Modern
çağın getirdiği hareketsizlik ve yanlış beslenme alışkanlıkları günümüzde bazı
sağlık sorunlarının daha fazla yaygınlaşmasına neden oluyor. gaz ve şişkinlik şikayeti de o sorunlar arasında yer alıyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Suna Yapalı “Gaz ve şişkinlik yaşam
kalitesini etkileyen önemli bir sorun. Toplumumuzda yaklaşık her 4 kişiden
birinde görülüyor ve gastroenteroloji poliklinik başvurularının önemli bir
kısmını oluşturuyor. Hastalar, midede ya da karında gaz, geğirme, karında
şişkinlik ve aşırı gaz çıkarma yakınması ile başvurmaktadırlar. Gaz ve
şişkinlik tedavisi oldukça zordur, hastalar ilaçlara rağmen şikayetleri
tekrarladığı için genellikle mutsuzdurlar. Bu nedenle iyi bir hekim-hasta
işbirliği ile hastalara zaman ayrılarak sebeplerin ve düzeltilebilir
faktörlerin anlatılması başarı oranlarını artıracaktır” diyor. Karında
şişkinlik ve gaz yakınmasının altta yatan faktörlerinin mutlaka araştırılması
gerektiğini belirten Doç. Dr. Suna Yapalı, herhangi bir hastalıktan
kaynaklanmıyorsa kişinin tükettiği besinler ve yaşam tarzı ile ilişkili
olduğunu, alınacak bazı önlemlerin sorunla mücadelede fayda sağlayabileceğini
söylüyor. Doç. Dr. Suna Yapalı, gaz ve şişkinlikten kurtulmanın 9 yolunu
anlattı, çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
1.Aşırı
hava yutmayın!
Yutulan hava, sindirim
sistemindeki gazın en önemli sebeplerinden birisi. Hızlı yemek yemek, yemek
yerken konuşmak, sakız çiğnemek, sigara, puro ya da pipo kullanmak, içecekleri
pipetle içmek, derin iç çekmek daha fazla hava yutulmasına neden olurken gaz ve
şişkinliğe yol açıyor. Hava dışarı atılamazsa aşağıya bağırsaklara inerek
karında dolgunluk, şişkinlik ve ağrıya yol açabiliyor. Bu nedenle telaşeden
uzak, iyice çiğneyerek yemek yemeli, yerken çok konuşmamalı, katı besinleri su
ile yutmamalı, içecekler geniş ağızlı bardaklardan içilmeli, puro, pipo, sigara
içmemeli, ağız açık uyumamalı ve derin iç çekmelerden kaçınılmalı.
2.Az
yağlı ve küçük porsiyonlar tüketin
Bir oturuşta büyük
porsiyonlar yerine, daha az ve daha sık yemeye özen gösterin. Yemekler az yağlı
olmalı çünkü yağ ve hava beraberliğinde mide içerisindeki basınç artıyor,
ayrıca yağlı gıdalar mide boşalımını yavaşlatarak karında rahatsızlık ve
şişkinliğe yol açıyor.
3.Yemek
sonrası uzanmayın
Kişinin oturuş ve duruş
şekli gazın bağırsaklara iletilmesinde önemli rol oynuyor. Oturma pozisyonunda
yutulan hava yemek borusundan geri çıkarak ağızdan atılırken, yatar pozisyonda
ise ince bağırsaklara geçiyor. Yemeklerden sonra sırt üstü yatmayın. Dik
oturun, ayakta durun ya da yürüyüş yapın. Ayrıca bazı kişilerde yapısal olarak
karın kaslarındaki gevşeklik ve yemek sonrası kambur oturmaya bağlı olarak
bağırsaklardan gaz çıkışı sağlanamıyor.
4.Yürüyüş
ve egzersiz yapın
Fiziksel aktivite
bağırsakları daha düzenli hareket ettirerek gaz atılımını ve dışkılamayı
kolaylaştırıyor. Yemeklerden 2 saat sonra yapılan yürüyüş gazın atılmasını
sağlıyor. Ayrıca yoga gibi karın kaslarını çalıştıran egzersizler de sindirim
kanalından gaz çıkışına fayda sağlıyor.
5.Laktoz
intoleransına dikkat
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr.
Suna Yapalı “Bazı kişiler belirli
karbonhidratları sindiremezler. Klasik bir örnek, süt ürünlerinde bulunan ana
şeker olan laktozdur. Bu nedenle, büyük miktarlarda laktoz içeren süt, yoğurt,
ayran, krema, tereyağı ve dondurma tüketmek, kramp ve ishal ile birlikte artan
gaz üretimine yol açabilir. Laktoz içerikleri düşük olduğu için kaşar peyniri,
beyaz peynir, süzme peynir, labne peynir ve lor peyniri gibi peynir türleri
ciddi semptomlara yol açmıyorsa tüketilebilir” diyor.
