Mumcu,
su tüketiminin vücutta hayati öneme sahip olduğunu, suyun beyin, omurilik ve
diğer organların dış etkenlerden korunmasını sağladığını söyledi.
Su
tüketiminin ağız, burun ve göz dokularını nemlendirdiğini, akciğerdeki havanın,
vücuttaki su yardımıyla nemlendiğini, bunun da solunuma yardımcı olacağını
kaydeden Mumcu, su tüketiminin önemini şöyle sıraladı:
“-
Su, vücut ısısının dengede tutulmasını sağlamaktadır.
-
Günlük yeterli miktarda su tüketimi, metabolizmayı hızlandırmaktadır.
-
Besinlerin sindirilmesinde ve enerjiye dönüştürülmesinde su önemli bir yere
sahiptir.
-
Su, atık ve toksik maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olmaktadır.
-
Kan hacmi ve basıncı, su ile dengelenmektedir. Kanın vücuttaki akışkanlığını su
sağlamaktadır.
-
Su, oksijen ve besin öğelerini hücrelere taşıyarak, hücrelerin fonksiyonlarını
sağlıklı şekilde gerçekleştirebilmeleri için gerekli olan katı maddelerin
çözünmesini sağlamaktadır.
-
Kasların dengesi ve eklemlerin kayganlığı su ile sağlanmaktadır.
-
Vücutta oluşan ödemlerin atılmasında su önemli bir rol oynamaktadır.”
SU
EKLİKLİĞİ
Mumcu,
hafif, orta ve ileri derece su eksikliği bulgularını ise şöyle özetledi:
“Hafif
ve orta derece su eksikliği bulguları; ağız ve mukozada kuruluk, ateş, idrar
çıkışının azalması, kas güçsüzlüğü, baş ağrısı ya da bazı durumlarda baş
dönmesi, kısa ve uzun süreli hafızada zayıflık, algıların zayıflaması, uyku
hali, hafif sersemlik ve yorgunluk, aritmetik (analitik düşünme) yeteneğin
zayıflaması durumu, taşikardi, ortostatik hipotansiyon ve göz yaşında azalmadır.
İleri
derecede su eksikliğine yönelik bulgular ise aşırı susama, ağız, cilt ve
mukozada aşırı kuruma, hipertermi, terlemenin azalması, hipotansiyon, koyu sarı
ya da kehribar rengi idrar gelmesi, idrarın az gelmesi ya da hiç olmaması, göz
kürelerinde çökme meydana gelmesi, bilinç kaybı ve sinirlilik durumudur.”
Sıvı
kaybıyla ilgili bazı grupların olduğunu, genel anlamda çocuk ve yaşlıların
dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Mumcu, çocukların ne kadar ve ne
sıklıkta sıvı tükettiğine dikkat etmenin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Çocukların
susama duyularının, yetişkinlerde olduğu kadar iyi gelişmediğini ve fiziksel
olarak aktif olduklarından sıvı dengesini korumak için çocuklara düzenli olarak
su ile sıcak ve soğuk içecekler vermek gerektiğini anlatan Mumcu, “Tıpkı
yetişkinler gibi çocukların da yaz aylarında sıvı tüketimine daha çok dikkat edilmelidir”uyarısını yaptı.
Yaşlandıkça
susama mekanizmalarında duyarlılığın yaşa bağlı olarak azaldığını anımsatan
Mumcu, “Bu duruma bir de çoğu yaşlının fiziksel olarak genelde yorucu bulduğu
düzenli tuvalete gitme durumundan kaçınmak için sıvı alımını özellikle
kısıtladığını eklersek, artan sıvı kaybı riski ortaya çıkar. Yaşlıların, gün
içinde suya ek olarak düzenli bir şekilde sevdikleri meyve suları, çay, kahve,
sıcak çikolata ile çorba tüketmeleri önerilir” diye konuştu.
Sıvı
ihtiyacını en iyi karşılayan besinin su olduğunu ve bu nedenle sıvı ihtiyacını
karşılamak için günde en az 2 litre su tüketilmesi gerektiğine vurgu yapan Mumcu,
sıvı alımını artırmaya yönelik yöntemlerle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“-
Sabah aç karnına tüketilen 1 bardak su, güne dinç başlamaya yardımcı olur.
- Yemeklerden yaklaşık 10 dakika kadar önce içilen su, tokluk hissi
verdiğinden, daha küçük porsiyonlarla tok kalmaya yardımcı olacaktır.
-
Öğün aralarında içilen su, metabolizmaya daha kolay karışır ve bağırsakların
daha düzenli çalışmasını sağlar.
-
Sıvı ihtiyacını karşıladığı düşünülen çay, kahve, kola gibi kafeinli içecekler
diüretik olma özelliği taşımaktadır. Yani vücudumuzdan suyun daha kolay
atılmasına neden oluyor ve sıvı kaybını hızlandırıyor. Bu nedenle bunların
yerine soğuk olarak tüketilebilecek meyve çaylarını tercih edilmelidir.
-
Kafein alımını azaltmak vücuttaki suyun tutulmasını sağlıyor. Kafeini tamamen
bırakamayanların her 2 bardak kafeinli içecek tüketimi sonrasında mutlaka bir
bardak su içmesi gerekiyor.
-
Suyun içerisine eklenen nane, tarçın, karanfil gibi aromalı bitkiler veya meyve
parçacıkları ile su içmeyi daha keyifli ve kolay hale getirir ve faydasını
artırır.
- Ayran, sıvı kaybı ile kaybedilen minerallerin de yerine koyulmasını
kolaylaştırır.
-
Yaz meyvelerinin sıvı içeriği yüksek olduğundan öğün aralarında taze
meyvelerden hazırlanmış içecekleri tercih etmek önemli. Kilosuna dikkat
edenlerin taze meyve suları yerine meyve tüketmesi sıvı alımını artırır ve
tokluk hissi sağlar.
- Su içmeyi hatırlamak için anımsatıcılar kullanmak fayda sağlamaktadır. Örneğin; buzdolabına, çalışma masasına ya da telefona küçük notlar koymak, hatırlamayı kolaylaştırdığı için susamadan su içme oranını artırmaktadır.”