Ağız kokusu, mide yanması ve ses kısıklıkları ile kendisini belli eden mide
fıtığı, tedavi edilmediği takdirde reflüye de neden olarak hastalara zor bir
süreç yaşatabiliyor. Ancak erken dönemde teşhis edilen mide fıtığı,
laparoskopik yöntemlerle başarıyla tedavi edilebiliyor. Memorial Hizmet
Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Fatih Çiftçi, mide fıtığının
nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
50 yaş üzerindeyseniz dikkat!
Mide fıtığı, mide ile yemek borusu arasındaki kasların zayıflaması veya
erimesi ile midenin yemek borusuna doğru sarkması şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Farklı nedenlerle birlikte midenin yukarı kısmındaki kasların zayıflık ve
genişliğe meyilli olması da mide fıtığına neden olabilir. Yani bu hastalık
diyafram kasının zayıflamasıyla ortaya çıkmaktadır. Her yaşta görülebilen mide
fıtığı genellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde ortaya çıkmaktadır. Mide fıtığına
yol açan birçok neden vardır. Obezite, sağlıksız beslenme nedeniyle sürekli
kabız olmak, ileri yaşa bağlı kas zayıflamasının ortaya çıkması, kronik sigara
içiciliği, genetik olarak bu hastalığa bedensel yatkınlık, kaygılı ve stresli
yaşam mide fıtığının ortaya çıkma ihtimalini artırır. Ağır taşıma, hamilelik ve
vücudu aşırı zorlama da nedenler arasında sayılabilir. Mide fıtığı tedavi
edilmediği takdirde bazı hastalarda şiddetli reflüye neden olabilir.
Belirtisiz başlayabilir
Mide fıtığı çoğu zaman hiçbir belirti vermeyerek sinsi bir şekilde ilerler.
İlerleyen dönemlerde de şu belirtilerle kendisini gösterebilmektedir:
- Ağız kokusu,
- Midede ve göğüs arkasında yanma, ekşime
- Yemek esnasında boğazda ve yemek borusunda takılma hissi
- Gece yüksek yastıkta yatma ihtiyacı,
- Öksürük krizleri, ses kısıklığı
- Ani geğirmeler
- Ağırlık kaldırırken, eğilirken, dışkılamada göğüs kafesi arkasında yanma, ağrı
- Gıda artıklarının aniden ağıza gelmesi
- Paraösefagial tipte mide kanaması, kanlı kusma
Gece geç saatte yemek yemeyin
Gece geç saatlerde yemek yememek ya da tok karnına yüzmemek mide fıtığı
için önlemdir. Kabızlığı da önleyen lifli gıdalarla beslenilmelidir. Ağır
işlerde çalışanlar ergonomik açıdan tedbirli olmalıdır. Gebe olanlar
beslenmelerinde aşırıya kaçmamalıdır. Alkol, sigara, kahve, çikolata, asitli
yiyecek ve içecekler, aşırı yağlı gıdalar, acılı, salçalı ve baharatlı gıdalar
mide kapakçığını gevşetir. Yatmadan 2 saat önce gıda alımı durdurulmalıdır.
Bunlara karşı dikkatli olunmalıdır. Stresten kaçınmak da çok önemlidir.
Hastalar kısa sürede iyileşiyor
Mide fıtığı tedavisi reflü tedavisine benzer. Belirtilmiş bir ilaç tedavisi
bulunmamaktadır. Kişinin diyetine dikkat ederek mide sağlığını koruması çok
önemlidir. Laparoskopik kamera ameliyatıyla teknolojik gelişmelerin ışığında,
hastalar tedavi olabilmektedir. Bu şekilde yapılan mide fıtığı ameliyatıyla
kişiler ameliyat günü veya ameliyattan bir gün sonra taburcu olabilmektedir. Bu
teknikte minik deliklerden girilerek fıtıklaşan kısım tamir edilmekte ve
üzerine gerekirse yama konulmaktadır. Takiben fundoplikasyon denilen mide
kapağı yapma işlemi laparoskopik kamera eşliğinde gerçekleştirilmektedir.
Ameliyatın başarı oranı yüzde 90’ın üzerindedir.
Mide fıtığında ameliyat gerektiren
durumlar
Bazı durumlarda mide fıtığı acil olarak ameliyatla tedavi edilmelidir.
Ameliyat olması gereken durumlar şöyle sıralanabilir:
- Mide içerisindeki asit, yemek borusu iç kısmını döşeyen epitelde hasara neden olur. Bu durum kronikleşirse, yemek borusunda Barrett olarak isimlendirilen ve kansere dönüşme olasılığı olan değişiklikler ortaya çıkar. Bu durumda kesin ameliyat önerilir.
- Ömür boyu ilaç kullanmak istemeyen hastalar ameliyatla tedavi edilebilir.
- Mide fıtığının bazı türlerinde fıtık boğulması oluşabilir. Böyle durumlarda reflünün şiddetine bakmadan acil ameliyat gerekir.
- Doğum kontrol ilaçları, tansiyon, kemik erimesi ilaçları ve ağrı kesiciler reflüyü tetikler. Bu ilaçların kesilmesinin mümkün olmadığı durumlarda ameliyat gerekir.
- Kilo vermekte zorlanan, stresli ortamlarda yaşayan, devamlı ilaç kullanmakta zorlanan reflü hastalarında ameliyat, bir seçenek olarak düşünülmektedir.