Kamu
Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu (HAKSEN) Genel Başkanı Ayhan Çivi,
memleketi Elbistan’da ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu. Ekonomide
yaşanan olumsuzluklara dikkat çeken Genel Başkan Çivi, milli birlik sayesinde,“Ekonomik saldırı, millet iradesine toslamıştır” dedi.
Ceyhan
Nehrinin kaynağı Elbistan Pınarbaşı’nda HAKSEN Elbistan İlçe Başkanı Ahmet
Hakan Özdemir ve diğer sendika yetkilileri ile bir araya gelen Kamu Çalışanları
Hak Sendikaları Konfederasyonu (HAKSEN) Genel Başkanı Ayhan Çivi, ekonomi,
sendikal ve işçi sorunları ile Elbistan’ın yerel sorunları hakkında yaptığı
çarpıcı açıklamalarda şunları söyledi:
“EKONOMİK SALDIRI MİLLETİN
İRADESİNE TOSLAMIŞTIR”
“Ülkemiz
üzerinde ince hesaplar hala devam etmektedir. Bu defa da Türkiye Cumhuriyeti
Devletini köşeye sıkıştırmak ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettirmek
için sözde dost gözüken ABD, açık bir şekilde ekonomik araçlarla saldırıya
geçmiştir. İçimizdeki hainlerin silahla yapamadığını Dolar'la yapmaya
çalışmaktadır.
Ancak,
yedi düvele karşı bağımsızlığını korumayı başarmış yüce Türk milletini bu tür
senaryolarla sindireceğini ve korkutacağını düşünenler büyük bir yanlışın
içindedir. Tabiri caiz ise ekonomik saldırı senaryosu da milletin iradesine
toslamıştır.
“TOPLU SÖZLEŞME ÖLMÜŞTÜR”
Sözde
yetkili sendika Memur-Sen ile hükümet arasında geçtiğimiz yıl Ağustos ayında
yapılan toplu sözleşme ile memur ve emeklilerine yapılan maaş artışı enflasyon
tarafında ezilerek, geçerliliğini yitirmiştir. 2,5 milyon memur ve 1,8 milyon
emekli adına sözleşmeye atılan imzanın vebali de atanın üzerinde kalmıştır.
Bunun bir toplu sözleşme olmadığı, tam aksine memuru ve emekliyi toptan satış
sözleşmesi olduğu kısa sürede anlaşılmıştır. 2018 yılı için yüzde 4+3,5 maaş
artışına imza atılırken enflasyon yüzde 15,85 olmuştur. Bu rakamlar da
gösteriyor ki artık memur ve emeklinin maaş zammına enflasyon karar verecektir.
Kısacası,
toplu sözleşme ölmüştür. Sendikaların görevi, çalışanların haklarını korumak ve
geliştirmektir. Yasaların tüm çalışanlara adil bir şekilde uygulanmasını
sağlamak için çaba sarf etmektir. Ancak, asli işlerini bir tarafa bırakan bazı
sendikalar, hükümetin ve kamu yönetiminin görevlerini de üstlenmek gibi rol
kapma derdine düşmüşlerdir. Kamudaki atama ve terfi işlerinden tutun da kamu
yöneticilerinin liyakat ve becerilerini değerlendirme noktasına gelmişlerdir.
Bu durum, devletimiz için de çalışanlar için de milletimiz için de son derece
tehlikeli bir yoldur. Bu durumun, "üreten biziz, yöneten de biz olacağız.
EK GÖSTERGE HAKKINDA
Kamu
personelinin emekli olduktan sonra da aile sorumluluklarını hakkıyla yerine
getirebilmesi için emekli aylığının ve emekli ikramiyesinin hesaplanmasında
kullanılan ek gösterge düzenlemesinin belirli hizmet sınıfları yerine tüm kamu
personelinin ek göstergelerinin yükseltilmesini kapsayacak şekilde yapılması
daha adil bir düzenleme olacaktır. Kamu görevlilerinin büyük bir çoğunluğunu
ilgilendiren en önemli konulardan birisi de maaşlara ek olarak yapılan
ödemelerin emekli maaşının hesaplanmasında dikkate alınmamasıdır. Bu nedenle,
kamu görevlilerinin fiilen çalışırken almakta oldukları ücret ile emekli
maaşları arasında çok ciddi fark oluşmaktadır.
Emekli
aylıklarındaki ciddi düşüş nedeniyle emeklilik hakkını elde eden kamu
çalışanları aile sorumluluklarını yerine getirebilmek için çalışmaya devam
etmek zorunda kalmaktadır. Buna rağmen emekli olmak zorunda kalanlar ise bir
başka iş aramak zorunda kalmaktadır. Bu nedenle, halen tüm kamu çalışanlarına
yapılan ek ödemelerin taban aylığına dahil edilmesini istiyoruz. Kamu
çalışanlarının dini vecibelerini ve bayramın icaplarını yerine getirebilmeleri
için yılda iki maaş tutarında ikramiye verilmesi, hem çalışanların belirli
dönemlerde artan maddi ihtiyaçlarına çözüm olacak, hem de ekonomiye canlılık
getirecektir.
“CEYHAN NEHRİ VE KAYNARCA
RİSK ALTINDADIR”
Bugün
kenarında toplantı yaptığımız Kaynarca ciddi risk altındadır. Bu zenginlik
yüzyıllardan beri Elbistan'ın gurur kaynağı olmuştur. Ancak, son zamanlarda
Ceyhan Nehrini besleyen Kaynarca’daki suyun azalması ve kirlenmesi ciddi bir
çevre felaketine işaret etmektedir. Pınarbaşı'nın doğal halinin korunması ve
sonraki nesillerin de bu güzelliği görmesini sağlamak Elbistan'da yaşayan
herkesin görevidir. Bu durum partiler ve siyaset üstüdür. Siyasi malzeme
yapılamayacak kadar da önemli bir konudur. Yüzyıllardır Elbistan'a yaşam
kaynağı sunan bu mirasa karşı hepimizin sorumluluğu vardır. Elbirliği bu
gidişin önüne geçmeliyiz. Elbistan'ın doğal zenginlikleri hepimizindir.