Halk arasında ‘titreme’ hastalığı olarak da bilinen
Parkinson, beyin hücrelerinin tahribatıyla yaşam kalitesini ciddi şekilde
etkileyen ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı. Genellikle 60’lı yaşlarda
ortaya çıkmakla birlikte daha erken yaşlarda da görülebilen hastalık, günümüzde
ortalama yaşam süresinin uzamasıyla giderek yaygınlaşıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Beyin ve Sinir
Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Pulat Akın Sabancı “Parkinson hastalığı vücut hareketlerini etkilediği için hastanın hayat
kalitesini zamanla giderek düşürür. Hastalık, sinir hücrelerinin birbirleriyle
iletişimini sağlayan ‘dopamin’ adı verilen bir maddenin azalması sonucu
geliştiğinden, hastalar ilk senelerde dopamin ve benzer etkiye sahip ilaçlarla
bir balayı süresi yaşayabilirler. Ancak ilerleyici bir hastalık olması
nedeniyle zamanla ilaçların dozları yeterli gelmemeye başlar ve hekim
kontrolünde ilaç dozları artırılır. Çok yüksek ilaç dozlarına çıkıldığında
hastalarda istemsiz hareketler başlar. Bu durumda cerrahi tedavi (beyin pili) gündeme
gelir” diyor.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Pulat Akın
Sabancı, Parkinson hastalığı hakkında en çok merak edilen 5 soruyu sıraladı,
önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Bu belirtilerle
kendini gösteriyor!
- Sinsice başlayan ve genellikle tek taraflı elde titreme ile farkedilen Parkinson hastalığında el titremesi dinlenme sırasında görülüyor. El hareket ettiğinde titreme duruyor.
- Titremenin yanında hareketlerde yavaşlama ve sertlik görülüyor. Kaslardaki bu sertlik daha çok hastanın el bileği, dirsek, kalça ve diz gibi eklemlerinde hareketi zorlaştırıyor.
- Zorlaşan hareket sebebiyle hastada duruş ve yürüme bozukluğu gelişiyor. Hastalar belli bir süre sonra yürürken kollarını eskisi gibi sallayarak yürüyememeye başlarken, kollarındaki normal salınım hareketi kayboluyor.
- Yüz ifadelerinde donukluk (mimiklerinde azalma) oluyor.
- Konuşmalarında monotonluk ve daha kısık sesle konuşma da görülebiliyor.
Yaşam kalitesi
iyileştirilebiliyor
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Pulat Akın
Sabancı “Parkinson hastalığının tam şifaya ulaştıran kesin bir tedavisi yoktur.
Yalnız hastalığın bulgularını azaltmaya veya geri çevirmeye yönelik ilaçlar
bulunmaktadır. İlaçlara direnç gelişmesi durumunda veya şikâyetlerin (özellikle
titremenin) ilaçlarla istenildiği kadar güçlü şekilde kontrol edilememesi
durumunda cerrahi tedavi (beyin pili takılması) uygulanabilir” diyor.
Beyin pili hastaya
özgürlük sağlıyor
Parkinson cerrahisinde asıl amacın; hastanın
kullandığı ilaçların sayısını ve dozlarını düşürmek olduğunu belirten Doç. Dr.
Pulat Akın Sabancı, bu nedenle ameliyat öncesinde kullanılan dört-beş farklı
Parkinson ilacının, bir ya da iki ilaca düşürüldüğünü, uygun görülen bazı
hastalarda ilacın tamamen de kesilebildiğini söylüyor. Beyin pilinin, ilaçlara
rağmen hayat konforu gerilemeye başlayan hastalara kimseye bağımlı olmadan
yaşayabilme, yüzme ve fiziki kapasitesine uygun spor faaliyetlerini yapabilme
imkanı sağladığına dikkat çeken Doç. Dr. Pulat Akın Sabancı, takılan sistemin
cilt altında kalmasından dolayı dışarıdan herhangi bir parçasının görülmediğini
belirtiyor.
Parkinson hastasına
beyin pili takılabilmesi için…
Beyin pili ameliyatına uygun hastalar Beyin ve Sinir
Cerrahisi ve Nöroloji uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından belirleniyor.
Beyin pili takılabilmesi için hastaların bazı kriterlere uygun olması
gerekiyor. İlaçla şikayetleri düzelen hastalara beyin pili takmaya gerek
olmadığını belirten Doç. Dr. Pulat Akın Sabancı şöyle konuşuyor: “Bazı hastalarda
Parkinson’a benzer bulgularla başlayan ancak yıllar içinde farklı hastalıklara
dönüşen durumlar gözlenir. Bu sebeple beyin pili takılacak hastaların Parkinson
hastası olduğundan emin olmak için en az birkaç sene beklenmesi gerekir. Ayrıca
hastalar genel anestezi alabilecek tıbbi şartları sağlamalıdır.”
Beyin pili ameliyatı
iki aşamada gerçekleşiyor
Ameliyat iki evrede gerçekleştiriliyor. Yaklaşık üç
saat süren ameliyatın ilk ve daha uzun süren bölümünde hasta genel anestezi
almıyor. Lokal anestezi ile hastanın başına bir çerçeve takılarak, işlem
süresince şuurunun açık olması isteniyor. Hasta herhangi bir ağrı duymuyor.
Beynin özel çekirdeklerine kabloların takıldığı bu ilk evrenin ardından çerçeve
çıkarılıyor. Genel anestezi ile uyutulan hastanın göğüs bölgesinde cilt altına
bu kabloların birleştirileceği pil yerleştiriliyor. Ameliyat sonrası bir gün
hastanede kalınıyor. Bir hafta sonra da hasta dikişlerinin kontrolü ve pil
ayarlarının yapılması için poliklinik kontrolüne çağrılıyor.