100 hastadan 5’i
bir yıl içerisinde inme geçirmektedir. Atriyal fibrilasyonlu hastaların
geçirdiği inmeler daha şiddetli ve ölümcül olmakta ve tekrar etme riskleri de
daha yüksektir.
İnme geçirmiş kişide ritim bozukluğunun varlığı
incelenmeli
Öncelikle atriyal fibrilasyonlu hastalarının belirlenmesi,
inmeden korunma için oldukça önemlidir. İnme geçirmiş bir kişide ritim
bozukluğunun varlığı ve kalpteki etkileri mutlaka incelenmelidir. İnme geçiren
hastalarda sıklıkla basit bir kalp elektrokardiografisi (EKG) ile bu ritim
bozukluğu saptanabilir ancak bazen bu ritim bozuklukları aralıklı olarak
görülebilmektedir. EKG’nin normal olması ritim bozukluğunun olmadığını ispat
etmez. Bu nedenle inme geçirmiş hastalarda EKG normal olsa bile sıklıkla 24
saatlik ve bazı şüpheli durumlarda daha uzun süreli kalp ritmi Ritim Holter
denilen cihazla takip edilmelidir.
Pıhtının kaynağı modern yöntemlerle tespit edilebiliyor
İnmeli hastalarda aynı zamanda mutlaka kalbin yapısal durumu
ultasonografik bir yöntem olan ekokardiyografi ile kontrol edilmelidir. Bu
yöntemle kalp kapakları ve kalbin boşlukları incelenerek, kalp kapakları veya
boşluklarında bir pıhtı doğrudan görülebildiği gibi beyne veya vücudun başka
bir bölgesine gitmiş olan pıhtıya ait dolaylı izler gözlemlenebilmektedir.
Ekokardiografi göğüs duvarı üzerinden basit bir prob yardımı ile yapılabilir.
Ancak inmeli hastalarda şüpheli durumlarda yemek borusu içerisinden bir prob
yutturularak kalbin içindeki pıhtıları daha iyi gösteren “Transözofagial
Ekokardiografi” denen yöntemin uygulanması gerekmektedir. Bu yöntem ile kalp
içindeki pıhtılar daha iyi gösterilebildiği gibi kalbin yapısal durumu da daha
iyi görülmektedir. Yine özellikle genç hastalarda pıhtı kaynağı olabilen
“Patent Foramen Ovale” denilen yapısal sorun bu yöntemle saptanabilmektedir.
Tedavi kişiye özel planlanmalı
İnmeli hastalarda beyne gelen pıhtının kaynağı belirlendikten
sonra ikincil bir pıhtı oluşmasın diye koruma amaçlı kan sulandırıcı ilaçlar
kullanılır. Ritim bozukluğu olan hastalarda kullanılan, kan sulandırıcı oral
antikoagulan denilen ilaçların kullanılması kişiye özel olarak planlanmalıdır.
Mutlaka bu hastalarda yeni bir pıhtı oluşma riski belirlenmelidir. Bu ilaçların
beyinde veya vücutta bir kanama oluşturma riski de mutlaka göz önünde
bulundurulmalıdır. İnmeli hastalarda kullanılacak kan sulandırıcı ilaç
belirlenirken ve takip edilen dönemde kişiye özel bir değerlendirme yapılmalı
ve ilacın beklenen faydaları ve olası yan etkileri mutlaka göz önünde
bulundurulmalıdır. Ritim bozukluğu olan hastalarda bu kan sulandırıcı ilaçların
kullanılmasına engel olan bir durum varsa angiografik yöntemlerle kalp içinde
yapılacak bir müdahaleyle, pıhtının oluştuğu kalp boşluğunun bir cihazla
kapatılması sayesinde bu ilaçların kullanım ihtiyacı ortadan
kaldırılabilmektedir.
Her inme hastasının kendine özgü riskleri bulunuyor
İnme ile kalp hastalıkları arasında bilinen bu yakın ilişki nedeni ile inmeli
hastaların, konusunda uzman bir nöroloji doktoru ile birlikte bir kardiyoloji
doktoru tarafından da değerlendirilmesi gereklidir. Her inme hastasının kendine
özgü riskleri ve özellikleri vardır ve yeni bir inmenin engellenmesi için bir
nöroloji doktoru tercihen bir inme uzmanı tarafından tedavisinin planlanması ve
takip edilmesi gereklidir.