6.Sebze,
meyve ve lifli gıdada aşırıya kaçmayın
Lifli gıdalar sindirim
sistemi sağlığı için gerekli ancak lifli gıda alımını yavaş yavaş artırın ve
vücudunuzun adaptasyonunu sağlayın. Aşırı sebze ve meyve tüketiminin de gaz
üretimini artıracağını unutmayın.
7.Gazlı,
şekerli içecekler ve tatlandırıcılardan uzak durun
Gazlı içecekler, maden
suyu, kola, bira, soda, fruktoz içeren meyve suları, tatlandırıcılar ve bu
tatlandırıcıların kullanıldığı sakızlar dahil ürünler ile efervesan
tabletlerden (suya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren
eriyen tabletler) uzak durun.
8.Bu
besinleri tek başına tüketerek diyet listesi tutun
Brüksel lahanası, lahana,
brokoli gibi gıdalar daha fazla gaz üretimine yol açarak gaz ve şişkinlik
yakınmasına yol açabiliyor. Bunun yanı sıra, sarımsak, soğan, fasulye, nohut,
bakla, bezelye, havuç, kereviz, patates, patlıcan, mantar, turp, pırasa, kuru
üzüm, muz, kayısı, erik, kiraz, çilek, kavun,karpuz, elma, ekşi meyveler
(portakal, kivi, armut), şeftali, bulgur, mercimek, buğday tohumu, simit, hamur
işleri, çok şekerli tatlılar da gaz üretimini artırıyor. Kişiden kişiye
farklılıklar olmakla beraber gaz ve şişkinlik yakınmanız varsa bu gıdaları tek
başına tüketin. Diyet günlüğü tutarak şikayetinizi artırdığını tespit ettiğiniz
gıdadan uzak durun.
9. psikiyatrik destek almaktan kaçınmayın
Huzursuz Bağırsak
Sendromu'nda, bağırsaktan mesaj taşıyan sinirler aşırı aktif oluyor ve normal
miktardaki gazın daha fazla ve daha aktif hissedilmesine yol açıyor. Karın
ağrısı, şişkinlik, ishal ve/veya kabızlığa neden olabiliyor. Huzursuz Bağırsak
Sendromu tanısı organik bir hastalık dışlandıktan sonra konulmalı. Hekim
önerisi doğrultusunda ilaç tedavisi ve gerektiğinde psikiyatrik destek almaktan
kaçınmayın.
Dikkat!
Gaz ve şişkinlik bu hastalıkların belirtisi olabilir!
Gaz ve şişkinlik; sindirim
sistemi veya diğer karın içi organ kanserleri, bağırsak enfeksiyonları,
inflamatuar bağırsak hastalıkları, karaciğer sirozu, kronik pankreatit ya da
çölyak hastalığı gibi önemli hastalıkların habercisi olabilir. Ayrıca hassas
bağırsak sendromu veya laktoz intoleransı gibi altta yatan organik bir
problemin olmadığı ancak kişinin yaşam kalitesini bozan durumlara bağlı da
oluşabilir. Organik bozukluklar dışlandıktan sonra altta yatan hastalığı
olmayanlarda şişkinliği ve gazı önlemeye yönelik önlemlerle sorunun önüne
geçilebilir.
Glutensiz
beslenmeyi hekiminiz önerirse uygulayın!
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr.
Suna Yapalı “Şişkinlik
şikayeti olan pek çok kişi kendisinde gıda intoleransı olduğundan şüphelenerek
gıda intolerans testlerine başvurmaktadır. IgG temelli kan örneği ile yapılan
ticari testler gıda intoleransı olmayan kişilerde bile yüksek sonuçlar
verebilmekte, hatta hayatınızda hiç tüketmediğiniz bir gıdaya bile intolerans
olduğunu gösterebilmektedir. Bu testler pahalıdır ve kanıt değerinin düşük
olması nedeniyle Allerji, İmmunoloji ve Gastroenteroloji otoritelerince
önerilmemektedir. Bunun yerine gıda intoleransından şüphe edilen gıdaların
diyetten belirli bir süre ile çıkarılması, şikayetlerin ortadan kalkması ve
diyete ilave edilmesiyle şikayetlerin tekrarlaması tanıya yardımcıdır. Ayrıca
glutensiz diyet sektörünün büyümesi ile glutenin şişkinlik yaptığı inancı
yaygınlaşmış ve glutensiz beslenme alışkanlığı meşhur olmuştur. Ancak
bilinçsizce glutensiz beslenme, uzun dönemde kalp ve damar hastalıkları,
diyabet, obezite, kalp ve damar hastalıkları riskini artırmaktadır. Bu nedenle
Çölyak hastalığı tanısı konulan kişiler dışında uygulanmamalıdır.