SANKO
Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Dr.
Öğr. Üyesi Yılmaz, 14 Şubat Uluslararası Epilepsi Günü nedeniyle bir açıklama
yaptı.
Epilepsi
hastalığının beyindeki sinir hücrelerinin anormal deşarjı sonucunda oluşan bir bozukluk
olduğunu anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, “Kadın ve erkeklerde görülme sıklığı
eşittir. Dünyada tahmini olarak 65 milyon epilepsi hastası olmakla birlikte
yıllık yaklaşık 2,4 milyon yeni epilepsi hastası eklenirken, ülkemizde ise bu
sayının 750 bin dolayında olduğu tahmin edilmektedir” ifadelerini kullandı.
NEDENLERİ
Epilepsinin
nedenlerine değinen Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, “Beyin hasarları, tümörleri ve enfeksiyonları,
felç, kafada travma, metabolik hastalıklar ve doğumsal anomaliler nedenler arasında
sayılabilir. Bilinen genetik bozukluklar da az da olsa nedenler arasında
sayılabilir. Bazı hastalarda altta yatan bir neden bulunamamaktadır” diye
konuştu.
TANI
Epilepsi
tanısının temelini klinik ve elektroansefalografinin (EEG) oluşturduğunu
kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, şu uyarılarda bulundu:
“Hastanın
geçirdiği nöbetlerin hasta ve yakınları ya da tanıklarca ifade edilmesi önemlidir.
Bunlara ek olarak teknolojinin gelişmesiyle video çekimlerinin kolayca
yapılması nöbet sırasındaki videolara kolay ulaşım sağladığı için tanının
konmasına büyük katkı sunmaktadır.”
EPİLEPSİ
NÖBETLERİ
Epilepsi
nöbetlerinin çocukluk ve yaşlılık döneminde daha sık karşılaşılmakla birlikte, her
yaşta görüldüğüne dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, çok değişik şekillerde
ortaya çıkabilen nöbetlerle ilgili olarak ise şu bilgileri paylaştı:
“Sıklıkla
geçici bilinç kaybına yol açar. Bunun dışında kollarda, bacaklarda titreme,
kasılma şeklinde büyük nöbetler görülebilir, bu kasılmalar tek bir kol ve bacakla
sınırlı kalabilir. Boş bakma şeklinde dalma nöbetleri, çiğneme-yutkunma,
üzerinde bir şeyler arama, pedal çevirme şeklinde pek çok hareket çeşitliliği
bulunan nöbetler görülebilir.
Bilinç
kaybının eşlik ettiği büyük nöbetlerde bunlara dilini ısırma, ağızdan köpük
gelmesi ve idrar kaçırma eşlik edebilir. Yine bu tür nöbetlerde hasta yere
düşebilir ve kırıklar, kafa travması da dahil olmak üzere bazı fiziksel
yaralanmalar yaşanabilir.”
NÖBETLERİN
KONTROL ALTINA ALINMASI
Epilepsi
nedeniyle yaşanan sıkıntıların çoğunlukla engellenebileceğini anlatan Dr. Öğr.
Üyesi Yılmaz, tedavinin temelini oluşturan ilaçlarla ilgili olarak şunları
kaydetti:
“Tedavide
temel, ilaçtır. Ancak unutulmaması gereken nokta, nöbetleri durdurmak için verilen
ilaçların planlı ve düzenli olarak kullanılmasıdır. İlaç tedavisi devam ederken
kontrollerin düzenli yapılması ilaçların etkinliği ve olası yan etkilerinin de
takibini sağlayacaktır.
İlaç
tedavisiyle yüzde 70 oranında nöbetler kontrol altına alınırken, ilaç
tedavisine rağmen kontrol altına alınamayan, dirençli gruplar için cerrahi
tedavi, diyet, nörostimülasyon ve pil tedavisi seçenekleri de epilepsi
merkezleri tarafından uygulanmaktadır.”
SOSYAL
SORUNLAR
Epilepsinin
çok yaygın görülmesine rağmen toplum tarafından doğru olmayan algılanma ve
bilgilendirilme nedeniyle bu hastaların dışlanma, damgalanma gibi bazı sosyal
sorunlarla da mücadele etmek zorunda kaldığına vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi
Yılmaz, şöyle devam etti:
“Bu
durum epilepsi hastalarında eve kapanma, sosyal izolasyon gibi sorunlara neden
olmakta, yaşam kalitelerini daha da düşürmektedir. Tüm bunları yaşamamak için genellikle
hastalıklarını sakladıklarından etkin tedaviye ulaşmada sorun yaşamaktadırlar.
Epileptik
nöbetlerin tam olarak bilinmediği ülkemizde bu hastalığa sahip çocuklar ebeveynleri
tarafından gizlenip dış çevreden ayrıştırılabiliyor. Bu nedenle gerekli ve
yeterli tedavileri alamadıklarından, eğitim ve iş olanaklarından yoksun kalıp
aile kurmada engellerle karşılaşmaktadırlar.
Hastalığın
tek bir antiepileptik ilaçla tedavi edilmesiyle bile hastalar günlük yaşamlarını
iyi bir şekilde sürdürebilir, okulda eğitimlerini alabilir, iş yaşamına dahil
olabilir, aile kurup, bilim, sanat gibi farklı kulvarlarda büyük ve başarıları
işlere imza atabilir. Bu hastalığa sahip bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak
için toplumsal farkındalığı artırmalıyız.”
Dr.
Öğr. Üyesi Yılmaz, SANKO Üniversitesi Hastanesi olarak tüm epilepsi hastası
bireylerin ve onlara destek verenlerin 14 Şubat Uluslararası Epilepsi Günü’nü kutladıklarını
da sözlerine ekledi.