Kardiyovasküler
sistem hastalıkları arasında mevsim geçişinden en çok etkilenen hastalıklardan
biri varistir. Özellikle ailesel riski olanlarda, erken yaşlarda başlama
ihtimali yüksek olan varis hastalığı günümüzün sorunlarından olan hareketsiz
yaşam ve mesleki deformasyonlar gibi yaygın nedenlerden dolayı toplumun büyük
kısmını etkiliyor. Ancak hastalık, sinsi seyri ve rahatlıkla göz ardı
edilebilecek şikâyet profili nedeni ile uzun süre gizli kalabiliyor.
Yaz ayları, varis
hastalığının şikâyetlerinin arttığı bir dönem olduğu için tanı konulabilmesinin
de kolay olduğu dönemdir. Sağlıklı bireylerde dahi havaların ısınması, nem
miktarının artması ve buna ek olarak özellikle yeterli miktarda sıvı alınmaması
nedeniyle vücutta meydana gelen sıvı kaybı, sıcak aylarda toplardamarlarla
alakalı sorunların oluşumuna veya şikâyetlerin belirmesine neden oluyor. Bu
durum havaların ısınmaya başladığı bahar ayları ile birlikte hastaların hekime
başvurma oranını da belirgin biçimde artırıyor.
Varislerin, genel olarak
bacak toplardamarlarında meydana gelen yapısal bozulmalar ve genişlemeler
olarak tarif edildiğini belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve
Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, “Erkeklere oranla
kadınlarda daha fazla görülen varisin, havaların ısınması sonrası hem görsel
kaygılar hem de kişilerin hissettiği şikâyetler nedeni ile önemi bir kat daha
artmakta. Pantolon veya kalın çorap gibi kışlık giysilerin raflara kaldırılıp
etek, şort gibi bacağı açıkta bırakan kıyafetlerin giyilmeye başlaması ile
görsel ve estetik kaygılar özellikle kadınlar için ön plana çıkmaya
başlamaktadır. Varisleşmiş kılcal ve büyük damarların görülmesi, fark edilmesi
veya rahatsızlığın hissedilmesi de bu nedenle sıklıkla bahar aylarına denk
gelmektedir. yaz ayları yaklaştığı için tedavi şansını kaçırdığı düşüncesi pek
çok hastanın kafasında belirmektedir. Deniz, plaj mevsimi olan, varis çorabı
giymenin görece zor olduğu ve direkt güneş ışınına maruz kalınırsa iz oluşması
ihtimalinin yüksek olduğu yaz aylarında hastalar varis tedavisinden
kaçınmaktadırlar. Halk arasında yerleşmiş olan kanının aksine, varis
hastalığında tıbbi sebeplerle tedavi gerektiği durumlarda veya estetik amaçlı
işlemler yaz aylarında da yapılabilmekte. Özellikle cilt üzerinden uygulanmakta
olan radyofrekans işlemlerinde, estetik sorunlara sebep olan kılcal varisler yaz aylarında da başarılı bir şekilde yok edilebilmektedir.” dedi.
Sıcakta varis Çorabı İhmal Ediliyor
Sıcak havaların varis
çorabı kullanmayı zorlaştırdığını söyleyen Dr. Cem Arıtürk,
“Tüm bu mevsimsel özelliklerin yanında varis hastalığının tedavisinde önemli
bir yer tutan varis çoraplarının kullanılması da sıcak yaz aylarında çok zor
olmaktadır. Bu nedenle giyilmesi ihmal edilmekte ve gün sonuna doğru oluşan
bacak ağrısı, dolgunluk hissi, şişlik gibi şikâyetler yaz aylarında daha bariz
bir şekilde ortaya çıkmaktadır.” dedi.
Güneşin
Etkilerine Dikkat
Varis hastalarının güneşin
etkilerine karşı son derece dikkatli olması gerektiğini söyleyen Dr.
Cem Arıtürk sözlerini şu şekilde noktaladı: “Tüm bu
etkilerin azaltılması ve şikayetlerin kontrol altına alınabilmesi için yaz
aylarında varis hastalarının mümkün olduğunca güneşlenmekten kaçınmaları,
güneşlenmek isteyenlerin sabah saat 10:00’dan önce ve akşamüstü saat 16:00’dan
sonra güneşlenmeyi tercih etmeleri, güneşlenme sonrasında soğuk su ile bacak
masajı yapmaları veya denize girmeleri önerilir. Benzer şekilde havanın sıcak
olduğu ve güneş ışınlarının dünyaya dik açı ile ulaştığı 10:00-16:00 aralığını
mümkün olduğunca serin, gölge ortamlarda bulunmak yalnız varis hastalığından
ötürü değil genel sağlık açısından da önemlidir.Bununla birlikte yüzme, yürüme
gibi aktivitelerin bacaklardaki kasların çalışmasına sebep olacağı ve
varisleşmiş damarlardaki akımı kolaylaştıracağı bilinmektedir. Yaz aylarında
yeterince sıvı almak damarlardaki kanın daha akışkan olmasını ve kan akımının
daha rahat olmasını sağlamaktadır; bu nedenle günde en az 2 litre sıvı tüketmek
gerekmektedir.”