Yürürken bacakta aniden başlayan ağrı nedeniyle hareket etmeyi adeta
engelliyor. Ağrı dinlendiğinde geçiyor. Hastalık ilerlerse birkaç adım bile
atılmasına imkan vermeyecek şekilde şiddetlenebiliyor. Tedavide geç
kalındığında kangrene dönüşebilen bu hastalığın adı; periferik arter, bir başka
deyişle atardamar tıkanıklığı. İyi haber ise erken dönemde tedavinin, ağrısız
ve daha uzun süre cerrahi işlemsiz bir hayat vaat etmesi.
Atardamar tıkanıklığı kol ve bacaklara kan taşıyan atardamarları tutan bir
hastalık. Genelde damar kireçlenmesi, damar sertleşmesi sonucunda kol ve
bacaklara giden atardamarların bir veya daha fazla bölgede daralması ve/veya
tıkanması sonucu ortaya çıkıyor. Sinsi, yavaş ilerleyici özelliği olan bu
hastalık tedavide gecikilirse ileri safhalarında bacak kaybı gibi çok ciddi
sonuçlara yol açabiliyor. Acıbadem Fulya
Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk bu nedenle
atardamar tıkanıklığında erken tanı ve tedavinin son derece önemli olduğuna
dikkat çekerek, “Erken tanı ve bu sayede alınabilecek önlemler, pek çok hasta
için gerekli olabilecek stent, balon gibi işlemler ve büyük ameliyatların daha
geç dönemde yapılmasına imkan tanıyor. Bununla birlikte bacaklarda yürümekle
belirginleşen ağrı gibi şikayetlerin ilerlemesini
önleyebiliyor, hatta tümüyle geçmesini sağlayabiliyor. Özetle erken tanı
hastalara ağrısız ve daha uzun süre cerrahi işlemsiz bir hayat vadediyor ”
diyor.
Erkeklerde daha sık görülüyor
Diyabet, sigara, hipertansiyon ve hiperkolesterolemi atardamar tıkanıklığının
başta gelen risk faktörlerini oluşturuyor. Erkeklerde, östrojen kalkanı
olmaması gibi hormonal faktörlerin de etkisi ve sigara tüketiminin daha fazla
olması nedeniyle kadınlara oranla daha sık görülüyor.Kadınlardaki östrojen
hormonu koruyucu bir faktör olarak görev yapıyor, ancak menopoz dönemiyle
birlikte bu hormonun azalmasına paralel olarak sıklık artabiliyor. Bununla
birlikte genetik faktörler, şişmanlık ve stres de hastalığın ortaya çıkmasında
rol oynayan diğer etkenler arasında yer alıyor.
Yolda yürümeyi engelliyor
Periferik arter hastalığı bulunduğu atardamara göre bulgular veriyor. Kalp
ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk atardamar tıkanıklığı en sık
bacak damarlarında oluştuğu için belirtilerin de buna paralel olarak genellikle
bacaklarda görüldüğüne işaret ederek şu bilgileri veriyor: “Yürürken
bacaklardaki kasların kan ihtiyacı artıyor, ancak daralmış veya tam tıkanmış
damarlar bu artan ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalıyor. Bunun sonucunda kişi yürürken birdenbire başlayan ağrı
nedeniyle adeta hareket edemez hale geliyor. Ağrı dinlenmekle geçiyor. Hastalık
ilerledikçe yürüme mesafesi kısalıyor ve ağrı daha az mesafede belirmeye
başlıyor. Hatta ağrı daha da ilerlediğinde birkaç adım atılmasına bile imkan
vermeyecek şekilde şiddetlenebiliyor. İlerleyen safhalarda ayrıca hasta hiç
yürümese bile ‘dinlenme ağrısı’ olarak bilinen ağrı gelişmeye başlıyor.”
Geç kalınırsa uzuv kaybıyla
sonuçlanabiliyor
Ayaklarda soğuma, ısınamama; bacak kıllarında dökülme atardamar tıkanıklığının
diğer tipik belirtilerini oluşturuyor. Bacakta çok küçük travmalarda bile çok
ciddi yaralar oluşması ve bu yaraların iyileşmemesi de hastalığın ileri
dönemlerinde yaşanan önemli sorunlardan. Doç. Dr. Cem Arıtürk yaraların kimi
zaman herhangi bir travma oluşmadan da başlayabileceğini vurgulayarak “Problem
ilerlerse kangrene dönüşebiliyor ve tedavide geç kalınırsa uzuv kaybıyla
sonuçlanabiliyor” diyor.
Risk faktörlerinden uzak durmak çok
önemli!
Tedavide ilk basamağı, hastanın atardamar tıkanıklığı yaşamasına sebep olan
faktörlerin ortadan kaldırılması oluşturuyor. Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç.
Dr. Cem Arıtürk alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor.
- Kan şekeri ve yağ seviyelerinin normal sınırlarda tutulması, tansiyonun ideal değerlerde kalması ve sigara içilmemesi dikkat edilmesi gereken ilk kurallar.
- Varsa fazla kiloların verilmesi ve düzenli egzersiz yapılması da bir o kadar önem taşıyor.
- Tüm bu önlemlere rağmen şikayetleri azalmayan hastalarda kan sulandırıcı ve damar genişletici ilaçların kullanılması, altta yatan diyabet hastalığı ve hiperkolesterolemi varsa bunlara yönelik tedavilerin düzenlenmesi gerekebiliyor.
En son seçenek cerrahi tedavi
Daha ciddi şikayet yaratan, günlük hayatın devamına izin vermeyecek
derecede ağrıya sebep olan ve bacaklarda iyileşmeyen yaraların açılmasıyla
sonuçlanan atardamar tıkanıklıklarında ise ameliyatsız yöntemler ve cerrahi
yöntemler gerekebiliyor. Ameliyatsız yöntemler arasında aterektomi (kireçlerin
temizlenmesi), balon anjioplasti (ilaçlı ve/veya ilaçsız balonla damar
genişletme) ve stent anjioplasti (stent takılması) hastalığın seviyesi ve
durumuna göre kullanılabilecek yöntemler. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç.
Dr. Cem Arıtürk tüm bunlardan fayda alınamadığı veya
diğer yöntemlerin uygun olmadığı durumlarda ise cerrahi yöntemler olan
endarterektomi (damar içindeki kireçlerin açık yöntemle temizlenmesi) ve bypass
ameliyatlarının devreye girdiğini belirtiyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Doç. Dr. Cem Arıtürk en son seçenek olarak düşünülen cerrahi
yöntemlerin de hastalığın tedavisinde önemli bir yer tuttuğunu vurgulayarak
“Başarılı bir cerrahi tedavi bacak ağrısı ve yürüme mesafesinde azalma gibi
sorunların hemen tamamını çözüyor. Ancak cerrahi başarıyı, yapılan ameliyat
kadar, hastanın ameliyat sonrasındaki hayat tarzı da etkiliyor” diyor.