Bitkilerin
şifalı etkileri muhtemelen insanlık tarihi kadar eski bir bilgidir. Arada bir
gaz sıkıntısını gidermek için rezene çayı, bağışıklık sistemini güçlendirmek
adaçayı içmeyen veya zencefil, limon ve balla yapılmış sıcak bir ıhlamurla
gribe karşı mücadele etmeyen yok gibidir. İşte bu bilgi, yani “bitkiler doğal
ürünlerdir ve doğal olan ilaçtan daha etkilidir, üstelik zararsızdır” algısı
her zaman doğru değil. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kalp
ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Arnaz, kanı
çok fazla sulandırmaları nedeniyle, özellikle zencefil ve zerdeçal tüketiminin
ameliyatlar öncesi dönemde mutlaka durdurulması gerektiğinin altını çiziyor.
‘Doğal
olan’ her zaman güvenilir mi?
Yeşil çayın siyah çaydan
daha faydalı olduğunu her zaman duyarız. Ancak aşırı – günde 3 fincandan fazla
– miktarda yeşil çay ve diğer bitki çayları kullanımı karaciğer başta olmak
üzere birçok organı ciddi oranda yoruyor. Şifalı olarak bilinen bitkiler üzerinde
hala çok detaylı araştırmalar yapılmış değil. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Dr. Ahmet Arnaz, değişik bitki türlerinin, alınması gereken doz bilinmeden veya
o bitki üzerinde herhangi bir çalışma ya da kullanım tecrübesi yokken
tüketilmesi durumunda karaciğerin çökmesi, böbrek yetersizlikleri, kalpte
aritmi gibi önemli sorunlara yol açabildiğine dikkat çekiyor. Yani ‘doğal olan’
her şey her zaman güvenilirdir ya da yan etkisi yoktur anlamına gelmiyor.
Peki
bitkiler ‘gerçekten’ mucizevi derecede faydalı mı?
Diğer bir konu ise
bitkilerin gerçekten faydalı olduğuna dair yeterli çalışmanın yapılmamış ve doz
aralıklarının tespit edilmemiş olması. Ayrıca söz konusu bitkilerin, ilaç
kullanan kişilerin ilaçlarıyla nasıl bir etkileşime girdiği konusu da göz ardı
edilen oldukça önemli bir konu. Bu nedenle şifalı olduğu belirtilen bitki ve
bitki karışımlarının mutlaka doktora danışılarak kullanılması ve herhangi bir
sebeple doktora başvurulduğunda da kullanılan bitkiler hakkında doktora bilgi
verilmesi gerekiyor.
Zencefil
ve zerdeçal: Yararları zararlarını geçmesin
Etkin maddesi kurkumin olan
zerdeçal ve ayrıca zencefil son yıllarda çok revaçta. Bu bitkilerle ilgili
klinik çalışmalar da nispeten daha fazla. Hatta, yüzyıllardır geleneksel Hint
mutfağında kullanılan bu bitkiler, Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH)
tarafından ‘muhtemel güvenli’ olarak sınıflandırılmış durumda. Yapılan
çalışmalar özellikle zerdeçalın anti-inflamatuar özellikleriyle ilişkili
faydalarını gözler önüne seriyor. Zerdeçal ayrıca, bağırsakta gazın
hafifletilmesi, sedef, egzama, romatoidartrit, fibromiyalji, siyatik ve
osteoartirit gibi birçok inflamasyona bağlı rahatsızlığı hafifletmek için de
kullanılıyor. Yine yapılan başka çalışmalar, kurkuminin pankreas B hücrelerinin
işlevini artırarak kan şekerini düşürdüğünü, ek olarak kan basıncına olumlu
etki ettiğini ve atar damarlarda duvar kalınlığını azalttığı gösteriyor. Ancak
burada sorulması gereken soru faydalı olabilecek bu bitkileri kimlerin, ne
zaman ve nasıl kullanması gerektiği. Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Arnaz, “Bu
sorulara dikkat çekmeden yapılan tavsiyeler bilinçsizce kullanıma ve
kullananlar üzerinde olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Örneğin zerdeçal
kullanımı, kan basıncı düşürücü ilaç kullanan bir hastada düşük tansiyona ve
bunların olumsuz sonuçlarına yol açabileceği gibi yine oral anti diyabetik ilaç veya insülin kullanan hastalarda hipoglisemi ataklarına neden oluyor”
uyarısında bulunuyor.
Kanamanın
durdurulamaması riskini artırıyor
Bu bitkilerin dikkat
edilmesi gereken bir diğer özelliği de kan sulandırıcı etkileri ve trombosit
kümeleşmesini bozarak operasyon esnasında ve sonrasında kanamalara neden
olması. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Arnaz,
hastalıkları nedeniyle zaten kan sulandırıcı ilaçlar kullanan hastaların, bu
bitkilerin kullanımını ameliyatlardan en az bir hafta önce kesmesi ve
doktorlarını bu konuda mutlaka bilgilendirmesi gerektiğini vurguluyor.