Bir hayatı
birlikte paylaşacağımız kişilerde aradığımız birçok özellik var. Yaş, sosyal
yetkinlikler, eğitim, finansal durum, hobiler, yaptığı iş…Özellikle mesleklerde
önyargılara bağlı olarak farklı tercihler olabiliyor. “Öğretmenlerin tatili
çoktur, bol bol gezeriz” veya “Doktorların gecesi gündüzü yok” gibi düşünceler
olabiliyor. evlilik şirketi Commeetment’ın kurucusu ve Etrafta İnsan Çok Neden
Doğru İnsan Yok isimli kitabın yazarlarından Erhan Erol, “Hayat müşterek, artık
‘eşim çalışmasın’ anlayışı bitti. eş seçiminde iki taraftan da iş hayatı içinde
olması bekleniyor” diyor.
Anne babalarımızdan veya aile büyüklerimizden aşina olduğumuz ‘evinin
kadını, çocuklarının anası olsun’ düşüncesi yerini ‘hayat müşterek’ anlayışına
bıraktı. Hayat pahalı, tek maaş yetmiyor, bir aileyi geçindirmek için iki
kişinin de çalışması gerekiyor. Artık eş seçiminde büyük bir çoğunlukla
karşıdaki kişinin çalışması tercih ediliyor. Fakat konu mesleğe geldiğinde
farklı tercihler olabiliyor. Geçinme problemi olmayan kişiler bile üretkenliğin
sürdürülebilmesi ve sosyal hayata daha tutkuyla bağlı kalınabilmesi için
karşısındaki kişinin bir işle meşgul olmasını tercih ediyor.
Evlilik şirketi Commeetment, kurulduğu günden bugüne olan tecrübelerini bir
kitapta topladı. Commeetment’ın kurucusu Erhan Erol ve uzman klinik psikolog
Gökçe Ünal tarafından yazılan A7 Kitap Yayıncılık’tan çıkan Etrafta İnsan Çok
Neden Doğru İnsan Yok isimli kitapta eş seçiminde nelere dikkat edildiğine de
değiniliyor. Bunlar arasında meslekler de önemli bir yer tutuyor.
İşine tutkuyla bağlı olsun ama işkolik olmasın
Genel olarak eşlerin düzenli çalışma saatlerine sahip bir işte çalışmasının
beklendiğini belirten Erhan Erol, eğer kişi kendi işinin sahibiyse veya esnek
çalışma saatlerine sahip biriyse karşısındaki kişinin de benzer bir düzene
sahip olmasını istediğini söylüyor. Kadınlar erkeklerin ne iş yaparsa yapsın
işine tutkuyla bağlı olmasını ve işlerinde başarılı olmasını isterken
işkoliklik kabul edilmiyor.
Meslek olarak bazı kadınların özellikle doktor tercih ederken bazılarının
ise özellikle tercih etmediklerini ifade eden Erol, “Kadınlar, eş adaylarının
kadınlara yakın olan meslek gruplarında olmasını istemiyor. Bu doğrultuda
doktor olsa bile jinekolog olmamasını, güzellik salonu sahibi, kadın kuaförü
vb. olmamasını özellikle belirtiyorlar. Kadınlar öğretmenleri tercih etmezken,
erkeklerin özellikle tercih ettiğini görüyoruz. Erkekler eşlerinin ayrıca fazla
seyahat gerektirmeyen bir işte çalışmalarını istiyorlar.”
Eğitim ve kariyerin olumsuz etkisi
Kadınlar, erkeklerin finansal olarak en az kendileri kadar iyi durumda
olmalarını beklerken erkekler de hayatın müşterek olduğunu ve kadınların da
çalışma hayatı içinde olması gerektiğini düşünüyor. Etrafta İnsan Çok Neden
Doğru İnsan Yok kitabına göre, kadınlar, aldıkları eğitim ve elde etmiş
oldukları kariyerin de etkisiyle toplum içerisinde güçlendiklerini, bunun da
yeni bir ilişkiye başlarken erkekler üzerinde genelde olumsuz bir etki
yarattığını düşünüyorlar. Erkeklerin kompleks yaşayarak ilişkide problem
çıkarabildiklerini söylüyor, bu nedenle kendilerini taşıyabilecek bir eş
beklentisi içine giriyorlar.