Sohbetlerin vazgeçilmezi kahve; gün içinde enerji veriyor, uykuyu açıyor ve
kişiyi zinde tutuyor. Tüm bunların yanında birçok hastalıktan korunmada da
yardımcı oluyor. Ancak kahvenin kaliteli malzeme ile uygun koşullarda
hazırlanıp, belirli miktarlarda tüketilmesi gerekiyor. Memorial Bahçelievler
Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Aslıhan Altuntaş, kahvenin doğru
tüketimi için önemli önerilerde bulundu.
Hazır kahvelerden uzak durun
Sağlıklı bir kahveden bahsetmek için öncelikle kahve türlerine değinmek
gerekmektedir. Günümüzde hızlı gelişen kahve kültürü çok çeşitli kahve
türlerini hayatımıza sokmuş durumdadır. İlk olarak marketlerde satılan granül
kahve adı verilen işlenmiş hazır ürünlerin tercih edilmesi önerilmemektedir.
Kahve özelliğini yitirmiş, işlenmiş, endüstriyel granül kahvelerin dışında,
öğütülmüş kahve olarak adlandırılan diğer tüm kahve türleri damak zevkine göre
seçilebilir. Türk kahvesi, espresso, americano, filtre kahve gibi daha birçok
çeşidi bulunan öğütülmüş kahvelerin aromaları geldikleri bölgeye göre değişirken,
sertlik dereceleri kavurma ve pişirme yöntemlerine göre değişmektedir. Örneğin
Asya bölgesinden gelen kahveler daha acımsı bir tat vermektedir. Orta ve Güney
Amerika kahveleri en çok bilinen ve bizim aslında en çok tükettiğimiz
türlerdir. Afrika bölgesinden gelenler ise daha vanilyalı, meyveli tatlarda
hafif kahvelerdir.
Aromalı kahveler alınan kalori miktarını
artırıyor
Sağlıklı kahve tüketmenin temel noktası sade kahve tüketmektir. Eğer sütlü
tercih edilecekse bu oran kişinin günlük tüketmesi gereken süt miktarına göre
belirlenmelidir. Ancak çok az tatlandıracak kadar eklenen sütler hesaba
katılmayabilir. Bunun yanında karamel, fındık, çikolata gibi aromaların tümü
kahvenin kalorisini artırmaktadır. Sürekli olmamak şartıyla aromalı kahveler
tüketilebilir ancak yüksek kalori oranlarıyla günlük tüketim hakkından
kaybedilerek öğünlerde kısıtlamaya gidilmesi gerekliliği unutulmalıdır.
Çok kavrulan kahve besin değerini
yitiriyor
Meyve ve sebzelerde bulunan flavonoidler yararlı biyokimyasal ve
antioksidan etkiye sahip aromatik pigment bileşikleridir. Isı işlemiyle bütün
besin maddelerindeki flavonoidler belli bir miktar değişime uğramaktadır. Kahve
de ısı işlemiyle bu değişime uğradığı için lezzetinde bazı değişiklikler
yaşanır. Bu nedenle çok koyu kavrulmuş kahve yerine daha az kavrulmuş ve orta
kavrulmuş kahveler tercih edilmelidir. Böylece hem flavonoidlerden daha çok
yararlanılır hem de lezzet kaybı yaşanmaz. Az kavrulmuş kahveler biraz daha
ekşimsi tada sahiptir. Orta kavrulmuş kahveler ise biraz daha yumuşak içime
sahiptir. Lezzeti hangi kahve türünün tüketildiğine göre de değişmektedir.
Ancak hangi kahve türü olursa olsun hem sağlık hem de lezzet açısından çok
kavrulmuş kahvelerden ziyade az ya da orta kavrulmuş kahveleri tercih etmek
daha faydalı olacaktır.
Günde 2 bardak ideal
Her şeyde olduğu gibi kahvede de bir dengeye göre gitmek gerekir. Ancak
günlük kahve tüketim miktarı içilen kahvenin sertlik derecesine göre
değişmektedir. Örneğin espressonun kafein miktarı filtre kahveye göre daha
fazladır. Kahve türünün sertliği kavurma şekline göre de değişir. Bu nedenle
daha orta sertlikte 3. ve 4. seviye kahveler önerilmektedir. İçerisine koyulan
kahve miktarı da önemlidir. Ortalama 2 tatlı kaşığı kadar kahve ile yapılan
300-400 ml’lik bir kupadan günde 2 tane içmek tavsiye edilen tüketim
miktarıdır.
Açken kahve tüketmeyin
Ev için satın alınan kahveler tüketim miktarına göre en fazla 1-2 ay
içerisine bitirilecek şekilde satın alınmalıdır. Kahveyi uzun süreler bekletmek
hem lezzet açısından hem de içeriğindeki flavonoidler açısından uygun değildir.
1-2 ayda bitecek kadar kahveyi evlerde stoklamak en doğrusudur. Bunun yanında
aç karınla, öğün yerine kahve tüketimi kesinlikle önerilmemektedir. Kahve mide
asidinin yükselmesine sebep olarak gastrit ve reflü riskini artırmaktadır.
Doğru tüketildiğinde diyabetten kansere
kadar birçok hastalığa kalkan oluyor
Tüm bu koşullara uygun tüketilen sağlıklı bir kahve alışkanlığının vücuda
birçok faydası bulunmaktadır.
- En önemli ve en çok konuşulan özelliği metabolizmayı hızlandırmasıdır.
- Spor öncelerinde tüketimi önerilmektedir. Antrenmandan ve yoğun bir egzersizden sonra tüketilen kahve kaslardaki ağrıların ve yorgunluğun atılmasında yardımcı olur.
- Gün içerisinde zinde kalmayı sağlar.
- Günde ortalama 2 fincan tüketildiğinde tip 2 diyabetten korunma sağlamaktadır.
- İçeriğindeki kafeinden dolayı bilişsel performansı artırmaktadır.
- Özellikle erkeklerde daha sık görülen safra kesesi taşı oluşumlarını azalttığı bilinmektedir.
- Oksidatif strese bağlı ritim hasarının oluşumunu önlemekte ve koruyuculuk sağlamaktadır.
- Erkeklerde gut oluşumu riskini azalttığı bilinir.
- Depresyonu ve depresyon riskini azalttığı da çalışmalarla ortaya konmuştur.
- Bilişsel performansı artırmasıyla Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının riskini azaltmaktadır.
- İçeriğindeki kafeik asit ve klorojenik asit gibi bazı antioksidan maddeler sayesinde vücudu tüm hastalıklara karşı savunduğu gibi DNA bütünlüğünü koruduğu için bazı kanser türlerinin tedavisinde de tüketimi önerilmektedir.