Beyin kafatası içinde yer alan yumuşak kıvamda bir organdır. Birçok
koordineli ve rastgele hareketin merkezidir. Bilinç ve duygusal yaşamın da
merkezindedir. Hayati fonksiyonlarımızı kontrol eder. Bu nedenle, hayatımızın
merkezindedir. Beyinle ilgili en ufak bir hastalık şüphesi, hastayı ciddi moral
bozukluğuna ve depresyona itebilir. Ancak gerçek, öyle değildir. Beyinde yer
alan her hastalık, kitle, kist her zaman ciddi sonuçlarla sonuçlanmaz.
En yaygın belirti baş ağrısı!
Beyinde yer kaplayan hastalıklara baktığımızda bunların benign (iyi),
malign (kötü) karakterlerde davranış gösterebildiğini söyleyebiliriz. Hastalar
kitlenin bulunduğu yer ile ilgili fonksiyonel kayıplarla ve genel şikayetler
ile doktora başvururlar. Hastalarda problemin başlamasının ana sebebi; kapalı
bir alanda bulunan beyinde yani kafa içinde basıncın artmasıdır. En sık başvuru
sebebi baş ağrısıdır. Sonrasında bulantı-kusma, şuur dalgalanmaları, uyku hali,
baş dönmesi ve nöbet geçirme, vücudun farklı bölgelerinde kuvvetsizlikler, iştahsızlık,
unutkanlık gelmektedir. Ancak şikayetler çok daha çeşitlilik gösterebilir.
Hastalarda kitlenin bulunduğu yerin farklılığına göre dengesizlik, çift görme,
görememe, yazılanı okuyamama, konuşamama, konuşulanı anlamama, yeni kelimeler
ile konuşma, işitme bozuklukları, kulaklarda çınlama, kişilik değişiklikleri
görülebilir. Bazılarında ise kafada şişlik, gözde dışarı doğru şişme, yüz felci
gibi belirtiler olabilmektedir.
- * Benign (İyi huylu) Tümörler
Aslında bu tabiri yavaş büyümelerinden, beyin dokusundan kolay
ayrılabilmelerinden, tedavilerle sonuçlarının iyi olmalarından ve genellikle
beyin dokusu dışından gelişmiş olmalarından almışlardır. Tabii ki en önemli
tanıyı patoloji sonucu vermektedir. Ancak genellikle meningiomalar, hipofiz
adenomları, kraniofaringiomalar, dermoid ve epidermoid tümörler, kolloid kist,
nörinomlar bu gruba girmektedirler. Cerrahi olarak tedavi edilen ve
tedavilerinde başarı şansı çok yüksek olan bu kitlelerde genellikle ameliyat
sonrasında ek bir tedavi gereksinimi olmamaktadır. İyi huylu kistler genellikle içi sıvı dolu büyümeyen ya da çok yavaş büyüyen iyi huylu
yer kaplayan lezyonlardır. Kistlerde eğer bulunduğu yerde beyindeki su
dolanımını bozan bir yerleşim yoksa takip etmek ve büyüme durumunda müdahale
etmek esastır. Kistin çıkarılması, kistin boşaltılıp takip edilmesi, kistin bir
sistem takılarak sürekli boşaltılması tedavi seçenekleri arasındadır.
- * Malign (Kötü huylu) Tümörler
Kabaca 2 başlık altında incelenirse;
Glial tümörler: Beyin dokusu içinden
gelişen tümörlerdir. Ya beyindeki sinir hücrelerinden ya da beyindeki sinir
hücreleri arasındaki destek hücrelerinden çıkmaktadırlar. Beynin en sık
görülen, tümörleridir. Aynı zamanda beynin en sık görülen malign tümörleridir.
Hızlı büyüme ve beyine yayılım özelliğine sahiptirler. Kontrolsüz
çoğalabilmektedirler. Dereceleri vardır. Derecelerini radyolojik olarak tahmin
etmek mümkün olsa da kesin tanıyı ve sonucu patoloji vermektedir.
Vakit kaybetmemek gerekiyor!
Genellikle şikayetler çok hızlı gelişmekte ve şikayetlerin bir çoğu beraber
olmaktadır. Hastalara tanı konulduğu anda, fazla zaman kaybetmeden tedaviye
başlanmalıdır. Bu tedavilerin başında da cerrahi tedavi gelmektedir. Çünkü
buradaki asıl amaç; tümörün yarattığı yükü ortadan kaldırmak ve beyini
rahatlatmaktır. Sadece cerrahi tedavi ile yetinilmemektedir. Hastada patoloji
sonucuna göre genellikle ek tedavilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlar;
streotaktik radyoterapi, konvansiyonel radyoterapi, kemoterapi olabilmektedir.
Süreçte hastayı yakından takip etmek gerekmektedir. Hastaları çok disipliner
şekilde (onkoloji uzmanı, radyoloji uzmanı ve beyin cerrahı beraber) takip
etmek gerekir.
Metastazlar: Vücudun başka bir
yerindeki tümörün beyine yayılması ile beyinde kötü huylu yayılım ve bası
yaratan tümörlere, beyin metastazı denir. Genellikle bunlar; akciğer, meme ve
bağırsak sisteminden olmaktadırlar. Böbrek, cilt ve prostat kaynaklı da
olabilmektedirler. Hızlı yayılımlıdırlar. Hastalarda birden fazla yerde yayılım
görülebilir. Tedaviyi belirleyen noktalardan bir tanesi budur. Eğer çok fazla
ve beynin derin noktalarına yayılım varsa daha çok onkolojik (radyoterapi,
kemoterapi)tedaviler uygulanır. Ancak; tek yayılım ya da çıkarılmasında hastada
ek problem yaratmayacak kitleler görülürse, cerrahi olarak tedavi etmek
gerekir. Bu sırada yayılımın geldiği organdaki kitlenin de tedavisini eş
zamanlı programlamak gerekir. Diğer hekimlerle konsulte edilerek, aciliyet
durumuna göre tedaviyi şekillendirmek gerekecektir. Operasyon sonrasında da
hasta yakından takip edilmelidir.