Kalın
bağırsak kanserleri toplumda sık görülen kanserler arasında üçüncü sırada yer
alıyor. Genetik riskleri sebebiyle her iki cinsiyeti de tehdit eden bu
hastalıkta, düzenli kontrolleri ihmal etmemek büyük önem taşıyor. Tarama kolonoskopisi ise teşhis için en önemli araçlardan biri olarak kabul ediliyor.
Memorial Hizmet Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Uygar
Kalaycı, kalın bağırsak kanserinin teşhis ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Fazla
kilolar ve yanlış beslenme bu kanseri çağırıyor
Kalın bağırsak ve rektum
kanserleri ailesel, genetik geçişli ve rastlantısal olarak üç sebeple ortaya
çıkmaktadır. Kromozom bozukluğu, genetik yapıdaki yapısal ve kimyasal
değişimler de kanser sürecinin sebepleri arasında yer almaktadır. Genetik
yatkınlık, ileri yaş, obezite, fiziksel olarak hareketsiz yaşam tarzı, sigara,
alkol, diyette işlenmiş gıda ve kırmızı et tüketiminin fazlalığı hastalığın en
önemli nedenlerini oluşturmaktadır. Araştırmalar 76 -85 yaşları arasında
risk-yarar oranı gözetilerek, kolonoskopiyi tolere edebilecek olgulara kalın
bağırsak kanseri için tarama kolonoskopisi yapılması gerektiğini ortaya
koymaktadır. Ailesinde birden fazla kalın bağırsak kanseri olan, kolonoskopide
1 cm’den büyük, yüksek derecede farklılaşma gösteren polip bulunanların diğer
aile bireylerinde de kanser riskinin arttığı göstermektedir.
Taramaları
ihmal etmeyin
Son yıllarda geliştirilen
tarama programları kalın bağırsak ve rektum kanserlerinin erken teşhis
edilmesini sağlamaktadır. Kalın bağırsak kanseri için yapılan tarama
programları 50-75 yaş aralığında olan hastalar için önerilmektedir. Bu
taramalar dışkıda kan aranması, pozitif olgularda kolonoskopi olarak
tanımlanır. Tarama kolonoskopileri ile kalın bağırsak kanseri yüzde 90 engellenebilmektedir.
Kolonoskopi ile erken teşhis edilen hastalık için daha uygun cerrahi tedaviler
yapılabilmektedir. Erken teşhis edilen kalın bağırsak kanserinde 5 yıl
üzerindeki yaşam şansı yüzde 90’ ın üzerine çıkabilmektedir.
İleri
yaştaki akrabalarınızda kalın bağırsak kanseri varsa siz de risk altında
olabilirsiniz
Yaşlı hastalarda da tarama
kolonoskopileri önemlidir. Bilindiği gibi kalın bağırsak kanseri olgularının
yüzde 60’ ından fazlası 70 yaşın üzerindedir. Tanı alan hastaların da yüzde 43’
ünün 75 yaşın üzerinde olduğu görülmüştür. Kalın bağırsak kanserinin cerrahi
tedavisi için yaşlı ve genç nüfus gözetilerek yapılan araştırmalarda, yaşlı
nüfus için uygulanan cerrahinin patolojik sonuçlarının da farklı olduğu ortaya
konulmuştur. Bu olguların patolojilerinde de daha fazla K-RAS, BRAF, TP53 tipi
mutasyonların ve histolojik farklılıkların olduğu belirlenmiştir. Bu
araştırmalar sonuçlar yaşlı hastadaki olası mutasyonel farklılaşmaların genç
akrabalar için de gelişebilecek risk artımı ve kalıtsal kanser riski ihtimalini
ortaya koymaktadır.
Hastaya
özel tedavi yaşam süresini artırıyor
“Hastalık yoktur hasta
vardır” deyimi tıbbın en önemli kurallarından birisidir. Bu kural yaşlılarda
uygulanan "Cerrahide Kişiye Özel Değerlendirmenin" önemini en iyi
vurgulayan tanımdır. Yaşlı olgularda “Geriyatrik Hastalarda Karşılaştırmalı
Değerlendirme” metoduyla uygulanan kalın bağırsak kanser cerrahisinde farklı
bir bakış ortaya konmuştur. Bu yöntemle hastanın sadece yaşı değil; kilo kaybı,
hareketlilik, eğitim düzeyi,ek hastalıklar, genel vücut kondisyonu, yaşam
beklentisi, sosyal izolasyon, bilişsel fonksiyonlar, depresyon, kalp ve
metabolik fonksiyonları değerlendirilerek kişiye özel cerrahi uygulamalar
yapılır. Kişiye özel cerrahi sonrası 6 aydan daha uzun yaşayan yaşlı hastaların
yaşam beklentisinin, hastalık tekrarı gibi diğer göstergeleri de genç yaştaki
hastalar ile aynı seviyeye geldiği görülmüştür. Bu da yaşlılıkta uygulanan
cerrahide seçilmiş metotlarla değerlendirme yönteminin uygulanması gerektiğini
ortaya koymaktadır.
ERAS
“Cerrahi Sonrası Erken Toparlanma Süreci” ile başarılı sonuçlar
Kalın bağırsak kanseri olan
yaşlı, acil olgularda cerrahiden kaçınmak ve operasyon hazırlığı için tıkayıcı
tümörlerde uygulanan endoskopik köprüleme tedavisi daha fazla önerilmektedir.
Bu şekilde operasyon için daha iyi hazırlık süreci geçirildiği düşünülmektedir.
Bu olgularda tüm yaş gruplarında olduğu gibi cerrahi sonrası erken toparlanma
süreci ile daha iyi sonuçlar alınabildiği ortaya çıkmıştır. Her hastalıkta
olduğu gibi kalın bağırsak kanserinin tedavisinde de erken teşhis, tedavi
şansını artırır. Ayrıca daha kolay cerrahi işlem için erken teşhis, uygun olan
her vakada yaştan bağımsız tarama ve uygun cerrahinin uygun kişiye yapılması da
tedaviden daha olumlu sonuçlar alınmasını sağlamaktadır.