SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji
Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr.
Faruk Küçükdurmaz, iyi
huylu prostat büyümesinin erkeklerde, yaşla birlikte sıklıkta görüldüğünü ve yaşam
kalitesini düşürdüğünü söyledi.
İyi huylu prostat büyümesini, “mesane
ile üretraya (idrar kanalının üst kısmı) yerleşmiş prostat bezinin büyümesi”
olarak tanımlayan Doç. Dr. Küçükdurmaz, iyi huylu prostat
büyümesinin 50 yaş üzeri erkeklerin yarısında, 70 yaş üzerinde ise yüzde 80- 90
oranında görüldüğünü kaydetti.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Üroloji Uzmanı da olan Doç. Dr.
Küçükdurmaz, “Ürolojide en sık tanı konulan hastalık olan iyi huylu prostat
büyümesi yaşla birlikte artan sıklıkta görülür. Hastalık büyüyen prostatın
idrar yolunu kapatmasına veya sıkmasına bağlı olarak idrar yapmada yaşanan
şikayetlerle başlıyor” dedi.
Türkiye’de 6 milyona yakın erkekte iyi huylu
prostat büyümesine bağlı şikâyet ve belirtiler olduğunu belirten Doç. Dr.
Küçükdurmaz, Amerika’da 30- 79 yaş arası alt üriner sistem semptomları olan
yaklaşık 15 milyon, Avrupa’da ise 30- 79 yaş arası 35 milyon erkek bulunduğunu
kaydetti.
OBEZİTE
RİSK OLUŞTURUYOR
“Obezite, şeker hastalığı, artmış protein, kırmızı et, yağ ve
tahıl tüketimi iyi huylu prostat büyümesi açısından risk oluşturuyor. Sebzeler,
meyveler, doymamış yağ asitleri, linoleik asit ve D vitamini bitkisel kaynaklı
gıdalarla beslenme ve egzersiz, iyi huylu prostat büyümesine karşı koruyucu
özellik taşıyor” diyen Doç. Dr. Küçükdurmaz, iyi huylu prostat büyümesinin
belirtilerini şu şekilde sıraladı:
“İyi
huylu prostat büyümesinin belirtileri arasında gece idrara
kalkma, sık idrara gitme, kesik kesik idrar yapma, çatallanma, mesanenin (idrar
torbası) tam boşalmama hissi, idrar yapmadan önce bekleme, zayıf idrar akımı,
idrar sıkıştırması ve idrar yaparken ıkınma yer almaktadır.
Alt üriner
sistem semptomları olarak da ifade edilen bu belirtileri taşıyan erkeklerde
mutlaka kan tahlili yapılarak prostat spesifik antijen (PSA) düzeyleri
ölçülmelidir. İyi huylu prostat
büyümesi prostat kanseri demek değildir. Ancak kandaki PSA değeri ve parmakla
rektal muayene ile prostatın değerlendirilmesi iki hastalık arasındaki farkın
belirlenmesi açısından çok önemlidir.
Prostatın büyümesini önlemek mümkün değilse de
hayat tarzı değişikliği ve erken teşhis ile ilaç tedavisi kullanılarak
belirtiler tedavi edilebilir.”
PROSTAT BELİRTİLERİ TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?
Alt üriner sistem semptomları nedeni ile değerlendirilen ve
iyi huylu prostat büyümesi tanısı konan erkeklerde, tedavi uygulanmaması
durumunda idrar kesesinde divertikül, taş, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları
ve idrarda kanama gözlenebileceğine vurgu yapan Doç. Dr. Küçükdurmaz, “İleri
evrelerde idrar yapamama ve buna bağlı kronik böbrek yetmezliği gibi ciddi
durumlarla karşılaşılabilir” uyarısında bulundu.
YAŞAM TARZI
DEĞİŞİKLİĞİ TEDAVİDE BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
İyi huylu prostat büyümesinin tedavisine de
değinen Doç. Dr. Küçükdurmaz, şöyle devam etti:
“Tedavide öncelik yaşam tarzı değişiklikleridir. Günde en az 1,5-
2 litre su içilmesi, egzersizin artırılması, gece yatmadan birkaç saat
öncesinde sıvı alımının sınırlandırılması, alkol ve kafein tüketiminin kısıtlanması,
dengeli beslenme, karnın alt tarafını sıcak ve kuru tutma, denize girdikten
sonra ıslak mayonun değiştirilmesi uygulanacak hayat tarzı değişiklikleri
arasında yer almaktadır.
Yaşam tarzı değişikliklerinin yeterli olmadığı kişilerde ilaç
tedavisi ile şikayetlerin azaltılması ve kişinin yaşam kalitesinin arttırılması
amaçlanır. Bu amaçla alfa blokerler, 5- alfa redüktaz inhibitörleri ve
antikolinerjik ilaçlar tek başına ya da kombinasyon halinde reçete edilebilir.
İyi huylu prostat büyümesi saptanan hastalarda cinsel
problemler de sıklıkla görülebilmektedir. İdrar ile ilgili şikayetlerine ek
olarak cinsel yakınmaları da olan hastalarda bu belirtiler dikkate alınmalı ve
ilaç tedavisi buna göre düzenlenmelidir.”
CERRAHİ İŞLEM HANGİ AŞAMADA UYGULANMALIDIR?
İyi huylu prostat büyümesinin cerrahi tedavisini de anlatan Doç.
Dr. Küçükdurmaz, iyi huylu prostat büyümesi takip tedavisi altında olan
hastaların 5 yıl içerisinde yüzde 30’unun cerrahi uygulama gördüğüne dikkat
çekti.
Böbrek yetmezliği, mesane taşı, tekrarlayıcı
kanamalar, medikal tedavinin etkisizliği, çoklu sonda uygulamaları, tekrarlayan
üriner enfeksiyonlar ve mesane divertikülü görüldüğü durumlarda cerrahi
uygulama yapılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Küçükdurmaz, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Geçmiş yıllarda cerrahi uygulamalar sıklıkla açık yapılırken
artık endoskopik (kapalı) ameliyatlar yapılmaktadır. Kapalı ameliyatlarda en
sık monopolar ve bipolar sistemler kullanılmaktadır. Ancak son dönemde
teknolojideki ilerlemelerin de katkısıyla popülarize olan lazer tiplerine göre
olmak üzere prostatı buharlaştıran (KTP- greenlight laser) veya doku olarak
çıkartan (Holmium laser) tipleri bulunmaktadır.
Prostatik stentler, prostatik üretral liftler, minimal
invazif basit prostaktetomi, transüretral mikrodalga terapi, transüretral
prostata iğne ablasyonu, intraprostatik enjeksiyonlar da iyi huylu prostat
büyümesinin cerrahi tedavisindeki yeni yöntemlerdir.”
Cerrahi teknik seçiminin kişiye özel olarak
yapılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Küçükdurmaz, aile öyküsü olan
erkeklerde 40, olmayanlarda ise 50 yaş itibariyle prostat hastalıkları
belirtileri gösterenlerin prostat kanser taraması için üroloji uzmanlarına
başvurmaları gerektiğini, sözlerine ekledi.